Başbakan Ersin Tatar başkanlığındaki Ulusal Birlik Partisi (UBP)-Halkın Partisi (HP) koalisyon hükümetinin programı, Cumhuriyet Meclisi genel kurulunda görüşülüyor.

Saat 10.40’da olağanüstü toplanan genel kurul toplantısına UBP Milletvekilleri Hüseyin Özgürgün ile Sunat Atun katılmadı.

ARIKLI

Olağanüstü toplantıda ilk sözü alan YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, programı okunan 41. Hükümetin kuruluşunun, 40. Hükümetin kuruluşu gibi “etik” açıdan sorunlu olduğunu ileri sürdü.

Siyasete güvenin sıkıntılı olduğu bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Arıklı, “temiz düşün” kampanyasıyla hükümete gelen HP hakkında eleştirilerde bulundu.

UBP ile koalisyon kurmayıp, kimisini mahkemeye, kimisini mahalleye göndereceği yönündeki söylemlerinden dolayı HP Genel Başkanı Kudret Özersay’ı eleştiren Arıklı, Özersay’ın “eşref saati gelince” bu hükümeti yıkmaya karar verdiğinde de, ilk defa duymuş gibi Serdar Denktaş’ın arazi meseleleri ileri sürdüğünü kaydetti.

Halkta ciddi bir tepki oluştuğuna işaret eden Arıklı, siyasetin bu kadar yerlerde süründürülmemesi gerektiğini vurguladı.

Özersay ve arkadaşlarının televizyon programlarında, düne kadar aynı masada oldukları arkadaşlarına ciddi suçlamalarda bulunmasının doğru olmadığını söyleyen Arıklı, UBP’ye de “Hüseyin Özgürgün’ü hırsızlıkla itham eden bir zihniyetle,  koalisyonu nasıl hazmediyorsunuz?” sorusunu yöneltti ve  “Netice itibarıyla dün dündür, bugün bugündür” dedi.

Arıklı, uzun uzun inceledikleri hükümet programının süslü laflarla dolu olduğuna işaret ederek, geçmiş programlarla bir kıyaslaması yaptıklarını ve değişen fazla bir şey olmadığını gördüklerini kaydetti.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürmen’ın “cek-caklarla dolu bir hükümet programı” eleştirisimi anımsatan Arıklı, geçmiş hükümet programında yer alan “cek-cakları” incelediklerini ve bunların hiç birinin yerine gelmediğini ileri sürdü.

40 ve 41. Hükümetlerin programlarını da karşılaştıran Arıklı, yeni hükümet programında bet ofislerinin kapatılacağı yönünde bir madde bulunmadığına dikkat çekti.

Bütçe Dairesi ile Hazine Dairesi’ninin Maliye Bakanlığı’ndan ayrılmasını da eleştiren Arıklı, cezaevinde vefat eden gencin 5 aydır neden Türkiye’ye iade edilmediğini sordu. Genç gibi bir çok mahkumun Türkiye’ye iade edilmediğini iddia eden Arıklı, bu konuda yapılan anlaşmanın ihlal edildiğini savundu.

Cezaevinde bir doktor ve hemşirenin bulunması gerektiğini belirten Arıklı, “Size emanet edilen mahkum ve gardiyanların sorunlarını neden çözmüyorsunuz” dedi.  

Tam gün eğitim konusunda programda herhangi bir maddenin bulunmamasını da eleştiren Arıklı, tam gün eğitimin önemine işaret etti.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı bütçesi ve Cikolos mevkiinde yaşanan olaya değinen Arıklı, “UBP, dün istifasını istedikleri bakanla bugün birlikte oturacak. Bu nasıl olacak merak ediyorum. Nasıl unutulduğunu, unutturulduğunu hep birlikte göreceğiz. Dediğim gibi, dün dündü, bugün bugündür” dedi.

Hükümet programında su idaresi kurulacak ifadelerinin de bulunmadığına işaret eden Arıklı, Türkiye’den gelen suyun sadece Güzelyurt’ta sulama amaçlı kullanılacağını ancak Mesarya’da kullanılamayacağını, kaydetti.

