Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, UBP-DP-YDP azınlık hükümetinin geriye bir enkaz bıraktığını kaydederek seçimden sonra reform hükümeti oluşumunu zorlayacaklarını belirtti.

Yeni gelecek olan iktidar ile bu ülkede verimliliği arttırmak için ciddi bir çalışma yapacaklarını ifade eden Gürcafer, “Bu ülkenin sosyo-ekonomik planını, sektör sektör ele alarak çalışma yapılması gerekir” dedi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Kıbrıs Genç TV’de Nazar Erişkin’in hazırlayıp sunduğu ‘Bugüne Dair’ programına konuk oldu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

“ZİHNİYET DEĞİŞİMİNE İHTİYACIMIZ VAR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, UBP-DP-YDP azınlık hükümetinin geriye bir enkaz bıraktığını ifade ederek, “önemli olan iktidar değişimleri değildir bizim zihniyet değişimine ihtiyacımız vardır” dedi.

Ülkenin ekonomik durumunun çok kötü olduğunu belirten Gürcafer, şöyle konuştu:

“Ekonomik açıdan baktığımızda ülke çok kötü durumda. Zaman zaman siyasetçilerimiz, başbakanımız, bakanlarımız ‘İyiye gidiyoruz, kalkınıyoruz, uçuyoruz, ilelebet yaşayacağız’ gibi güzel sözler söylüyorlar ama realite bu değildir. Enkaz içerisinde olan bir ülke var. Örneğin; yol yapımı, okula derslik yapılması gibi rutin bakımları, sanki kalkınmaymış gibi sunan siyasetçiler var. Maalesef biz de buna alkış tutuyoruz. Halbuki gelişmiş ülkelerde örneğin 7 yılda bir yol baştan dökülüyor. Bunlar ihtiyaçların rutin bakımıdır. Kalkınma değildir. Bugün birçok dairenin dezenfektan alacak paraları yok. Tuvalet kâğıdı alacak durumları yok. Siz hangi başarıdan söz ediyorsunuz?

Önemli olan iktidar değişimleri değildir bizim zihniyet değişimine ihtiyacımız vardır. Bu zihniyet ile bu ülke bunları yaşamaya mahkumdur.”

“BU HÜKÜMET GERİYE BİR ENKAZ BIRAKTI”

Bu ülkede, bir seçim dönemi boyunca elinde telefon bireylerin işlerini çözmeyle geçirmiş ve buna alışmış, bunu meziyet sayan milletvekilleri olduğunu kaydeden Cafer Gürcafer, “Bunlarla da ancak bu kadar olur. Bilmemiz lazımdır. Bunları seçtiğimiz sürece bunlar olacaktır. ‘Kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratmamız lazımdır’. Tamam, nasıl yaratacağız bunu? Telefonda konuşarak mı? Bunun için düşünmek, proje yapmak, yasa yapmak, düzenleme, genelge yapmak, bunun için çalışmak lazımdır” diye konuştu.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, şöyle dedi: Bu hükümet geriye bir enkaz bıraktı. Türkiye’ye neden gidiyoruz? Para istemek, iktidarda kalmak veya kurultayda kazanabilmek adına destek istemek için gidiyoruz. Ben de gittim ve gördüm; KKTC ile T.C. arasında bir kurumsal yapı yoktur. Türkiye’nin KKTC’yi ayağa kaldırmak için, kendi ayakları üzerinde duran bir devlet yaratmak için veya böyle bir siyasi yapı yaratmak için bir projesi de yoktur. Bilimsel temelde KKTC ekonomisini ayağa kaldırmak için hazırlanmış bir sosyo-ekonomik kalkınma planı yoktur.

Yatırımlar ekonomik kalkınmaya göre şekillenmiyor. Belli bir plan, proje çerçevesinde değildir. Örneğin Güvercinlik’te bir Organize Sanayi Bölgesi yapılıyor. Peki bu organize sanayi bölgesinin içerisinde ne olacak? Burada yollar yapılacak, alt yapılar yapılacak, birilerine dağıtılacak, tamam. Peki esas istihdamı sağlayacak, ülke ekonomisine katkı sağlayacak, üretimi arttırıp katkı koyacak, ihracatı arttıracak, kişi başına düşen milli gelire katkı koyacak, kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratacak ne olacak içerisinde? Bununla ilgili bir çalışma var mı? Yok. Peki bu karar neden alındı? Popülizm için alındı. T.C. ile KKTC arasında kurumsal yapının oluşturulması, KKTC tarafından ortaya konacak olan bir plan proje çerçevesinde ilişkinin şekillenmesi gerekmektedir. Çünkü bu ülkenin ihtiyacını, buranın insanı bilir.”

“ZİHNİYETİ HALK OLARAK BİZ DEĞİŞTİRECEĞİZ”

KTİMB Başkanı Gürcafer, ülke ekonomisinin ayağa kalkması, kendi kendine yeten bir ekonomi yaratmak, üretimi, istihdamı ve kişi başına düşen milli geliri arttırmak ile ilgili Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin, Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’nın, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın, Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın, Kıbrıs Türk Otelciler Birliği’nin, Kıbrıs Türk İş İnsanları Derneği’nin, Kuzey Kıbrıs Genç İşadamları Derneği’nin birçok çalışması olduğunu ancak birinin bile hayata geçmediğini söyledi.

“Çünkü bunu önemseyen bir hükümet yapısı, bir devlet yapısı yok” diyen Cafer Gürcafer, “İşte bu yüzden bu zihniyetin değişmesi gerekmektedir” dedi.

