Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Kıbrıslı Türkler ile Rumlar’ın kuracakları yeni düzenin, adı ne olursa olsun, herkesin eşitlik özgürlük ve güvenlik içinde yaşayabileceği yeni bir yapı olması gerektiğini vurguladı ve bu yapının sürdürülebilir olması için en önemli unsurun barış kültürü olduğuna işaret etti. Akıncı,  insanlarda barış kültürü  olmaksızın en iyi düzenin dahi yaşayamayacağını ifade etti.

Barış kültürü eğitiminin, sadece Kıbrıs’taki çözüm süreciyle ilgili bir kavram  olmadığını, sadece toplumlararası barışa değil toplumsal barışa da işaret eden bir kavram olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, toplumsal ve toplumlar arası barışın gruplar arasında eşitliğe inanan, çok kimlikli ve çoğulcu düşünebilen, barış kültürü değerlerini benimsemiş yurttaşlar yetiştirmekle mümkün olabileceğinin altını çizdi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis de statükonun, Kıbrıs’taki tüm vatandaşların haklardan, özgürlüklerden ve refah düzeyinden tam anlamıyla faydalanmalarına izin vermediğini ifade ederek, bu statükonun ne Rumların, ne de Kıbrıslı Türklerin tercihi olduğunu vurguladı.

Memlekete çözüm getirmekten başka bir seçeneğin bulunmadığını belirten Anastasiadis, uzlaşının tek yolunun da, demokratik ilkelere, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı çerçevesinde, üçüncü ülkelere bağımlı olmadan, AB içerisindeki birleşik bir Kıbrıs’ı garanti altına alacak iki toplumlu, kalıcı ve işlevsel bir federal devlet oluşturmak olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, 2 Toplumlu Eğitim Teknik  Komitesi’nin Kuzey ve Güney Kıbrıs’tan 50’şer okul müdür ve muavinine yönelik olarak organize ettiği "Eğitimde Dönüştürücü Liderlik" konulu seminer ve çalıştayın açılışına katıldı.

Ledra Palace Otel’de yer alan ve saat 09:00’da başlayan etkinliğe BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Elizabeth Spehar da katıldı.

“Imagine” Proje Koordinatörü Loizos Loukas’ın projeyle ilgili bilgiler verdiği kısa karşılama konuşmasıyla başlayan etkinlik, İki Toplumlu Eğitim Komitesi Eş Başkanları Meltem Onurkan Samani ve Michalinos Zembylas’ın açılış konuşmalarıyla devam etti.

Ardından Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis birer konuşma yaptı.

Queen’s University Belfast’tan Prof.  Tony Gallagher’in  “Barış İçin Dönüştürücü Liderlik “ konulu sunumundan sonra etkinlik soru –cevap oturumuyla devam etti.

Kahve arasının ardından “Demokrasi, Kültürü İçin Yetkinlikler ve Okul Yöneticilerinin Rolü” konulu atölye çalışmasıyla etkinlik sona erdi.

SAMANİ : “ÇALIŞMALARIMIZI İKİ TARAFIN HASSASİYETLERİNİ DE GÖZETEREK SÜRDÜRME KARARLILIĞINDAYIZ”

İki Toplumlu Eğitim Komitesi Türk Eş Başkanı Meltem Onurkan Samani güven yaratıcı önlemlerin hayata geçebilmesinde liderlerin desteği ve bizzat katılımlarının her zaman motive edici olduğunu ve kalıcı etki sağladığını kaydetti.

Eğitim Teknik Komitesi’nin görev yönergesinin üç ana maddeden oluştuğunu ifade eden Samani, birincisinin, iki taraf eğitim sistemlerinin mevcut durumunu tespit etmeye yönelik çalışma yürütmek ve çatışma kültürünün barış ve uzlaşı kültürüne dönüştürülmesinde eğitimin nasıl katkı koyabileceğini, önyargı, ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve aşırılığa karşı nasıl mücadele edilebileceğini araştırmak olduğunu kaydetti.

Görev yönergesinin ikinci maddesinin iki taraf öğrenci, öğretmen, okul yöneticileri ve aileleri bir araya getirecek ve birlikte eğitsel faaliyetlerde bulunmalarını sağlayacak karşılıklı kabul edilebilir bir mekanizma oluşturmakla ilgili olduğunu kaydeden Samani, Imagine barış kültürü eğitimi programına bugüne kadar 4500 öğrenci ve yaklaşık 700 öğretmenin katıldığını ifade etti.

