Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası  (DAÜ-SEN), geçici bir enstrüman olan Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi Emirname’sinin bir an önce yürürlüğe konulması için çağrı yaptı. 

DAÜ-SEN’den yapılan yazılı açıklamada, “İmar Planı’nın hükümetin öngördüğü şekilde, bir yıl içinde yürürlüğe konulması için, üniversitelerin mimarlık ve mühendislik fakülteleri başta olmak üzere, ilgili tüm bilim alanlarında çalışan bilim insanlarını bilime, bilimsel düşünceye, kendi uzmanlık sahalarına dayalı görüşlerini bütün kamuoyu ile paylaşarak sağlıklı bir tartışma ortamı yaratmaya çağırır. 

Akademi, bilimin evrenselliği ve her faaliyetin bilimsel dayanağının gerekliliğinden söz ederken, bu bilgi kirliliği ortamında sessiz kalmamalıdır” ifadelerine yer verildi. 
 

İçişleri Bakanlığı ve Şehir Planlama Dairesi’ni de başta üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar olmak üzere, tüm paydaşların görüşlerini etkin bir şekilde planlama sürecine dahil ederek, “Gazimağusa,  iskele, Yeniboğaziçi İmar Planı’nı” 1 yıl içerisinde tamamlamak için tüm imkanlarını seferber etmeye çağıran DAÜ-SEN, açılmasında ilgili bilim alanlarında çalışan üyelere bu faaliyetin bilimsel yönüne katkı koymaya, tartışmayı bilimsel zeminde yürütmeye yönelik tüm faaliyetleri üstlenmeye hazır olduğunu belirtti. 


PLANSIZ VE ÇARPIK YAPILAŞMA, YAŞAMI GİTTİKÇE GÜÇLEŞTİRECEK 

Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi’nin, düzensiz ve plansız büyümeye, çarpık kentleşmenin yarattığı ve yaratacağı sorunlarla mücadele etmeye gücü kalmadığına da dikkat çekilen açıklamada, plansız ve çarpık yapılaşmanın yarattığı sorunların bu yerleşim alanlarında yaşamayı gittikçe güçleştireceğine vurgu yapıldı. 

Açıklamada, 19 Kasım tarihinde kamuya açık bir bilgilendirme toplantısıyla bölge halkına aktarılan ‘Gazimağusa İskele Yeniboğaziçi Bölgesi Emirnamesi’nin, bu tarihten itibaren birçok ortamda tartışıldığı ve tartışılmaya devam edildiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Konuyla ilgili açıklama yapan KTM Odası’nın ve KTMMOB’nin, hem İçişleri Bakanı Sn. Ayşegül Baybars hem de Başbakan Sn. Tufan Erhürman tarafından defalarca dile getirilen, emirnamelerin geçici nitelikte enstrümanlar olduğu, esas hedefin bölgeye ait ‘imar planının hazırlanarak bir yıl içinde yürürlüğe konması olduğu yönünde açıklamaları ortada iken, emirnamenin yürürlüğe girmesine yönelik ortaya koyduğu olumsuz tavır, Girne Emirnamelerinin çok uzun süre yürürlükte kalmış olması argümanına dayandırılsa da, Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi’nde tüm hızıyla devam eden çarpık yapılaşma göz önüne alındığında, bunun kontrol altına alınmasına karşı duruş, mesleki etik yerine topraktan yüksek rant beklentisi içinde olanların yanında yer alındığına yönelik endişeler yaratmaktadır. 

Öte yandan, üyeleri konu ile ilgili en yakın uzmanlığa sahip Şehir Plancıları Odası’ndan emirnameye destek verilmiş ve emirnamenin yürürlüğe girmesinin imar planı hazırlanabilmesi için bir gereklilik olduğuna yönelik bir açıklama gelmiştir. Maalesef yapılan açıklamalar meslek odalarının bile bir uzlaşıya varamadığını ve bu dipsiz tartışmanın içine çekildiğini göstermektedir.

Öte yandan, çeşitli ortamlarda devam eden tartışmaların büyük çoğunluğu konu ile ilgili ne bilgisi, ne de uzmanlığı bulunmayanlar tarafından sürdürülmekte, mahalle mahalle gezilerek ‘Emirname’yi ‘yasaklar’ olarak tanımlayan, hiç bir bilimselliği olmayan, imzasız metinler dağıtılmaktadır. Bu metinleri basıp dağıtmak için gerekli paraları harcayanların, bu emirnamenin yürürlüğe girmemesinden de büyük parasal beklentileri olduğu açıktır.”

Açıklamada, konu hakkında bütün bilim insanları ve kamuoyu sağduyulu davranmaya davet edildi. 

Editör: TE Bilisim