KKTC Kalkınma Bankası’nın ev sahipliğinde Dünya Kalkınma Finans Kurumları Federasyonu üst yöneticilerinin katılımıyla düzenlenen Kalkınma Finans Kurumları ve Yeşil Ekonomi Forumu başladı.

İki gün sürecek forum, Acapulco Otel’de gerçekleştiriliyor. Forumda “Mikro, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerde Yeşil Üretim”, “Yeşil Binalar ve Makul Fiyatlı Konutlar”, “Sürdürülebilir Tarım” ve “Yenilenebilir Enerji” konuları işlenecek.

Formun açılışına Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami ve bazı milletvekilleri de katıldı.

Formun açılış konuşmaları sırasıyla Asya Pasifik Kalkınma Bankaları Birliği Başkanı Nguyen Chi Trang, Afrika Kalkınma Bankaları Birliği Başkan Vekili Thabo Thamane, KKTC Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Besim, Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından yapıldı.

AKINCI: “MEVCUT EKONOMİK MODEL EKOLOJİK TAHRİBATA VE KAYNAK KITLIĞINA YOL AÇIYOR”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı konuşmasında, günümüzde hâkim olan ekonomik modelin ciddi çevre ve sağlık risklerini beraberinde getirdiğini, ekolojik tahribata ve kaynak kıtlığına yol açtığını, en önemlisi de sosyal adaletin geçerli olmadığı düzenler yarattığını söyledi.
“Üzücüdür ki tehlikeli ekolojik eşiğe ve çevresel dönüm noktasına hızla yaklaşılmaktadır. Sosyal eşitsizlik ve kalıcı yoksulluk ortadan kalkmak yerine giderek büyüyor, derinleşiyor” diyen Akıncı, küresel ölçekli bu ortak sorunların üstesinden gelmek için, küresel düzeyde kolektif eylem gerektiğini ifade etti.
“GEREKEN DÖNÜŞÜMÜ SAĞLAMAK İÇİN FİNANSMAN SAĞLANMASI GEREKİR”
Doğal kaynakların kullanımından elde edilen faydaların paylaşımının iyileştirilmesi ve gereken dönüşümü sağlamak için finansman sağlanması gerektiğini vurgulayan Akıncı, yeni küresel bir sosyal sözleşmeye ihtiyaç olduğunu belirtti. 
Küresel bir sosyal sözleşmenin hazırlanması için de devletler arasında iş birliğine gereksinim olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:
“Birleşmiş Milletler Çevre Programı bundan yedi yıl önce yayınladığı, ‘Yeşil ekonomiye doğru: Sürdürülebilir gelişme ve yoksulluğun ortadan kaldırılması’ isimli raporunda bize bu sosyal sözleşmenin ana hatlarını çizmiş ve kolektif eylemin yol haritasını belirlemişti. Rapor yeşil ekonominin iş birliği ve dayanışmaya dayalı, sürdürülebilirlik, fırsat eşitliği ve karşılıklı bağımlılık üzerine kurulu olması gerektiğini vurgulamaktadır. Yeşil ekonomiyi düşük karbon emisyonlu, etkin ve temiz üretimi öne çıkaran, kapsayıcı, hem tüketimi hem de üretime katkıyı adil paylaştıran, sürdürülebilir bir ekonomi şeklinde tanımlamaktadır.”
“RAPOR YEŞİL EKONOMİNİN HAYATA GEÇİRİLMESİNDE KATKI SAĞLADI”
Raporun yayınlamasının üzerinden geçen yedi yılda, kalkınma finans kuruluşlarının, sürdürülebilir tarımdan yenilenebilir enerjiye kadar çeşitli alanlarda yeşil ekonominin başarıyla hayata geçirilmesinde katkıları olduğunu ifade eden Akıncı, “Her topluma ve ülkeye tek beden elbise mantığının yeşil ekonomiye geçişte çalışmayacağının da farkındayız, bun yüzden bu forumu önemli buluyorum” dedi.
KIBRISLI TÜRKLER’İN EKONOMİK İZOLASYONA TABİ TUTULMASI…
Akıncı, böylesi bir çağda Kıbrıslı Türklerin çağın değerlerine ters bir anlayışla ekonomik izolasyona tabi tutulmasının kabul edilemez olduğunu da kaydetti.
Kıbrıs’ta yeşil ekonominin yaratılıp, desteklenmesinin önemine işaret eden Akıncı, “Kobilerin Yeşil Yönetimi”, “Yeşil Binalar”, “Sürdürülebilir Tarım” ve “Yenilenebilir Enerji” konularında bilgiye dayalı adımlar atılması gerektiğini söyledi.
NAMİ: “BU TÜR ETKİNLİKLER TEKNİK VE PRATİK KATKILAR YANINDA SESİMİZİ DUYURMAYA YARDIMCI”
Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami de konuşmasında, bu tarz etkinliklerin teknik ve pratik katkıların yanı sıra Kıbrıs Türk toplumunun sesini dünyaya duyurmaya yardımcı olduğunu belirtti. Kıbrıs Türk toplumunun adda daimi barış ve huzur ortamının tesisi için yılardır mücadele verdiğini ifade eden Nami, kapsamlı çözüm için verdiği mücadeleye rağmen Kıbrıs Türk toplumunun hala izolasyonlar altında tutulmasının kabul edilemez olduğunu kaydetti.
Enerji konusundaki gelişmelerin adadaki her iki taraf arasındaki işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Nami, Doğu Akdeniz’de bulunan enerji kaynaklarının, hem Kıbrıs hem bölge hem de Avrupa’ya büyük fayda getirecek nitelikte olduğunu belirtti.
Doğu Akdeniz’deki bu kaynaklardan yararlanırken karşılıklı saygı ve işbirliğine her zaman hazır olduklarını dile getiren Nami, “Umarım Rum tarafı da bugüne kadar sürdürmekte olduğu tek yanlı adım atma tavrından vazgeçer ve bizlerle diyaloğu seçer” diye konuştu.
“KIBRIS TÜRK TOPLUMU ATACAĞI ADIMLARI HIZLANDIRMAK DURUMUNDA”
Nami, “KKTC olarak ekonomik kalkınmamızı Rum tarafının bu konulardaki tavrına endekslemek doğru değildir. Kıbrıs Türk toplumu, bir taraftan doğal gaz ile ilgili olan haklarını korumaya devam ederken, diğer taraftan da atacağı adımları hızlandırmak durumundadır” dedi.
Nami, KKTC’nin tarihi, kültürel ve doğal yapısı, ekonomik değeri olan kaynaklarla birlikte ele alındığında ve bunlar güçlü hükümet politikalarıyla desteklendiğinde sürdürülebilir ekonomik büyüme ivmesi yakalamanın ve sosyal ve ekonomik refahı sağlamanın mümkün olduğunu ifade etti.
“EKONOMİNİN GÜÇLENMESİ ENERJİ MALİYETLERİYLE BİREBİR İLİŞKİLİ”
Ekonominin güçlenmesinin enerji maliyetleriyle birebir ilişkili olduğunu kaydeden Nami, bu maliyetleri aşağıya çekmek için ana hedeflerinin başta güneş enerjisi olmak üzere temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları üretmek olduğunu belirtti.
Önümüzdeki yıl sonuna kadar yenilenebilir enerji kullanımının mevcut kurulu gücün %20’sine denk gelecek miktarda çoğalacağını söyleyen Nami, KKTC Kalkınma Bankası’nın 2018 yılında mevcut fonlarının % 33’ünü yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklemek için kullandığını ifade etti.
Ancak bunun yeşil ekonomi için yeterli olmadığını kaydeden Nami, KKTC’de enerji üretiminin büyük oranda fosil yakıtlarla karşılandığını, fosil yakıtların karbon emisyonlarını ciddi şekilde artırdığını, çevreyi kirlettiğini ve bu tür yakıtların yakın gelecekte tükeneceğini anlattı.
Güneş enerjisi konusunda sadece bir ada şebekesine sahip olduklarını kaydeden Nami, bu yüzden yenilenebilir enerji üretim kapasitesini arzu edilen noktalara çekmelerinin mevcut teknoloji envanteri ve altyapı ile şu an itibariyle mümkün görünmediğini belirtti.
YENİLENEBİLİR ENERJİ
Nami, “Yenilenebilir enerji konusunda kurulumlarımızı artırabilmemizin çaresi güçlü-büyük bir şebekeye bağlanmak veya dünyada şu anda hızla gelişmekte olan enerji depolama teknolojilerini sistemimize ilave etmekle mümkün görünmektedir” dedi.
Önümüzdeki 3 yıl KKTC’nin kendi üretimi ile ilgili dizelden doğal gaza yönelen bir enerji politikası takip edeceğini ifade eden Nami, daha güçlü bir şebeke ile enterkonnekte sisteme geçilmesi ve depolama teknolojileri ile ilgili fizibilite çalışmalarının da ele alındığını kaydetti.
Nami, enerji maliyetlerinin düşürüleceği, ülke ekonomisine yarar sağlayacağı ve çevre kirliliğinin önleneceği şekilde temin etmeyi başarabilecekleri bir modele ulaşmayı, diğer taraftan da yakın bir gelecekte “yeşil binalara” sahip olmayı hedeflediklerini kaydetti. Nami, temel hedeflerinin bir takım sertifikasyon ve yalıtım zorunlulukları ile binalarda enerji verimliliğini artırmak olduğunu da anlattı.
BESİM : “KKTC GELİŞMEKTE OLAN BİR EKONOMİYE SAHİP”