Samani, görev yönergesinin üçüncü maddesinin  ise, üzerinde uzlaşılmış çözüm modeli olan iki toplumlu iki kesimli siyasi eşitliğe dayalı federasyonda, iki eğitim sisteminin koordinasyon ve işbirliği için politika önerileri geliştirmekle ilgili olduğunu söyledi.

Samani, bu konuda dünyadaki başka federal sistemleri de inceleyerek Kıbrıs’ın kendine özgü koşullarına uygun  modeller geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti.

 Avrupa Konseyinin eğitimle ilgili ilkeleri çerçevesinde ortak eğitim materyalleri geliştirme projelerini başlattıklarının müjdesini de veren Samani, çalışmalarını iki tarafın hassasiyetlerini de gözeterek sürdürme kararlılığında olduklarını vurguladı.

ZEMBİLAS: “DÖNÜŞÜMLÜ LİDERLİĞİN PRATİKTE NE OLDUĞUNU VE NASIL UYGULANDIĞINI HERKESE GÖSTERİN”

İki toplumlu Eğitim Teknik Komitesi Rum Eş Başkanı Mihalinos Zembilas, Kıbrıslı Türk ve Rum eğitimcilerin son yıllarda artış gösteren mülteci ve göçmen akışı nedeniyle bir dizi önemli tahrikle mücadele ettiğini söyledi.

Zembilas, okulların, savaş bölgelerinden gelen ve farklı kültür ve geleneklere sahip olan tüm çocuklara ayrım yapmaksızın kucak açmaya davet edildiğini belirtti.

“FARKLI KÜLTÜRLERDEN VE DİNLERDEN ÇOCUKLAR İÇİN BİRBİRLERİNİ ANLAYABİLECEKLERİ ÇEVRE YARATILMALI”

Mevcut durumun, ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi durum nedeniyle daha karmaşık bir hal aldığını ifade eden Zembilas, okul yöneticilerinin, işbirliği içerisinde oldukları kişilerle birlikte, farklı ülkelerden, kültürlerden ve dinlerden gelen çocuklar için birbirlerini anlayabilecekleri, barış içerisinde bir arada yaşayabilecekleri ve insan haklarına sahip olabilecekleri uygun bir çevre yaratması gerektiğini vurguladı.

Bu konferans ile iki toplumdaki okul yöneticilerine, bir araya gelerek güç birliği yapma ve toplumdaki tahriklerle birlikte mücadele etme fırsatı sunmayı amaçladıklarını söyleyen Zembilas, okul yöneticilerinin hep birlikte, ayrım yapmaksızın tüm öğrenciler için olumlu değişiklikler yapabileceğine dikkat çekti.

Zembilas, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya da, dönüşümlü liderliğin pratikte ne olduğunu ve bunun siyasi düzeyde nasıl uygulandığını herkese göstermeleri çağrısında bulundu.

AKINCI: “GERÇEK BİR BARIŞLA ULAŞMANIN VE ONU SÜRDÜREBİLMENİN YOLU EĞİTİMDEN GEÇER”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı konuşmasında bilimsel araştırmaların, gerçek bir barışa ulaşmanın ve onu sürdürebilmenin yolunun eğitimden geçtiğine işaret ettiğini belirterek, barışın, bir kültür olduğunu, ancak eğitim yoluyla geliştirilebileceğini söyledi.

Savaşlara, çatışmalara, acılara, eşitsizlik, ırkçılık ve ayırımcılıklara yol açan şiddet kültürünün yerine, eğitim yoluyla, barış kültürünü koyabilmek için çaba göstermeleri gerektiğini vurgulayan Akıncı şöyle konuştu:

“ÖNEMLİ OLAN FARKLI FİKİRLER VE HEDEFLERE BARIŞ KÜLTÜRÜYLE YAKLAŞMAKTIR”

 “Barış, sadece siyasi bir çözüm anlaşmasına ulaşmak değildir. Barış, sadece silahların patlamaması durumu da değildir. Barış, kişiler veya toplumlar arasında hiçbir fikir ayrılığı veya hiçbir sorun olmaması da değildir. İnsanlar arasında farklılıklar, birbirine aykırı fikirler, çatışan hedefler hep olmuştur ve olacaktır. Önemli olan bunlara barış kültürü ile yaklaşabilmektir. Barış kültürü, sorunlara şiddet yoluyla değil, diyalog ve diğer insani yollarla çözüm arayabilmek, farklılıklarla uzlaşabilmek, birlikte karar alabilmenin yollarını bulabilmek, eşitlikçi, çok kimlikli ve çoğulcu düşünebilmektir. Dikkat edilirse bütün bunlar ulaşmaya çalıştığımız federal çözüm modelinin işlevsel olabilmesi için de gereklidir”

“EĞİTİM SİSTEMLERİMİZİ PLANLARKEN….”