“Neden insanları kandırıyorsunuz” diyen Arıklı, Kıb-Tek konusuna da değinerek, kurumun borç sarmalından nasıl kurtarılacağının açıklanmasını istedi. Arıklı, kablo konusunda atılacak adımları da birlikte göreceklerini söyledi.

“Her adımınızı kontrol edeceğiz, peşinizdeyiz” şeklinde konuşan Erhan Arıklı, hükümete güveonoyu vermelerinin mümkün olmadığını, ret oyu vereceklerini vurguladı.

DENKTAŞ

Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş da konuşmasında, geçen dönem 4 partinin iktidarda, 2 partinin de muhalefette olduğunu ancak bu dönem 4 parti muhalefette, 2 parti iktidarda olduğundan, muhalefet partilerinin genel başkanlarının zaman zaman istişare etmesi gerekmesi sebebiyle ön sıralarda oturmaları konusunda usulle ilgili bir talepte bulundu.

Geçmiş dönem hakkında fazla bir şey söylemek istemediğine işaret eden Denktaş, programın acele hazırlandığını iddia etti. Denktaş, Hazine ve Muhasebe Dairesi’nin başbakanlığa bağlanması ile Eski Eserler Dairesi’nin altınının boşaltılmasının dikkat çekici olduğunu kaydetti.

Tatar, 4’lü koalisyon hükümetine ilişkin “al gülüm, ver gülüm hükümeti” eleştirisinde bulunan Başbakan Ersin Tatar’ın kendi partisine bağlı Maliye Bakanlığı’ndan en önemli iki daireyi Başbakanlığa aktarmasına anlam veremediğini belirtti.

Denktaş, “Demek ki bu ülkenin en önemli bakanlığı olan Maliye Bakanlığı, noterlik görevi yapacak. Yani şu andaki hükümeti ‘önce ben alayım gülüm, ben de sana vereyim hükümeti’ olarak adlandıracağız” dedi.

Bunun böyle yürümeyeceğini, sistemin tamamen bozulacağını savunan Denktaş, Spor Dairesi konusunda da bir kargaşa yaşandığını iddia etti. Denktaş, Başbakanlık altında yer alan Spor Dairesi müdürünü diğer partinin atayacağını, ancak ita amirinin Başbakanlık olacağını söyledi. 

Bunların yeniden ele alınarak, düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Denktaş, “Ersin bey Başbakanlıktan vazgeçsin ve Maliye Bakanlığını da kendisi alsın. O zaman işler daha iyi yürür” dedi.

Bu şekilde işlerin yürümeyeceğini ifade eden Denktaş, bu haliyle hükümetin yürümesini bile beklemenin yanlış olacağını, bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini ifade etti.

Kıbrıs konusuna da değinen Denktaş, Kıbrıs’ta var olan hidrokarbonun sadece Kıbrıs’ a yetecek miktarda olduğunu, kavga çıkarmaya değer miktarda olmadığını, ancak kavga çıkarmak istenirse bu rakamın yeterli olduğunu söyledi.

Siyaseten tanınmanın kısa ve orta vadede mümkün olmadığına işaret eden Denktaş tek taraflı adımlarla ilişkilerin normalizasyonuna yönelik adımlar atılması gerektiğini, bunun için de Türkiye ile birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.

Bazı grup ve kesimlerin, “iki toplumlu, iki kesimli bir federal yapının olmayacağı ortada. Türkiye’ye bağlanalım” söylemini ortaya attığına işaret eden Denktaş, bu devletin kurulmasından itibaren kendisi ve partisinin akındaki tek düşüncenin KKTC devletinin yaşatılması olduğunu kaydetti. “Bu bizim en önemli teminatımızdır” diyen Denktaş, KKTC’nin varlığının önemine işaret etti ve “Bu devleti biz kurduk, o nedenle yaşatılması gerekir” dedi.

Serdar Denktaş, ‘vatandaşlıkla’ ilgili CTP-DP Hükümeti döneminden itibaren aynı şeyi savunduğunu ifade ederek, burada doğup, büyüyen kişilerin KKTC yurttaşı yapılması gerektiğini de söyledi.

