Yerbilim Mühendisleri Odası, “doğal gazın Kıbrıs’ın kaderini belirleyeceği” görüşünde.

“Türkiye Cumhuriyeti’nin yıllık gaz tüketiminin 50 milyar metre küp civarı olduğu düşünüldüğünde şu ana kadar münhasır ekonomik alanımız içerisinde bulunan miktarların Kıbrıs adası için ne kadar büyük rezervler ve önemli keşifler olduğu daha iyi anlaşılabilir” diyen Yerbilim Mühendisleri Odası, fakat şu ana kadar bulunduğu iddia edilen rakamların gaz sektöründe küresel bir güç oluşturacak bir boyutta olmadığını belirtti.

Oda, doğal gazın olası bir boru hattı ile ya da LNG terminali inşa ederek, Avrupa’ya ulaştırılmasını fizibıl kılacak bir ekonomik değere de henüz sahip olunmadığını kaydetti.

Oda Başkanı Oğuz Vadilili imzasıyla doğal gazla ilgili yazılı açıklama yapan Yerbilim Mühendisleri Odası, Adanın güneyinde, deniz içerisinde, Kıbrıslı Rumlar tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen doğal gaz sondajlarının devam etmekte olduğunu belirterek, sondajlar ile elde edildiği açıklanan gaz miktarlarını şöyle aktardı:

“ABD’li Noble ve İsrail’li Delek Enerji şirketinin 12 numaralı blokta, Afrodit – 1 kuyusunda yaptığı sondajla gerçekleştirilen keşif sonrasında, bazı rezerv rakamları açıklanmıştır. İlk açıklamada, rezervin 250 milyar metreküp olduğu açıklanırken, daha sonra bu miktar, 198 milyar metreküp olarak revize edilmiştir. Söz konusu şirketlerin web sayfalarında ise son değerler 129 milyar metreküp (doğal gaz) olarak yer almaktadır.

İtalyan ENI şirketi tarafından 6 numaralı blokta ya da Calypso adı verdiği bölgede gerçekleştirdiği sondaj ile bulduğunu açıkladığı gaz miktarı ise 170 - 230 milyar metreküp aralığında olduğu açıklanmıştır.

Amerikan ve Katar enerji şirketleri olan Exxon Mobil ve Katar Petrol işbirliğinde, 10. blokta  2 kuyu açılmıştır. Bunlardan ilki olan Delphine 1’de hidrokarbon keşfinin olmadığı, ExxonMobil tarafından açıklanmıştır. İkinci kuyu olan Glaucus 1’de ise, 141 ile 226 milyar metreküp aralığında doğal gaz bulunduğu bilgisi, yenile medyaya verilmiştir.

12 numaralı parseldeki Afrodit yatağı hariç diğer bulunduğu belirtilen alanlar olan 10. parsel ve Calypso yataklarında doğrulama sondajları henüz yapılmamıştır. Basına verilen rezerv miktarları, tahmini rezerv miktarlarıdır. Bir rezervuar alanı için bir adet sondaj bilgisi ile gerek “yerinde gaz” ve gerekse “üretilebilir gaz” miktarları hakkında bilgi vermek mümkünse de bu veriler bilimsel ve kesin değerler değildir.

Exxon Mobil, büyük ve ciddi bir şirkettir. Diğer irili ufaklı şirketler gibi, “borsa değerini arttırmak” amacı ile yüksek rezerv rakamı açıkladığını düşünmek, pek doğru olmayacaktır. Ancak, daha önce de belirttiğimiz gibi, tek bir kuyu açıp, ertesi gün rezerv açıklamak, bilimsel sayılamaz. Tahminen şu yaklaşım söz konusu olmuştur: Bu kuyuda 133 metre civarında gazlı formasyon geçildiği açıklanmaktadır. Daha önce yapılan 2 ve 3 boyutlu sismik çalışmalardan, rezervuarın uzanımı konusunda bir tahmin yapılmıştır. 133 metrelik gazlı formasyon, önemli bir büyüklüğü ifade eder. Ancak bunun “net kalınlık” olup olmadığı, bu kalınlığın tüm yapı boyunca aynı homojenlikte sürüp sürmediği, rezervuarın uzanımı boyunca devamlılık olup olmadığı, rezervuar basıncı, rezervuar itki makanizmaları gibi çok sayıda faktör belirleyicidir. Açıklanan tahmini rezerv, “yerinde gaz miktarıdır”. Bunun % 60- 70’i üretilebilir. Dolayısı ile 90 – 146 milyar metreküp aralığında bir TAHMİNİ ÜRETİLEBİLİR rezervden söz edilebilir. Bu da küçümsenecek bir hacim değildir. Afrodit’te olduğu gibi; ya da Glaucos’un Mısır’daki ZOHR sahasından da büyük olduğu söylemi de bilimsel olmadığı gibi farklı amaçlar için söylenmektedir.”

“ÖNEMLİ KEŞİFLER…”

“Türkiye Cumhuriyeti’nin yıllık gaz tüketiminin 50 milyar metre küp civarı olduğu düşünüldüğünde şu ana kadar münhasır ekonomik alanımız içerisinde bulunan miktarların Kıbrıs adası için ne kadar büyük rezervler ve önemli keşifler olduğu daha iyi anlaşılabilir” diyen Yerbilim Mühendisleri Odası, fakat şu ana kadar bulunduğu iddia edilen rakamların gaz sektöründe küresel bir güç oluşturacak bir boyutta olmadığını belirtti.

Oda, olası bir boru hattı ile ya da LNG terminali inşa ederek, Avrupa’ya ulaştırılmasını fizibıl kılacak bir ekonomik değere de henüz sahip olunmadığını kaydetti.

“ARTMA KUVVETLE MUTEMEL”

Yerbilim Mühendisleri Odası, şunları da ifade etti:

“Kıbrıs adası çevresinin jeolojik koşulları, yapılan çalışmalar,  elde edilen bulgular ada etrafında doğal gaz varlığının bir gerçek olduğunu bize her geçen gün kanıtlamaktadır. Öyle görünüyor ki ilerleyen süreçte artarak devam edecek olan jeofizik çalışmalar ve  sondajlardan elde edilecek yeni bilgiler ışığında, yapılacak olan yeni gaz sondajları ile toplam rezerv miktarının artması kuvvetle muhtemeldir.

Adamızın etrafındaki tüm doğal kaynakların Cumhurbaşkanı seviyesinde söylendiği gibi Kıbrıslıların tümünün olduğu gerçeğini anlatmaya ve enerji kaynağını Kıbrıslı Rumlar ile birlikte yönetmeyi talep etmeye, bu kaynakları tek başlarına sahiplenemeyeceklerini anlatmaya devam etmeliyiz. Doğal gazın ada için bir gerçek olduğunu bilerek ilerde hangi sektörlerde nasıl kullanacağımızı konuşmaya, projelendirmeye geç bile kaldık. Kurumlarımızı bu yönde süratle geliştirmeli, teknik elemanlar yetiştirmeliyiz.

Tüm Kıbrıslılar olarak Doğal gazın adanın refahına ve bölge barışına hizmet etmesini sağlamalıyız.”

Editör: TE Bilisim