Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği, Gemikonağı’ndaki CMC maden şirketine ait bölgede atık madenlerin işletilmesi konusunun basında gündeme gelmesinin ardından hükümete madencilik faaliyetlerine destek verip vermediğini açıklama çağrısında bulundu. 
Hükümetin sessiz kalması halinde madencilik faaliyetlerine destek verdikleri yönünde bir izlenim yaratacağını ifade eden Dernek, hükümetin toplum sağlığını düşünüyorsa ‘biz halkın madencilik faaliyetleri ile zehirlenmesine, kanser olmasına müsaade etmeyeceğiz’ demesini beklediklerini söyledi. 
Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği Yönetim Kurulu adına Dernek Başkanı Ahmet Hızlı, dün bazı yerel gazetelerde, “CMC madeninin ekonomiye kazandırılması” yönünde ifadelerin kullanıldığı bazı toplantılar yapıldığı yönündeki haberlere ilişkin yazılı bir açıklamada bulundu. 
Hızlı, açıklamasında, “gazetelere yansıyan haberlerde ‘CMC Madenini neden işletmiyorsunuz, ekonomiye kazandırılmalı, Güney’de işletiliyor’ gibi sözlerin kullanıldığı bazı toplantıların gerçekleştiğini büyük bir üzüntü ile öğrendiklerini” ifade etti. 
Ahmet Hızlı, her ekonomik krizde CMC ve madenciliğin gündeme getirilmemesi gerektiğini, toplum sağlığının, ekonomiden önce gelmesi gerektiği görüşünü savunarak, “Sağlıklı bir toplum her zaman ekonomisini düzeltebilecek güce sahip olur” ifadesini kullandı.
Hızlı, açıklamasında, “Gemikonağı’ndaki CMC maden şirketine ait bölgede ve yine Gemikonağı ile Lefke’de çeşitli yerlerdeki atık madenlerin işletilmesi sürekli olarak bazı sermaye korsanları tarafından dile getiriliyor. Görünen de odur ki sürekli dile getirilecektir” diyerek, şöyle devam etti:
 “Hatırlayacağınız gibi geçtiğimiz yıl pandemi döneminde Covid-19 ile savaşıp sağlıkla ilgili yapılan yoğun çalışmalar içinde bir haber çok dikkatimizi çekmişti. Bu haber Gemikonağı’ndaki CMC alanını kiralayan Port-İsbi firmasının sözleşmesinin fesh edilmesi ile ilgiliydi. Ayni hükümete hatta birçok kez bir çok hükümetlere yıllarca bu sözleşmenin fesh edilmesi için gerekçeleri ile birlikte ispatlanmış doküman ve fotoğraflar ile başvurmuştuk. Kalyoncu hükümeti döneminde bu sözleşme feshedilmesine rağmen, hükümet değişimi sonrası bu sözleşme yeniden devam ettirilmişti.
Mayıs 2020’de pandemiden dolayı ekonomik sıkıntıların olduğu bir dönemde böyle bir kararın alınması ayni bölgeye talip olan farklı bir madenci şirkete kiralanması için atılan bir adım olarak akla ilk gelenlerdendi. Konuyu biraz araştırıp incelediğimizde yanılmadığımızı da öğrendik. Birileri, kiralama işi için bayağı bir yol kat etmiş olmalı ki konuyu bugünlerde yine gündeme getiriyorlar.”
“Her şeyden önce, halka rağmen madencilik yapmayı düşünen bir hükümet halkı karşısına alacağını da bilmelidir” diyen Hızlı, Lefke halkının “yeni bir madencilik faaliyetine izin vermeyeceğini” vurguladı.
Kıbrıs’ın küçük bir ada olduğunu ve gerek Güney’de gerekse Kuzey’de yapılan kirli yatırımların sadece yatırımların yapıldığı bölgeyi değil, tüm Kıbrıs’ı etkilemekte olduğuna işaret eden Ahmet Hızlı şöyle devam etti:
“Güney’de yapılan madencilik Skouritsa (Fugasa) bölge köylerini de zehirlemekle kalmayıp Lefke’yi de zehirlemeye devam etmektedir. Güney’deki hükümet bunu durduramıyorsa, kendi milletvekilleri ve bakanları içinde hatta ve hatta devlet dairelerindeki müdürleri ve memurları içerisinde birilerinin madencilikten rant sağlayarak halkın zehirlenmesine göz yumarak halkı zehirleyen madencilik faaliyetini devam ettiriyor diye, Güney’de madencilik var Kuzey’de de olsun diyenler toplum sağlığını ekonomiye satanlardır. Güney’de madencilik yapılıyorsa biz KKTC olarak oradaki yasal olmayan ve halkı zehirleyen her türlü madenciliğe de müdahale etmeliyiz. Kıbrıs küçük bir adadır. Kirli yatırımlar sadece yatırımın olduğu bölgeyi değil, tüm Kıbrıs’ı etkilemektedir.”
Ağır metal içerikli yapılacak olan her türlü madencilik faaliyetine KKTC devletinin “hayır” demesi gerektiği görüşünü savunan Hızlı, “Dünyada temiz madencilik yoktur. KKTC hükümetini madencilik konusunda bir açıklama yapmaya davet ediyoruz. Halka, madenciliğe destek verip vermediklerini açıklamalarını istiyoruz. Sessiz kalırlarsa destek verdiklerini anlayacağız. Toplum sağlığını düşünüyorlarsa, çıkıp ‘biz halkın madencilik faaliyetleri ile zehirlenmesine, kanser olmasına müsaade etmeyeceğiz’ demelerini bekliyoruz” ifadesini kullandı.