Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatalar Odası, “Ekonomik Destek paketinden 150 bin TL’ye kadar yüzde 13 faizli kredi çıkmasını" eleştirerek, bu krediye ancak salgından bu yana 27-28 aydır ayakta kalma şansını yakalayan ve bankalar karşısında “itibarını” koruyan işletmelerin erişebileceğini kaydetti.

Bu süreci atlatamayan işletmelerin ise ölüme terk edildiğine işaret eden Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Yönetim Kurulu, yaptığı yazılı açıklamada önerileni kamuoyuyla paylaştı.

Açıklamada, satın alma gücünün kısmen de olsa yükseltilmesi için özel sektör çalışanlarına katkı yapılması gerektiğine dikkat çekilerek, sigorta prim ödeneklerine desteğin arttırılması gerektiği kaydedildi.

Borçlu işletmelere öteleme değil faiz desteği yapılması, ödenebilirlik için borç vadeleri uzatılarak yaşama şansı verilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, hayat pahalılığın başlıca kaynağı olan elektrik, akaryakıt ve gübre gibi temel girdilere tüm dünyada olduğu gibi müdahale edilmesi gerektiği ifade edildi.

Yaşanan olağanüstü koşullar altında hükümetin ortaya koyduğu politikanın ne insani, ne de vicdanlara sığacağı vurgulanan açıklamada, “Davalık olanlar, iflas edenler ve borç taksitini aksatanlar kendi ayıplarıymış gibi defolu ilan edilerek, yaşam hakları ellerinden alındı.

Daha da kötüsü; borçlu olanlar için yeni bir kararname ile yeniden öteleme kararı çıkartıldı. Dolayısı ile bugüne kadar ki ötelemelerde olduğu gibi faiz yükü altında ezim ezim edilmelerine bir kez daha kapı aralandı. Borçlu olanlar bu kararla haciz ve mülksüzleşmeye bir adım daha yaklaşmış olacaklar” denildi.  

Tüm dünyada devletlerin sorumluluk alarak faiz indirimine gittiği, hatta olağanüstü durum göz önüne alınarak faizlerin silindiği, borçların vadeleri uzatılarak insanlara ve işletmelere en azından yaşam hakkı tanındığına dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"“Özellikle yoksullar ve küçük işletmeler için hayat pahalılığı patlarken, çalışan tüm kesimlerin alım gücü gittikçe yerlerde sürünürken, üretim ve hizmet maliyetleri tavan yaparken, söz konusu ekonomik politikalarla kaç tane ekonomik işletme ve çalışan ayakta kalabilir gerçekten sormak gerekiyor. Bu olağanüstü şartlar altında iş ve üretim yapabilirlik mümkün mü?

Devlet veya hükümetin her şeye göz yumarak hatta zamları adeta teşvik ederek topladığı vergiler üzerinden  en azından çalışanlara, alım gücü dipte olanlara destek olması hem ekonominin gereği hem de sosyal anlamda adaletin sağlanması için şarttır. Bu yapılmazsa küçük işletmelerin iş yapabilirliğinin ortan kalkması ve  iflaslarıyla birlikte, bırakın işsizliğin çığ gibi büyümesini aynı zamanda tekelleşme yaşanacak,  kaos daha da büyüyecektir.”

Ekonomik destek adı altında çıkan her paketin, yıkımı, işsizliği ve tekelleşmeyi hızlandırmaktan başka  anlama gelmeyeceği görüşü ortaya konulan açıklamada, bu koşullar ve politikalar devam ederken, hayat pahalılığında yapılacak her artışın daha çok vergi toplamaya yarayacağını ve göstermelik olmaktan öteye gitmeyeceği kaydedildi.