KTOEÖS Yönetim Kurulu yayımladığı 1 Mayıs mesajında, “Bu ruh bize gerçeklerle yüzleşmemizi adamızın, dünyamızın yok olmasına seyirci kalmamamızı, bu uğurda ölen binlerce emekçinin işaret ettiği dünyayı ötelemeden kurmamızı emretmektedir. İsyan derinden gelmeye başlamıştır. Yaşam savaşı verenleri gittikçe çaresizliğe iten doyumsuzluk durdurulmalıdır. Bütün dünyada pandemiden ölenlerin işçi ve emekçi olmasının izahı açık ve nettir.” ifadeleri kullanıldı.

“BU DÜZEN BÖYLE GİTMEMELİ, GİDEMEYECEKTİR”

Mesajda, Ada’da bölgeye de katalizör olacak koşulsuz ve acil bir çözüm ve barış olması gerektiği savunularak, özelleştirmenin bitmesi, kamusal alanlar, kamusal fayda ve hizmetlerin tüm kesimlerin eşitliğini sağlayana kadar yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.

Mesajda ayrıca herkese güvenceli iş, aş, gelir, emeklilik garantisi sağlanması, korunan, affedilen, vergi ödemeyen, kayıt dışılığı yaratan büyük sermayenin durdurulması, adil bir vergi düzeni sağlanması, kaynakları yok ederek büyük zenginlikler elde edenlerden gerçekçi vergiler alınması gerektiği vurgulandı.

Mesajda şunlara da yer verildi:

“Kamusal olan çevrenin yağmalanmasına (Taş ocakları, kıyılar, tarım arazileri, ormanlar) son verilmelidir. İnsanca bir asgari ücret, geliri olmayanlara insanca yaşayabileceği bir ücret sağlanmalıdır.

Bütün çalışanların sigorta, iş ve maaş güvencesi yasalarla, denetimle güvence altına alınmalı, her çalışana sendika üyeliği ve toplu sözleşme hakkı verilmelidir. Her alanda, yurttaşların tümünü güvence altına alacak sosyal devlet anlayışı hayata geçirilmeli, anayasaya, yasalara girenler yazıda kalmamalıdır.

Ekonomik kalkınma modelleri, gazino, kumar, fuhuş, taşocakları gibi çevresel, kültürel, sosyal, psikolojik, ahlaki yok oluş temellerinden kurtarılmalıdır. Yaşama, doğaya, insana saygı geri gelmelidir.

Yabancı sermayeye sağlanan avantajlar, verilen kaynaklar bu kadar fazla iken ülkenin en zor dönemlerinde bile kar güdüsü belirleyici olmuştur. Bu firmalarla antlaşmalar derhal sonlandırılmalı ve/ veya antlaşmalar yenilenmemelidir.

Eğitim geleceğin sorumlu, duyarlı, bilimsel, laik yurttaşlarını yetiştirecek şekilde yeniden ve hükümetler üstü bir anlayışla tam katılımcılık ilkesi ile hayata geçirilmelidir. Eğitim ve sağlık büyük yatırımlarla tamamen kamusallaştırılmalıdır.

Çaresiz sanılan sessiz çoğunluğun bu düzeni sürdürmeye çalışan sermaye ve onların hükümetlerine tahammülünün bittiği bilinmelidir ve bu düzene son verilmelidir.”