Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, demokrasi için sığınılacak tek limanın Kıbrıs Türk halkının iradesi olduğuna dikkat çekerek, bu anlamda mücadelelerine yılmadan, bıkmadan devam edeceklerini belirti.

Erhürman, adaya barışın ancak kalıcı çözümle gelebileceğini, bu çözümün ise iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon olduğunu söyledi.

Ülkenin gündeminde olan “göç” konusuna da değinen Erhürman, bu memlekette verilen varoluş mücadelesinin “Aman annem git gelme, sakın dönme” denilmesi için verilmediğini söyledi ve “Gitmeyin. Az daha dayanın. Onlar gidecek” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) 28’inci Olağan Kurultayı devam ediyor.

Genel Sekreter Erdoğan Sorakın’ın açılışı yapmasının ardından Kurultay Divan Başkanlığı belirlendi. Divan Başkanlığı şu şekilde oluşturuldu: “Başkan Özkan Yorgancıoğlu, Başkan Yardımcısı Pembe Ardıç, Üyeler İlsu Çetinkaya, Veysel Atak, Açelya Tekel”

Divan Başkanı olarak belirlenen eski başbakan Özkan Yorgancıoğlu, kısa bir konuşma yaparak, divana gösterilen güven için teşekkür etti ve 4 ay sonra CTP’nin 52’nci yaşının kutlanacağına değindi.

Yorgancıoğlu, CTP’nin ilke ve prensipleri hakkında konuşarak, Kıbrıs Türklerin kendi kendini yöneteceği ve federal çözüme ulaşılacağı günlere kadar mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti ve “Yaşasın CTP, yaşasın birliğimiz, yaşasın mücadelemiz” dedi.

- Erhürman: “Çatışma ve savaş durabilir ama sorun henüz çözümlenmediyse o zaman kalıcı barıştan söz etmek henüz mümkün değildir”

Kurultay’da konuşan Genel Başkan Tufan Erhürman, CTP’nin 52 yıllık tarihinde hiçbir zaman bir seçim partisi olmadığını, partililerin hiçbirinin siyasetle bir şey olmak adına uğraşmadığını belirterek, “CTP’liler siyasetle dünya için, insanlık için, bu ada için, Kıbrıs Türk halkı için bir şeyler yapmak adına uğraştı. Biz sadece bir parti değiliz. Biz belli ilkelerin barışın insan haklarının, demokrasisinin özgürlüğün, eşitliğin, adaletin aydınlattığı bir yolun omuz omuza yürüyen yoldaşlarıyız. Bu ada için bu halk için varız” dedi.

Ufukların yaşadıkları topraklarla sınırlı olmadığını, dünyadaki gelişmeleri de izlediklerini kaydeden Erhürman, gerektiğinde buna göre öz eleştiri de yaptıklarını ancak ne barıştan ne de demokrasiden asla vazgeçmeyeceklerini söyledi ve “İnsanca yaşam, barış gerektirir. Bir çocuk kıyıya vurduğunda, o bizim gönlümüze vurur, Afganistan'da uçaktan düşen, bizim yüreğimize düşer. Ukrayna’da cepheye giden babasının ardından el sallayan çocuğun gözyaşı bizim gözümüzden akar" dedi.

Erhürman, 52 yıllık bir partinin bilgi ve deneyim birikimiyle mücadele ettiklerini söyleyerek “Çatışma ve savaş durabilir ama sorun henüz çözümlenmediyse o zaman kalıcı barıştan söz etmek henüz mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

- “Çözümün yöntemi federal çözümdür”

Erhürman, kendilerine her zaman neden “çözüm ve barış” kelimelerini beraber kullandıklarının sorulduğunu belirterek, “Bu adaya kalıcı barış ancak çözümle gelir. Biz çözümü istiyoruz. Çözüm bu konjonktürde barışla eşdeğerdir” dedi ve bu adada çözümün yönteminin belli olduğunu, bunun “iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm” olduğunu kaydetti.

Kendilerini “gerçekçi olmamakla” eleştiren bazı kesimler olduğuna da dikkat çeken Erhürman, “Biz bu memlekette bugüne kadarki tüm toplum liderlerinin masada müzakere ettiği, bütün BM Güvenlik Konseyi kararlarında Kıbrıs sorununun çözüm yöntemi olarak yer alan federasyonu savununca gerçekçi olmuyoruz da siz bütün dünyanın, BM kararlarının reddettiği, hiçbir müzakere masasında görüşülmeyen iki devletliliği savununca gerçekçi mi olacaksınız?" diye sordu.

“Federasyon Ruma yama” olmaktır ifadelerini de eleştiren Erhürman, bu ifadeleri kullanan kişilerin Türkiye’nin desteğiyle bugüne kadar seçilmiş tüm toplum liderlerinin masada görüştüğü modeli, “Ruma yapa olma formülü” olarak nitelendirdiklerini belirtti ve “Bu pervasızlığa ancak güler geçeriz” dedi.

Erhürman, “CTP, Kıbrıslı Türkleri asla ve kimseye yama etmeyecek partidir. Kıbrıslı Türklerin ayakları üzerinde dimdik yürümesini sağlayacak partidir. Herkes haddini bilecek” ifadelerini kullandı.

