UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Rum tarafına Guterres çerçevesi konusunda yaptığı çağrıyı önemsediğini belirterek, bunun Kıbrıs Rum tarafını masaya davet anlamı taşıdığını ancak bu belgenin şimdiye dek resmi ağızdan açıklanmadığını kaydetti.
Guterres çerçevesi belgesiyle ilgili değerlendirmeler yapan Hasioğlu, çerçevenin içi doldurulmuşsa müzakerelere başlanabileceğini, doldurulmamışsa halkın yeni boş beklentilere sokulması gibi tehlikeli bir sürece girildiğini belirtti.
Oğuzhan Hasipoğlu, “Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Guterres belgesine bağlılık açıklamasını aslında şimdilerde başlayan ve alternatif çözüm formülleri olarak ortaya çıkan konfederasyon veya iki devlet tartışmalarına engellemek için yaptığını düşündüğünü” ifade etti.
UBP Milletvekili Hasioğlu, “Guterres çerçeve belgesi nedir?” başlıklı yazılı açıklamasında belgenin sulandırılmamış ve sulandırılmış halinin ne olduğunu sordu.
Kıbrıs Türk tarafının Guterres belgesinin orijinal halini olduğu gibi kabul mu ettiğini de soran Hasipoğlu, “Eğer ediyorsa şartları nedir? Kıbrıs Rum tarafı hangi maddeleri değiştirerek bu metni sulandırmıştır? Bu belge resmi ağızdan şimdiye kadar KKTC halkına açıklanmadı, tartışılmadı” ifadelerini kullandı.
“Garanti ve güvenlik, mülkiyet, toprak, yönetim ve güç paylaşımı” başlıklarında aklına takılan ve şeffaflık adına halkın bilmesi gerektiğini düşündüğü noktaları sıralayan Hasipoğlu, bu soruların cevabının şu anda ellerinde olmadığını kaydetti.
Liderler yemeğinden sonra Rum tarafı hâlâ aynı noktadaysa Cumhurbaşkanı’nın bu çıkışı yapmasının tek bir sebebi kaldığını iddia eden Hasipoğlu, “Guterres belgesine bağlılık açıklamasını aslında Cumhurbaşkanı’nın, şimdilerde başlayan ve alternatif çözüm formülleri olarak ortaya çıkan konfederasyon veya iki devlet tartışmalarını engellemek için yaptığını düşünüyorum” ifadesine yer verdi.
Kıbrıs Türk tarafının güvenlik ihtiyacının nasıl gözetileceği konusunda Cumhurbaşkanlığı’nın bir formülü olup olmadığını da soran Oğuzhan Hasipoğlu, bu konuda hükümetin görüşünün olmadığını savundu; Cumhurbaşkanı’nın da bu açıklamayı yapmadan önce Meclis’le istişarede bulunmamasının vahim olduğunu iddia etti.