Boğazköy’den başlayarak, TMT Mücahitler Derneği önünde tamamlanan 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı 16 km’lik Mukavemet Yol Koşusu’nda dereceye girenlere ödülleri,  Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Gençlik Merkezi’nde, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Tevfik Algan ve bazı milletvekillerinin katıldığı törenle takdim edildi.

Ödüllerin verilmesi öncesinde sırasıyla Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Tevfik Algan birer konuşma yaptı.
ALGAN
Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Tevfik Algan törende yaptığı konuşmada,“1 Ağustos 1571 Kıbrıs’ın vatanlaşmasının, 1 Ağustos 1958 Kıbrısta Türklüğün korunmasının, 1 Ağustos 1976 ise Kıbrıs’ta Türklüğün sonsuza kadar yaşayacağının bir ifadesidir” dedi.
Algan, 1571’de yapılan fetihten hemen sonra Osmanlı imparatorluğunun sağladığı güven ve huzur ortamının tarihi gerçekler olarak hem Rumlar tarafından hem de dünya tarafından bilindiğini belirtti.
1878 yılına gelindiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde bulunduğu zor şartlar nedeniyle adayı İngiltere’ye kiralamasının Kıbrıs Türkü için 1974 yılına kadar devam eden karanlık günlerin başlangıcı olduğunu anlatan Algan, bu karanlık günlerin Rumların Enosis hayalini gerçekleştirmek ve adadaki Türk varlığına son vermek için başlattıkları girişimlere karşı Kıbrıslı Türklerin varoluş mücadelelerine sahne olduğunu söyledi.
Algan, yüreği bağımsızlık ve hürriyet aşkıyla dolu olan, tarih boyunca başka bir milletin idaresi altında yaşamamış olan bir milletin çocukları olan Kıbrıs Türkünün, Türkiye’nin desteği ile 1 Ağustos 1958’de kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın liderliğinde, toprağını, canını ve malını koruyarak, namusunu çiğnetmediğini vurguladı.
“TMT yokluk içinde varlık göstererek, halkının özgürce yaşaması için, kitle halinde bilinçlenmeyi, dünyada eşine ender rastlanacak şekilde gerçekleştirmiştir” diyen Algan, 1974 yılında Rum Yunan ikilisinin adayı Yunanistan’a bağlamak için gerçekleştirdiği darbe üzerine 1960 garanti anlaşmalarına dayanarak gerçekleştirilen Barış Harekatıyla birlikte Kıbrıs Türkü’nün hak ettiği özgürlük ve bağımsızlığına kavuştuğunu belirtti.
Algan, TMT’nin Barış Harekatı’yla tarihi misyonunu tamamlayarak görevlerini 1 Ağustos 1976’dan itibaren güvenlik Kuvvetleri komutanlığına devrettiğini vurgulayarak, “TMT’nin emanetini manevi bir sorumluluk olarak gururla taşıyan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, milletinden aldığı güçle her zaman Kıbrıs Türkü’nün tehdit ve tehlikeden uzak, güven içinde yaşamasını sağlamak KKTC’nin varlığını sürdürmek için kuruluşundan itibaren başlatmış olduğu gelişim hamlesini azim ve kararlılıkla devam ettirmektedir” dedi.
BORA
Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora ise konuşmasında, bugün Fethi’nin 447’nci, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın 60’ncı ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın 42’nci yılını gururla ve kıvançla kutladıklarını belirterek, “Başımız dik, barış, huzur ve güven içerisinde bağımsız bir devletteki yaşantımızı kimlere borçlu olduğumuzun bilinci ve idraki içerisinde, başta Aziz Şehitlerimiz ve Kahraman Gazilerimizi minnet ve şükranla anarken yanı başımızda büyük Türk Ulusundan aldığımız güçle dimdik ayaktayız” dedi.
Bora, nerden geldiklerini hiç unutmadan ve değerini bilerek sorumlulukla hareket ederek sahip olduklarını büyük bir kararlılıkla koruyarak geleceğin çok daha parlak olacağı inancını yineleyerek, “Rum’un yaygara ve hezeyanlarına aramızdan bazı gafillerin söylem ve eylemlerine ve de yabancıların hiç de samimi ve gerçekçi olmayan telkin ve önerilerine aldırmadan varlığımızın yegane dayanağı Bağımsız Devletimize ve Anavatanımız şanlı Türkiye’ye dört elle sarılmaktan başka bir seçeneğimiz yoktur” dedi.