Gürcafer, “Bu ülkeyi yönetmek için görevde olması gereken bakanlar, müdürler, müsteşarlar, bunların atadığı kurum, kuruluşların belki yüzde 10’u bu söylediğim sorunları çözmek için kafa yoruyor. Diğer yüzde 90’ının hassasiyeti kurultay, seçim, aday olmak, aday olmamaktır. Bu zihniyet değişmediği sürece ayağa kalkamayız. Bu zihniyeti değiştirecek olan da halktır, biziz” diye konuştu.

“HÜKÜMETİN MAAŞ ÖDEYEMEYECEK DURUMDA OLMASI UTANÇ VERİCİ”

“Maaş krizi” nedeni ile hükümetin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan randevu talep ettiği ancak bu talebin reddedildiği yönündeki söylemleri de yorumlayan Cafer Gürcafer, “bizi bu duruma düşürenlerin utanması lazımdır” dedi.

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Fuat Oktay, T.C Cumhurbaşkanı Yardımcısıdır. Cumhurbaşkanı veya hükümet ona bir görev verdi. ‘Kıbrıs’tan sorumlu bakan sensin. Git, KKTC’nin ekonomisini ayağa kaldır vs.’ dedi. O da yapamadı. Olmadı. Onun penceresinden baktığınızda ortada bir başarısızlık var. Böyle bir başarısızlık içerisinde sen ay sonu geldiğinde gidip para, maaş istiyorsun. Esasen bizi bu duruma düşürenlerin utanması lazımdır. Ay sonu geldiğinde hükümetin maaş ödeyemeyecek durumda olması bizim açımızdan utanç vericidir. Bu ülkenin kendi maaşlarını ödeyebilecek, kendi yatırımlarını yapabilecek kaynakları vardır. Tek ihtiyacımız olan ülke yönetimine böyle gailesi olanları getirmektir. Bu değişimin tüm partiler içerisinde yaşanması gerekmektedir.”

“MECLİS YORGUN, MECLİSİN YENİLENMESİ ŞART”

Ülkedeki mevcut düzenden tüm kesimlerin rahatsızlık duyduğunu ifade eden Cafer Gürcafer, bu bağlamda önümüzdeki dönemden umutlu olduğunu dile getirdi.

Meclisin kesinlikle yenilenmesi gerektiğini kaydeden Gürcafer, önümüzdeki dönemde reform niteliğinde, uzun süreli bir hükümet oluşumu arayışının ön planda olacağını kaydetti.

Gürcafer, konuya ilişkin yorumunda şu ifadelere yer verdi:

“Gözlemlerime dayanarak söylüyorum. Tüm kesimlerde bir rahatsızlık vardır ve bu söylediğim temellerde seçmenin değer yargılarının farklılaşacağını ve farklı bir yapının ortaya çıkacağını düşünüyorum. Bir seçim yaşanmadan, mevcut meclis ile daha fazla yürümek bu ülkeye zarar verir. Meclis yorgundur, verimliliğini yitirmiştir. Bu meclisin kesinlikle yenilenmesi lazımdır.

Önümüzdeki dönemde reform niteliğinde, uzun süreli bir hükümet oluşumu arayışı ön planda olacak. Bunlar umut veriyor. Biz STÖ’ler olarak da buna katkı koyacağız. Biz bu ülkede verimliliği arttırmak için yeni gelecek olan iktidarla ciddi bir çalışma yapmalıyız. Bu ülkede tüm sektörlerin dokunmaya ihtiyacı var.

Eğer bunu yapabilirsek Türkiye ile olan ilişkiler de iyi seviyeye gelir. Aksi takdirde daha da kötü olacaktır. Ben Türkiye’nin sürekli müdahale ediyor olmasından rahatsızım. Ama Türkiye’nin de bundan memnun olduğunu da düşünmüyorum. Sen kendi sosyo-ekonomik kalkınma planını yaparsan ve ekonomik özgürlüğünü kazanmak ile ilgili bir plan yaparsan Türkiye’nin gelip de sana ‘Bu planı yapmayacaksın, kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmayacaksın’ diyeceğini düşünmüyorum.”

“DEĞİŞİM ARAYIŞI VAR”

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Birçok siyasi parti içerisinde daha uzlaşıcı, daha nitelikli, ekonomik ve siyasi özgürlüğü olabildiğince kazanabilecek çalışmalara odaklanacak bir değişim arayışı olduğunu, bu bağlamda Ulusal Birlik Partisi’nin kurultayını da çok önemsediğini kaydetti.

Gürcafer, şöyle dedi: “Bir zihniyet değişiminin sinyalleri geliyor. Tüm bu yaşananlardan rahatsızlık duyan, kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi arayışı vardır. Bu iyiye işarettir. Başka siyasi partilerde de bu vardır. Birçok siyasi parti içerisinde daha uzlaşıcı, daha nitelikli, ekonomik ve siyasi özgürlüğü olabildiğince kazanabilecek çalışmalara odaklanacak bir değişim arayışı vardır. Halk olarak bunu desteklememiz lazımdır.

Bunları yaparsak inanıyorum ki önümüzdeki hükümet döneminde daha farklı bir meclis, daha hassas, gerçekçi, birlikte hareket etmeye, ortaklıklara daha sıcak bakan, halkın farkındalığından daha fazla tedirgin olan bir meclis yapısı yaratabiliriz.”