Eğitim sistemlerini planlarken nasıl bir birey, nasıl bir toplum ve nasıl bir gelecek istediklerini kendi kendilerine sormaları gerektiğini belirten Akıncı, barış, refah, özgürlük ve eşitlik içinde farklılıklarıyla birlikte yaşayabilecekleri ve gelişebilecekleri bir yapı istiyorlarsa eğitimlerini ona göre dönüştürebilmeleri gerektiğini vurguladı.

Değişim süreçlerini yürütebilmek ve başarılı olmak yolunda “liderlik” olgusunun önemli bir rol oynadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, “Dönüşümü sağlamada geleneksel liderlik anlayışının yeterli olmadığı günümüzde, değişim temelli bir liderlik anlayışının yapılandırılması gereklidir” dedi.

“ÇOCUKLARIN SORUN YARATMA DEĞİL SORUN ÇÖZME BECERİSİ KAZANMASI…”

Günümüz koşullarında, eğitimde öğrencilere ne kadar ve hangi bilginin verileceğinden ziyade, onlara ne tür beceriler ve değerler kazandırmak istendiğinin önem kazandığını kaydeden Akıncı,  “Çocuklarımızın sorun yaratma değil sorun çözme becerileri kazanmaları; eleştirel, bağımsız, analitik düşünebilme yetilerini geliştirebilmeleri; araştıran, sorgulayan, demokratik, seküler, farklılıklara tahammül edebilen bireyler olarak yetişmeleri zaten sağlıklı bilgiye kolayca ulaşabilmelerini ve onlardan yeni bilgiler üretebilmelerini sağlamakla kalmayacak, barışçıl birlikte yaşama modelleri geliştirebilmelerini de olanaklı kılacaktır” diye konuştu.

“BARIŞ KÜLTÜRÜ EĞİTİMİ TOPLUMSAL BARIŞA DA İŞARET EDEN BİR KAVRAM”

İki Toplumlu eğitim komitesinin sadece iki toplumlu değil ayrıca tek toplumlu eğitsel faaliyetler de geliştirmesi ve uygulamasını olumlu bulduğunu ifade eden Akıncı, barış kültürü eğitiminin, sadece Kıbrıs’taki çözüm süreciyle ilgili bir kavram  olmadığını, sadece toplumlararası barışa değil toplumsal barışa da işaret eden bir kavram olduğunu vurguladı.

Akıncı, “Günümüz dünyasının en sorunsuz görünen ülkelerinde bile yabancı düşmanlığı, ırkçılık, ayırımcılık, okullarda zorbalık, kadına ve çocuğa karşı şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği maalesef yükselmektedir. Kültürler arası iletişim ile çok kültürlü ortamlarda yaşama becerilerinin kazandırılmasına yönelik eğitime her koşulda ihtiyacımız vardır” şeklinde konuştu.

Toplumsal ve toplumlar arası barışın gruplar arasında eşitliğe inanan, çok kimlikli ve çoğulcu düşünebilen, barış kültürü değerlerini benimsemiş yurttaşlar yetiştirmekle mümkün olabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, bu gibi yurttaşları ise demokratik, insancıl ve barışçıl bir şekilde eğitim veren okulların  yetiştirebileceğini söyledi.

“KOMİTENİN DAHA YAPACAK ÇOK İŞİ VAR…ORTAK EĞİTİM PROGRAMLARI GELİŞTİRİLEBİLİR”

Komitenin, iki taraf eğitim paydaşlarıyla istişare içerisinde, daha yapacak çok işi  olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ortak eğitim programları geliştirilebileceğini kaydetti.

Akıncı, komitenin raporda yer alan öneriler arasında olan Türkçe ve Yunanca dil derslerinin okullarda yaygınlaştırılması için öncelikle ortak bir dil eğitimi stratejisi geliştirilebileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, sonrasında yeni adımlar atılabileceğini kaydetti.

Kuracakları yeni düzenin adı ne olursa olsun herkesin eşitlik özgürlük ve güvenlik içinde yaşayabileceği yeni bir yapı olması gerektiğini dikle getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, kurulacak  bu yapının sürdürülebilir olmasının temelinin eğitim olduğunu söyledi.

