Yerbilim Mühendisleri Odası ile Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı'nın birlikte düzenlediği, TMMOB Maden, Jeoloji, Jeofizik ve Petrol Mühendisleri Odası'nın ise destek verdiği II. Yerbilimleri kongresinde 3- 5 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi.

Yerbilim Mühendisleri Odası’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, “Doğu Akdeniz Hidrokarbon Jeopolitiği” konulu açılışla başlayan panelde, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Maden, Jeoloji, Jeofizik ve Petrol Mühendisleri Odası üyeleri ile yerbilim mühendisleri odası üyeleri toplam 7 oturumda 24 sunum yaptı.

Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili, kongreyi, kardeş odalarla birlikte mesleki alanlarıyla ilgili gelişmelerin ve politikaların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel boyutlarını derinlemesine kavramak, yorumlamak ve toplumu bilgilendirmek amacıyla düzenlediklerini belirtti. Vadilili, kongrenin, ortaya çıkan görüşlerin toplum yararına düzenlenmesi için öneriler geliştirmek ve bunların yaşama geçirilmesi için mücadele etmenin bir alanı olduğuna inandıklarını kaydetti.

Adanın en büyük çevre sorunu olan Gemikonağı atıl maden işletme sahasının, Lefke Karadağ bölgesi açık işletme alanları ile yine Lefke bölgesinde bulunan atıl haldeki pirit yığınlarının rehabilite edilmesini sağlayacak devlet politikasının oluşturulması için en üst düzeyde bir organizasyonun gerçekleşmesi gerektiğine dile getiren Vadilili şunları kaydetti:

"Arkeolojik çalışmalar için ülkemizde uygulanmayan arkeojeofizik yöntemlerin başarısı ve bunun yanında jeofizik yöntemlerle yapı parametrelerinin belirlenebildiği de sunumlar vasıtası ile daha iyi anlaşılmıştır. ‘Ağır metallere maruz kalma yolları, besin zincirine geçişleri ve KKTC’deki ağır metal kirliliğinin incelenmesi’ başlıklı sunumda ise özellikle Lefke ilçe sınırları içerisinde belli alanlarda ise ağır metal analizlerinin limit üstü olduğu da dile getirilmiştir.

Hidrokarbon ve Deniz Yetki Alanları konulu oturumda ise Kıbrıslı Türklerin petrol ve doğal gaza olası bir çözümden sonra ortak olacağı söyleminin doğru olmadığı, Kıbrıslı Türklerin adanın tüm doğal kaynaklarında ortak hakka sahip olduğu, adamız etrafındaki petrol ve doğal gaz kaynakları gerginlik çıkarmak, politik üstünlük sağlamak amacı ile kullanılmaması gerektiği, aksine çözüm ve barış için kullanılmasının Kıbrıslı Türklerin olduğu kadar, Kıbrıslı Rumların, Türkiye’nin ve Yunanistan’ın da çıkarına olduğu, en akılcı ve ekonomik boru hattı güzergahının Türkiye üzerinden inşa edilmesi gerektiği değerlendirmelerinde bulunulmuştur”.

Editör: TE Bilisim