CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, ekonomik ve mali durum hakkında konuştu.
Meclis’in ekonomik ve mali tabloyu anlamak için ciddi mesai harcadığını ifade eden Erhürman, geçen toplantıda CTP Milletvekili Erkut Şahali’nin bu konuyu gündeme getirdiğini, Maliye Bakanı Dursun Oğuz’un o akşam, Türkiye’den gelen kaynakla ilgili kalem kalem açıklama yapacağını söylese de böyle bir açıklamanın yapılmadığını ifade etti. 
Bu açıklamanın yapılmasını isteyen Erhürman, kendi ulaştıkları rakamlara değindi. Ellerindeki rakamlar doğruysa buna göre Kasım ayı itibariyle KKTC’ye 400 milyon TL kredi aktarımı yapıldığı, 550 milyon TL de yurt dışı transfer yapıldığını dile getirdi. 
Bu veriler doğruysa bunun 950 milyon TL’ye ulaştığını anlatan Erhürman, “Oysa bize kasım ayı itibariyle Maliye’den verilen bilgi TC’den gelen paranın 782 milyon TL olduğu şeklindeydi. Eğer bize verilen bilgi doğruysa ki -Gülşah Sanver Manovoğlu da bu görüşmede vardı- 950 milyon ile 782 milyon arasındaki fark nerededir?” diye sordu. 
Türkiye Cumhuriyeti’nden 890 milyon TL kaynak aktarıldığının Başbakan Ersan Saner tarafından açıklandığını kaydeden Erhürman, şöyle konuştu:
“Bu 890 milyonun içerisinde Temmuz ayında kredi olarak aktarılan 400 milyon vardı. Bu paranın 66 milyonu serbest bırakılmış, 334 milyonu bankada blokeliydi. Bu 334 milyon da bu 890 milyona dahil mi? Yoksa 334 önce gelmişti ve ona artı 890 milyon TL daha mı geldi. Üçüncü sorum 782 milyon kasıma kadar gelmişseydi ve o 334 milyon TL onun içerisinde değilseydi… 890 daha geliyse… Toplamı 1 milyar 672 milyon TL ediyor. Oysa Sayın Ersin Tatar’ın imzaladığı 2020 protokolünde öngörülen rakam 2.3 milyar TL. Bu öngörü varken, 2020 yılında gelen rakam 1.672 milyon TL ise, geriye kalan 600 milyon TL civarındaki tutarın gelmeme nedeni nedir?” 
Bu tutarın nerede olduğunu soran Tufan Erhürman, “Bu tutar gelmeyecekse neden gelmeyecek? Yani KKTC tarafı protokolde üzerine düşen hangi taahhüdünü yerine getirmedi de bu tutar gelmedi? Protokol meselesini artık böyle konuşmalıyız. Yoksa falanca hükümet kuruldu, Ankara’ya gitti, ona bu kadar para verildi. Filanca hükümet kuruldu ona para verilmeyecek… Bunun üzerinden ki devlet arasında ilişki yürütülmez. Onun için bilelim ne oldu… Yapılan protokollerde dövizde yaşanan yükselme nedeniyle açık var… Burada onun da ötesinde 600 milyon açık olmasının sebebi nedir… Bütçeyle ilgili elimizdeki veriler eksik…” şeklinde konuştu.
5 Ocak’ta 88 milyonluk bir DİBS (devlet iç borçlanma senedi) ödemesi olduğunu dile getiren Erhürman, 5 Ocağa kadar bütün hesaplarının 600 milyonluk açık gösterdiğini bunun içinde özel sektörünün yüzde 11 sigorta prim desteği, 2000 TL esnaf desteği ve 1500 TL’lik özel sektör çalışanları desteklerinin de olduğunu anlattı.
“Siz bize bunu 654 milyon olarak hesapladınız. Olabilir 54 milyonluk bir hata yapmış olabiliriz biz. Bu 654 milyon TL’nin içinde bizim 255 milyon TL olarak hesapladığımız bölümüne prim desteği, esnaf ve özel sektör desteği de dâhildir” diyen Erhürman, “Siz TC’ye gittiniz 890 TL kaynak alarak geldiniz ama 1500 TL ve 2000 TL destek ödemelerinde eksikler var hala… Bunu da doğrulatmak istiyoruz.  890 milyon TL aldıysanız ve 654 de toplam açıksa… Yani 200 milyondan fazla artı bir kaynakla döndüğünüz halde neden hala ödenmeyen destekler var” diye sordu.
Erhürman 13. maaşlar ödendiği halde özel sektörün alacağı olan 255 milyonun ne kadarının ödendiğini ve neden tamamının ödenmediğini sordu. 
Arpa konusunda yaşanan sıkıntılara da işaret eden Erhürman, arpanın Şubat ayında 1,05 TL’den satıldığını, Eylül-Ekim döneminde 22 kişiye 1,48 TL’den arpa satıldığını, gelecek arpanın minimum 2 TL’den satılması gerektiğinin açıklandığını ifade etti, “Ben bu rakamlarla bu işi anlamıyorum” dedi.
Tufan Erhürman, “Şubat itibariyle arpa ihtiyacı öngörülemedi mi?” diye sorarak burada yüzde yüz bir öngörü hatası olduğunu ifade etti. 
Bunun işi bilen insanların açıklayabildiği bir öngörü hatası olmadığını dile getiren Erhürman seçim öncesi 22 kişiye 1,48 TL’ye arpa satıldığını şu an 5 bin kişiye 2 TL’den arpa satılacağını kaydetti.
Sağlık alanında sorular da yönelten Erhürman Mart ayında 100 civarı “mevsimlik hemşire” istihdam edildiğini ancak 15 Kasım’da açılan pandemi hastanesinin hâlâ devreye girmediğini, sebeplerden birinin de 150 civarında hemşire ihtiyacı olarak gösterildiğini kaydetti.
Erhürman muhalefet olarak “sağlık konusunda istediğiniz istihdamı yapın” dediklerini anlattı, “İsterseniz mevsimlik hemşire önerileri nerelerden geldi, bu nasıl çalışıldı, onu da anlatabiliriz” dedi.
Bunlarla ilgili cevapları duymak istediğini kaydeden Erhürman, Mart ayından beri hep söylediklerinin, kararları ister Sağlık Bakanlığı, ister Bakanlar Kurulu ister Üst Kurul alsın, sürece paydaşların dâhil edilmesinin önemi olduğunu ifade etti. 
Şu anda Üst Kurul’un kararlarına uymama ihtimalinin söz konusu olmaya başladığını kaydeden Erhürman, örneğin meyhanelerin lokantaya dönmeye başladığını, kararlara uyulmamaya başladığında artık kaosa doğru yol alındığını kaydetti.
Şu anda 10 bin işyerinin kapalı, 50 bin kişinin işsiz durumda olduğunu söyleyen Erhürman, hükümetin elinde para olduğu halde bu insanlara ödemelerinin neden yapılmadığını sordu. 

Editör: TE Bilisim