Akıncı, “Bunun en önemli unsuru barış kültürüdür o nedenlebunu başaramazsak kuracağımız en iyi düzen olsa da yaşayamaz asıl olan insandır ve o insanın iyi yetişmesindir bunu sağlayacak olan da sizlersizin bu çabalarınız için teşekkür ediyorum” dedi.

ANASTASİADİS: “STATÜKONUN NE RUMLARIN, NE DE KIBRISLI TÜRKLERİN TERCİHİ”

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis de konuşmasında statükonun, Kıbrıs’taki tüm vatandaşların haklardan, özgürlüklerden ve refah düzeyinden tam anlamıyla faydalanmalarına izin vermediğini ifade ederek, bu statükonun ne Rumların, ne de Kıbrıslı Türklerin tercihi olduğunu söyledi.

Konuşmasında Akıncı’ya “dostum” diyerek hitap eden Anastasiadis, memlekete çözüm getirmekten başka bir seçeneğin bulunmadığını belirtti.

Anastasiadis, zorlukların farkında olduklarını; ancak karşılıklı hassasiyetlere ve endişelere saygı göstererek, Kıbrıslıların ortak çıkarları addedilen konularda uzlaşmakla yükümlü olduklarını kaydetti.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, bu uzlaşının tek yolunun da, demokratik ilkelere, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı çerçevesinde, üçüncü ülkelere bağımlı olmadan, AB içerisindeki birleşik bir Kıbrıs’ı garanti altına alacak iki toplumlu, kalıcı ve işlevsel bir federal devlet oluşturmak olduğunu ifade etti.

“BAŞKA ÜLKELERİN MÜDAHALALELERİ NEDENİYLE…”

Kıbrıslı Türkler ile Rumların yıllar boyunca barış içerisinde yaşadıklarını belirten Anastasiadis, etnik kökenin ötesinde ortak bir kültür yetiştirdiklerini, barış içerisinde bir arada, karma mahallelerde yaşayabildiklerini ve birbirlerinin yanında durabildiklerini, ancak başka ülkelerin müdahaleleri nedeniyle, akabinde yaşanan sorunların oluştuğunu söyledi.

Anastasiadis, nihayetinde istedikleri şeyin, Kıbrıslı Türkler ile Rumların bu memleketin kaderini belirlemeleri ve barış içerisinde bir arada yaşama, birlikte oluşturma ve birlikte gelecek koşullarını yaratmaları olduğunu belirtti.

ELEŞTİREL DÜŞÜNEBİLEN AKTİF VATANDAŞLAR…”

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, bugün düzenlenen konferansın yalnızca iki toplumun okul yöneticiler arasında temas sağlanması ve işbirliği oluşturulmasını değil, aynı zamanda eleştirel düşünebilen aktif vatandaşlar oluşturulmasına katkıda bulunacak eylemler ile programların değerlendirilmesi ve uygulanması çabalarına liderlik etmelerine yönelik eğitilmelerini hedeflediğini söyledi.

Bu vatandaşların tarihi köken ve tarihi kimlikleri konusunda güven içerisinde hissederek, çağdaş ve plüralist bir toplum içerisinde barış içerisinde bir arada yaşayacak ve ortak bir gelecek oluşturacak pozisyonda olmalarının hedeflendiğini belirten Anastasiadis, bu sebeple Akıncı ile 2015 yılının Kasım ayında, Eğitim Teknik Komitesi’nin kurulmasını kararlaştırdıklarını kaydetti.

Eğitimin, yakın geçmişte yaşanan trajik olayların üzerini örtmeyecek, aynı zamanda da vatanın yeniden birleşmesini engellemeyecek ve her bir toplumu, kendi perspektifine hapsetmeyecek bir eğitim olması gerektiğini vurgulayan Anastasiadis, bu çerçevede Eğitim Teknik Komitesi’ne, özellikle “Imagine” programı çerçevesinde teşekkürlerini sundu.

Rum tarafının eğitim faaliyetleriyle ilgili kısaca bilgi veren Anastasiadis, 2016-2017 akademik yılında Kıbrıslı Türk edebiyatçıların edebi eserlerinin Yunan diline çevrildiğini, anadili Yunanca olanlara, Türk dilinin liselerde seçmeli ders olarak okutulduğunu ve 40 kadar eğitim enstitüsünde, Kıbrıslı Türklere Yunan dili, Rumlara da Türk dili derslerinin ücretsiz olarak verildiğini söyledi.