Bora, Rumların amaçlarının değişmediğini, Kıbrıs Türkü’nü eşit görmedikleri ve azınlık olarak görmekten vazgeçmediklerini dikkate alarak KKTC ile yegane hamisi Türkiye’nin kendileri için vazgeçilmez olduğunun apaçık ortada olduğunu belirtti.
“İNSANLARIN BARIŞ İSTEMEMESİ KÖTÜLEMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Bora, genel olarak insanların barış istememesi, barışa karşı olması ve barışı kötülemesinin mümkün olmadığını, barışın mutluluğun kaynağı olup, insanların ve toplumların huzur ve güven içinde yaşamasına ve de ekonomik refaha kavuşmasına zemin hazırladığına işaret etti.
Bora, adada 1878’den sonra yaşananları özetleyerek, barışın ancak iki tarafın da istemesi durumunda ve iki halk arasında, kin, nefret ve düşmanlıkların terk edilmesiyle mümkün olabileceğini vurguladı.
“Ne acıdır ki, halen KKTC’de barış maskesi arkasına saklanarak, Türk halkının Rum çoğunlukla birleştirilmesi ve yok edilmesi amacı ile yoğun bir kampanya yürütülmektedir. Bazı kişilerin ve siyasi partilerin de bu barış ninnisini etkili bir silah olarak kullandıkları görülmektedir. Diğer bir acı gerçek de Anavatanımızla aramızı açmak için içten ve dıştan yoğun uğraş verenler vardır” diye konuşan Bora,       Kıbrıs’ta Türk varlığının, Türkiye’nin desteği ve koruması olmadan var olamayacağını, ancak KKTC olmadan da adada varlığın sürdürülemeyeceğini söyledi.
KIBRIS SORUNUNU TÜRKLER YARATMADI
Kıbrıs sorununu Kıbrıs Türklerinin yaratmadığına işaret eden Bora, bugüne kadar yaşanmış tüm acıların ve kanlı olayların tek nedeni ve sorunun kökeninin Rumların Enosis hayali olduğunu belirtti.
“Bugün büyük bedeller ödeyerek kurduğumuz bir Cumhuriyete sahibiz. Bunca zamandır tanınmamışlık aslında hür dünyanın büyük bir ayıbıdır” diyen Bora, soruna kalıcı ve yaşayabilir bir çözüm için yıllardan beri sürdürülen müzakerelerle ilgili karşı tarafın Annan Planı da dahil olmak üzere hiçbir olumlu tavır ortaya koymadığını söyledi.
Bora, “Ama ne acıdır ki Annan Planı felaketinden kurtulan Kıbrıs Türk halkına yönelik öyle büyük bir algı operasyonu yapılmaktadır ki, halkın bir bölümü mevcut dutumun barış olmadığını, dayanılmaz bir felaket olduğunu, iki halkı karıştırıp kavga ettirerek barış sağlanacağını düşünmektedir” dedi.
Bora, “Avrupa böyle istiyor diye haklı ve meşru olarak kurduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ve her şeyimizi borçlu olduğumuz Anavatanımız Türkiye’nin garantörlüğünden vazgeçmemiz mümkün değildir. Kabul edilemez” dedi.
Bora konuşmasını şöyle tamamladı;
“Çare yabancıların telkinlerine göre değil haklı ve meşru Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak ve tanıtılması için derhal harekete geçmektir.Yeni bir görüşme süreci ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ile mümkündür.Ne Mutlu Bu Devleti Kuranlara. Ne Mutlu Bu Devleti Yaşatmakta Kararlı Olanlara.Ne Mutlu Türküm diyene”
DERECEYE GİREN SPORCULARA ÖDÜLLERİ VERİLDİ

Mukavemet koşusunda, takım klasmanında 1’inci Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, 2’nci Ares kulübü,  3’üncü ise Traks Trading LTD geldi.

Genel klasmanda erkekler 1’inci Hasan Tazegül, 2’nci Yusuf Gökalp, 3’üncü Eser Kurt; Genel Klasman bayanlar 1’inci Nuran Öze, 2’inci Aysa Küçükakça, 3’üncü Sevim Yıldız; Masterler Klasmanında da 1’inci Osman Atakan, 2’nci Cem Dağdelen, 3’üncü Mehmet İneci oldu.
(AK/ŞEB) FOTOĞRAFLI