KKTC Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Besim de konuşmasında, KKTC’nin gelişmekte olan bir ekonomiye sahip olduğunu ve finansal, işgücü ve ticari eşya pazarında büyümeye çalıştığını kaydetti. Besim, dolayısıyla yeşil ekonominin, etkin kurallara sahip daha iyi kurumlar ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayacak yönetmelikler oluşturmalarına katkı sağlayacağını ifade etti.

“YEŞİL EKONOMİ BÜYÜME VE GELİŞME İÇİN YENİ BİR VİZYON”
Yeşil ekonominin büyüme ve gelişme için yeni bir vizyon olduğunun altını çizen Besim, bunun; sürdürülebilirliğe, ekonomilerde ilerleme ve insanların çevresel ve sosyal refahına katkı sağladığını vurguladı.
Dünyanın eko sisteminin yüzde 60’ının sürdürülebilir olmayan şekilde ya da kötü kullanıldığını belirten Besim, zengin ve fakir arasındaki farkın da giderek arttığını, dünyanın doğal zenginliklerinin hızlı şekilde tükendiğini anlattı.
Yoksulluğun devam etmesi ve çevre tahribatının bir çok pazar ve kurumsal çöküşe yol açabileceğini anlatan Besim, bunun; mevcut ekonomik modelleri, sürdürülebilir gelişim hedefleri uygulanmış olsaydı gerçekleşecek olandan daha fazla verimsizleştireceğini ifade etti. Ekonomistler ya da diğer bilim adamları tarafından bilinmesine rağmen bunun önüne geçilebilmek için çok az ilerleme kaydedildiğini belirten Besim, yeşil ekonominin kurumsal reformlar, yönetmelikler, vergiler, harcama tabanlı ekonomik politikalar ile buna bir çare olabileceğini kaydetti.

THAMANE: “BU TÜR TOPLANTILARDAN BÜYÜK DERSLER ÇIKARILIR”

Afrika Kalkınma Bankaları Birliği Başkan Vekili Thabo Thamane de, Asya Pasifik Kalkınma Bankaları Birliği’yle daha önce bir çok çalışma yaptıklarını ve hepsinin başarılı sonuç verdiğini kaydederek, bu formun da başarılı geçeceğini umduğunu söyledi.

Bu tür toplantılardan büyük dersler çıkarıldığını ifade eden Dlamni, tüm ülkeler ekonomilerini yeşile döndürmezse tarihin onları kötü yargılayacağını belirtti.
Afrika’da yeşil ekonomiye dönmeye çalıştıklarını anlatan Dlamni, dünyadaki açlık, susuzluk ve fakirlik gibi diğer sorunların yeşil ekonomiye geçişle çözülebileceğini, kendilerinin de bu sorunlara bu yolla çareler üretmeye çalıştıklarını söyledi.
TRANG: “SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME İÇİN YEŞİL EKONOMİ HAYATİ ÖNEME SAHİP”
Asya Pasifik Kalkınma Bankaları Birliği Başkanı Nguyen Chi Trang da, bu forum ile katılımcıların fikir teatisi yapma, bilgi ve deneyimlerini paylaşma imkanı bulacağını söyledi ve sürdürülebilir gelişme için yeşil ekonominin hayati öneme sahip olduğunu kaydetti.
BM Çevre Programı’nın “yeşil ekonomi” tanımlamasını aktaran Trang, yeşil ekonominin ciddi bir finansman gerektirdiğini ve burada gelişim finans kuruluşlarının katalizör olarak devreye girdiğin söyledi.
Ülkesinde uygulanan “Vietnam Yeşil Büyüme Stratejisi” hakkında bilgiler veren Trang, bu stratejinin getirilerini ve gerekliliklerini de aktardı. Trang, bu stratejide düşük karbon salımı, endüstride yeşil üretim, yeşil hayat tarzı ve sürdürülebilir tüketime katkı sağlamanın önemli olduğunu da kaydetti.

 

Editör: TE Bilisim