Geçtiğimiz hükümet döneminde ‘mali kriz’ nedeniyle nüfus sayımı yapılamadığını ifade eden Denktaş, ekonomi, eğitim ve sağlığı belirleyebilmek için, bazı şeylerin belirlenmesi gerektiğini, bunun için ciddi bir nüfus sayımın yapılması gerektiğini, otomasyon sistemine geçilmesi gerektiğini kaydetti.

Türkiye’den planlanan para akışının bir an önce başlamasını ve kurulan hükümetin dönem sonuna kadar devam etmesini ümit ettiğini dile getiren Denktaş, hükümete, bol hayırlı bir çalışma dönemi temenni etti.

ÖZYİĞİT

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de, 41. Hükümete, 41 kere maşallah diyerek başladığı konuşmasında yeni hükümetin kurulma şekline eleştiride bulundu ve bakanlık icraatlarını anlattı.

Özyiğit, “4’lü koalisyon hükümeti, ne söylenen nedenlerle bozuldu, ne de yeni hükümet söylenen nedenlerle kuruldu. Kısa bir süre sonra Kıbrıs Türk toplumu bu oyunu da bozacak” dedi.

Başbakan Ersin Tatar’ın, yeni hükümete parti meclisinde onay aldıktan sonra gece yarısı TC Lefkoşa Büyükelçiliği’ne gitmesini eleştiren Özyiğit, “Gündüzler çuvala mı girmişti” dedi. Kabineye girmesine kesin gözüyle bakılan milletvekillerinin de son anda değiştirildiğini savunan Özyiğit, bu durumu da eleştirdi.

Kıbrıs sorunun ülke için son derece önemli olduğuna işaret eden Özyiğit, bu sorunun artık tarihe kavuşturulması gerektiğini söylediklerini anımsattı. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar üzerinden konuşmanın yeterli olmadığını, Kıbrıs’taki güç dengelerinin de bu konuda önemli rol oynadığına işaret eden Özyiğit, hükümet programında Kıbrıs konusu hakkında yer alan maddelere değindi.

Hükümet programında yakın gelecekte federal bir ortaklığın görülmediğinin ifade edildiği ve yeni fikirlerin gündeme getirilmesi gerektiğine değinildiğine dikkat çeken Özyiğit, hükümetin niyetini açıkça ortaya koyması gerektiğini dile getirdi. “Federal devlet tek gerçekçi çözüm olarak karşımızda durmakta” diyen Özyiğit, TDP’nin parti meclisinde Kıbrıs konusunda alınan kararı okudu. Özyiğit, federal çözüm zemininde hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Bugüne kadar “Türkiye yardım yapmazsa, KKTC ayakta kalamaz, çöker” mantığıyla hareket edildiğini ifade eden Özyiğit, 4’lü koalisyon hükümeti döneminde TC’den yardım alınmadan hareket edildiğini anlattı.

“Toplumla alay etmekten vazgeçin” diye konuşan Özyiğit, hangi kurumlar devredilecek, orada çalışanlar ne olacak bunların topluma açıklanması gerektiğini söyledi.

Türkiye’den yakın gelecekte kablo ile elektrik gelmesi gibi bir durumun sözkonusu olmadığını vurgulayan Özyiğit, bütün bunları bilerek hareket edilmesi gerektiğini, bu sebeple Kıb-Tek’te son çıkılan ihalenin sonuçlandırılması gerektiğini vurguladı.

4’lü koalisyon döneminde yapılan işlere de değinen Özyiğit, bakanlık döneminde kendisine yönelik yapılan dedikodu niteliğindeki şikayetler ve ithamlardan örnekler verdi.

Özyiğit, Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin Türkiye’ye devrinin istendiğini ve TC Eğitim Bakanlığı’nın kendisiyle görüşmemesinin nedeninin de bu okulu devretmemesi olduğunu açıkladı

Cemal Özyiğit, konuşmasının sonunda bakanlığı döneminde yaptığı icraatları anlatarak, yeni hükümetin oluşumunun herkesin gözü önünde olduğunu ve kendilerinin bu hükümete oylarının red olacağını vurguladı.

Editör: TE Bilisim