- “Mücadelemiz büyüktür, asla ertelenemez”

Erhürman, "Bu çözümsüzlük koşullarında çok nesil kaybettik. Bizim kaybedecek bir neslimiz daha yoktur. Bizim bir an önce çocuklarımızın göçünü durdurma zorunluluğumuz vardır, insanlarımızı dünyaya açılma yollarında engellerinden ayırmamız lazım” diyerek, mücadelelerinin büyük olduğunu ve asla ertelenemeyeceğini belirtti.

Çeşitli platformlarda ve tüm müzakerelerde her zaman “siyasi eşitlik” dediklerine dikkat çeken Erhürman, federasyondan bahsederlerken her zaman iki bölgeli, iki toplumlu ancak iki siyasi eşit ortağı olduğu gerçeği üzerine kurulması gerektiğini savunduklarını söyledi ve “Siyasi eşitlik, CTP’nin kırmızı çizgisidir” şeklinde konuştu.

Güven yaratıcı önlemlere de değinen Erhürman, kapsamlı çözüme ulaşılamadığı koşullarda bu önlemlerin çözüm için katalizör olduğunu ve Kıbrıs Türk halkını dünyayla buluşturan işbirliği mekanizmaları olduğunu ifade etti ve ancak her iki taraftan güven yaratıcı önlemlerin olamayacağını söyleyen kişilerin statükodan memnun kişiler olduklarını öne sürdü.

- “Bizim mücadelemiz yönetimin kendi irademizle gerçekleştirilmesi içindir”

Erhürman, mücadele ettikleri demokrasinin bu ülkede Kıbrıslı Türklerin yönetimi kendi iradeleriyle gerçekleştirmeleri olduğunun altını çizerek, ne Türkiye’den, ne de başka bir yerden gelen müdahaleyi kabul etmeyeceklerini yineledi ve bu değerler için mücadelenin, “Bıkmadan, usanmadan, çözüme kadar, çözüm anında ve sonrasında” devam edeceğinin altını çizdi.

“Hükümeti gayri meşru görüyorsanız neden Meclis’tesiniz?” soruları geldiğini aktaran ve buna cevap veren Erhürman, herkesin görüşüne saygılı olduklarına değinerek, kendilerini hükümeti gayrimeşru olarak gördüklerini ama seçimle gelmiş milletvekillerinden oluşan Meclis’in meşru olduğunu söyledi ve Ekim ayından itibaren “Meclis daha çok sokakta, sokak daha çok Meclis’te” olacak şekilde mücadelelerini sürdüreceklerini açıkladı.

Ekonomik olarak toplumun kendi ayakları üzerinde durmasının önemine de değinen Erhürman, bunun demokrasinin bu ülkede hakim kılınması için “olmazsa olmaz” olduğunu dile getirdi.

Erhürman, Türk lirasının düşüşü ve enflasyonun artışıyla yaşanan ekonomik sıkıntılara da değinerek, “Markette Ali Dayı’nın sepetinde malzemeler gün geçtikçe azalıyor, Yorgos Dayı’nınki artıyor. Kıbrıs Türk halkı gün geçtikçe fukaralaşıyor” dedi.

- “Halkımız göç yolları arıyor”

“Sizin umurunuzda değil, gailesini bile çekmiyorsunuz. Ama biz biliyoruz ki insanlarımız mutlu değil, para kazanan bile mutlu değil, çocuğu burada kalmasın diye uğraşıyor” ifadelerini kullanan Erhürman, son günlerde herkesin içini kanatan konu olan göçün gündemde olduğunu ve herkesin göç arayışlarına girdiğini ifade etti.

Erhürman: “Bu memlekette varoluş mücadelesi “Git annem de gelme, aman nenem sakın dönme” denilmesi için verilmedi. Bunu büyüklerimize dedirtmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Halka bu konuda seslenmeyi tarihsel bir sorumluluk olarak gördüğünü söyleyen Erhürman ”Biz de sindiremiyoruz, biz de hazzedemiyoruz. Ama az daha sabır. Gitmeyin. Kısa süre sonra onlar gidecekler” dedi.

- “Bu kurultay, herhangi bir CTP Kurultayı değildir”

Erhürman, bu kurultayın herhangi bir CTP Kurultayı olmadığına işaret ederek, kurultayın halkın kırılma noktasında olduğu, varoluşa ve gelece dair endişelerin zirveye ulaştığı bir dönemde yapılıyor olduğunu belirtti ve “Hepimiz biliyoruz ki CTP bu ülkenin temel direğidir. Bu direk çökmedikçe, bu ülke, bu halk yıkılmaz” dedi.

Kurultaydan sonra kendilerini önemli görevlerin beklediğini de ifade eden Erhürman, bunlardan birinin yerel seçimler olduğunu, tüm kentlere, beldeleri, CTP vizyonuyla, halkla birlikte yönetmeye talip olduklarını bildirdi.

“Ufukta bir erken genel seçim göründüğünü” de savunan Erhürman, istikrarın gerçek adresinin gösterme zamanı geldiğini, adresin CTP olduğunu dile getirdi.

Erhürman, “Biz varız, biz halkız, biz yaparız” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Editör: TE Bilisim