Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük'ün oğlu Mehmet Küçük, babasının Kıbrıs Türkü'nün özgürlük mücadelesini başlatan kişi olduğunu belirtti.

Mehmet Küçük ile Dr. Fazıl Küçük Vakfı Müdürü Osman Güvenir, vefatının 36'ncı yılında Dr. Küçük'le ilgili anılarını AA muhabirine anlattı.

Babasının soyadını taşımaktan ve oğlu olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Küçük, Dr. Fazıl Küçük isminin Kıbrıs Türkü için en önemli isim olduğunu vurguladı.

Küçük, "Dr. Küçük, Kıbrıs Türkü'nün özgürlük mücadelesini başlatan kişidir, ömrünün sonuna kadar bu dava için yaşamıştır." dedi.

Dr. Küçük'ün ailesiyle çok fazla zaman geçiremediğini belirten oğul Küçük, babasıyla 1973'te Cumhurbaşkanlığını bıraktıktan sonra daha yakın olabildiğini ve onu daha fazla görebildiğini dile getirdi.

Küçük, "Çocukken onu (Dr. Küçük) pek fazla göremezdik. Kendisinin milli mücadele dışında herhangi bir aktivitesi yoktu. Boş vakti olursa da köylere, kahvelere ve ziyaretlere giderdi." diye konuştu.

“KÖYLERDEN GELEN VATANDAŞLAR DA BİZLERLE OLURDU"

Babasının, evde bulunduğu zaman da mutlaka misafir ağırladığını kaydeden Küçük, "Sabah kalkardı ve doktor olarak görevine başlardı. Öğleye kadar görevini yapardı ancak öğle yemeğinde mutlaka köylerden gelen vatandaşlar da bizlerle olurdu. Onlar devamlı bizim yemek masamızdaydı ve ülkenin sorunlarını görüşürlerdi." ifadesini kullandı.

Küçük, babasının öğleden sonra dinlendiğini, akşamları da kendisinin çıkardığı "Halkın Sesi" gazetesine giderek köşe yazısını yazdığını söyledi.

"ANNEM BİZE HEM BABALIK HEM DE ANNELİK YAPMAYA ÇALIŞTI"

Günleri yoğun geçtiği için babasıyla pek bir münasebetleri olmadığını anlatan Küçük, "Annem bize hem babalık hem de annelik yapmaya çalıştı. Babamın yokluğunu bize hissettirmemeye çalıştı. Çünkü o da bu mücadeleye ve babamın bu mücadeleyi vermesi gerektiğine inanıyordu." dedi.

Dr. Küçük'ün bazen köy ziyaretlerine aile bireylerini de götürdüğünü söyleyen Küçük, ona karşı hürmeti ve ilgiyi görünce çok sevindiklerini kaydetti.

Küçük, babasıyla gittikleri köy kahvehanesindeki bir anısını şöyle anlattı:

"Kendisi sade kahve içerdi. Kahveci orada çalışan hanımına 'Doktora bir sade kahve yap.' dedi. Kahve geldi, rahmetli bir yudum aldı ve 'Kahve şekerli' dedi. Adam gitti bir daha kahve getirdi ve yine şekerliydi. Ondan sonra eşi de geldi ve adam 'İki defa da şekerli yapmışsın' dedi. Eşi ise 'Ben Dr. Küçük'e sade kahve içirmeye hiç kıyar mıyım.' dedi. İkram olsun diye şeker koymuş içine. Kadını ikna etmişler ve sonunda sade kahve yapmış."

GÜVENİR: "KİTAPLARA SIĞMAYACAK KADAR BÜYÜK BİR LİDERDİ"

Dr. Küçük'ün özel kalemliğini de yapmış, aynı zamanda dava arkadaşı olan Dr. Fazıl Küçük Vakfı Müdürü Güvenir de "Dr. Küçük kitaplara sığmayacak kadar büyük bir liderdi. Dava adamı olmak başka şey, lider olmak başka şeydir. O gerçek anlamda Kıbrıs Türkü'nün lideriydi." dedi.

Güvenir, Dr. Küçük'ün ilk olarak İngilizlerin baskıcı rejimine karşı çareler aradığını belirterek İsviçre'den tıp adamı olarak döndüğünde "Bu işin tek çaresi bir gazete yayımlamaktadır" dediğini aktardı.

Dr. Küçük'ün 1942'de çıkardığı Halkın Sesi gazetesiyle kendi halkını uyandırdığını söyleyen Güvenir, "Dr. Küçük devamlı rutin köy gezileri yapardı. Halkını uyandırma adına yazdığı yazılar hep günlük gazetede yer alıyordu. Her gün bütün köy otobüslerine o gazeteden birer tane veriyordu." diye konuştu.

Güvenir, Küçük'ün o süreçte kendi oluşturduğu grubuyla Ankara'ya giderek Türkiye'deki yetkililere Kıbrıs Türkü'nün davasını anlatmaya başladığını kaydetti.

Rumların 1955'te faaliyete geçirdiği Enosis (Ada'nın Yunanistan'a bağlanması) idealine karşı bazı gençlerin Küçük yardımıyla "Volkan" gibi mücadele grupları oluşturduğunu anlatan Güvenir, ondan sonra da Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşunun gündeme geldiğini ifade etti.

Güvenir, Fazıl Küçük'ün gayet demokratik ancak haksızlığa hiç tahammül edemeyen yapıda olduğunu söyleyerek "Kıbrıs Türkü o yıllarda çok acı çekti ve Küçük'ün bu mücadeledeki payı büyüktür." dedi.

"TÜRKİYE İLE MÜNASEBETLERİ MÜKEMMELDİ"

"Küçük'ün Türkiye ile münasebetleri mükemmeldi. Bütün beyanatlarında biz ana vatansız hiçbir şey yapamayız." dediğini söyleyen Güvenir, kendisinin devamlı Türkiye'ye minnet ve şükranlarını ifade ettiğini belirtti.

Güvenir, "Çok duygusal bir insan olmasına rağmen gerçekçiydi. Şakalaşmayı çok severdi. Dr. Küçük gibi bir adamın lider olarak başımızda bulunması Kıbrıs Türkü için çok büyük bir şanstı." ifadesini kullandı.