Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, nitelikli küçükbaş hayvan sayısını artırma çalışmalarının sürdüğünü, bu amaçla yurt dışından getirilen, yüksek kalite süt ve atletik yapısıyla öne çıkan bir koyun ırkı olan Asaf’lara talebin de gün geçtikçe arttığını belirtti.

Bakan Dursun Oğuz, Asaf, İvesi ve Sakız ırklarının üretildiği Devlet Üretme Çiftliklerine bağlı Kırklar bölgesinde bulunan Margo Çiftliği’nde incelemelerde bulundu.

Oğuz, ziyaretinde kendisine eşlik eden TAK muhabirine yaptığı açıklamada, hellimin Avrupa Birliği tarafından Menşei Korumalı Ürün olarak tanınmasıyla, amaçlarının küçük ve orta boy ölçekli işletmelerin desteklenmesi olduğunu, teşviklendirme modelinin de o yönde bulunduğunu, 2018’de 235 bin olan küçükbaş sayısını 55 bin artırdıklarını, bunun 290 bine çıktığını belirtti.

Oğuz, DÜÇ’te üreticiye ırkı, verimi bilinen küçükbaş hayvan satışı yapıldığını, DÜÇ’ün hedefinin örnek bir işletme haline gelmek olduğunu söyledi.

Yerli ırkları (Sakız ve İvesi’yi) korumanın yanında 2 yıl önce yurt dışından Asaf ırkını da getirdiklerini, Asaf’ın 40 yıl aradan sonra adaya getirilen ilk damızlık hayvan olduğunu belirten Oğuz, Menşei Korumalı Hellim üretiminde yeri veya yerlinin melezi ırklarının sütünün kullanılmasının zorunlu bulunduğunu, Asaf’ın da yerli İvesi ırkının melezi olduğunu, DÜÇ’ün damızlık Asaf koçu satışı da yaptığının altını çizdi.

Gelinen aşamada büyükbaş hayvan sütünün fazla olması hasebiyle süt üretiminde planlı hareket edilmesi gerektiğine dikkat çeken Oğuz, büyükbaş hayvan sütü ile küçükbaş hayvan sütünün bir orana getirilmesi gerektiğini, Menşei Korumalı Ürün için hellim yapımında kullanılacak sütün yüzde 30’unun koyun veya keçi olması gerektiğini belirtti.

Küçükbaş hayvancılığın sütün yanında eti için de yapıldığına dikkat çeken Oğuz, Asaf’ın hem kaliteli süt verdiğini hem de daha atletik yapıya sahip olduğunu, 6 aylık Sakız’ın 35 kg, Asaf’ın ise 55 kilo gelebileceğini belirtti. Oğuz, “Akdeniz ülkelerinde Asaf’a büyük bir talep var. Damızlıkları da, talebi de artıyor” dedi.

Küçükbaş yetiştiriciliğinin maliyetli olabileceğini de anlatan Oğuz, bu zamanda bazı üreticilerin hayvanı otlatmayı değil hayvana yem götürmeyi tercih ettiğini veya merası olmadığı için bunu yapmak zorunda kaldığını, bunun da maliyeti arttırdığını, dolayısıyla meralardan yararlanılmasının maliyetleri düşürmek açısından şart olduğunu, yani hayvancılık yapacak olanların arazisinin de olup ekim yapması ve en az 300 baş hayvanı olması gerektiğini belirtti.

-Abbasoğlu

DÜÇ Müdürü Salih Abbasoğlu 2021’de 250 damızlık Asaf kuzusu sattıklarını, bu yıl ise satışın 350 olmasının beklendiğini, halihazırda 2022 için Asaf kuzu talebinin 350’yi aştığını, koç hariç damızlıklar için yeni başvuru almayı durdurduklarını, 2023 taleplerini almaya başladıklarını, özetle Asaf’a olan talebin büyük olduğunu belirtti.

Çiftlikteki Asaf koçlarının da hastalıktan ari koçlar olduğuna işaret eden Abbasoğlu, Asaf koçlarının hastalık geni taşımayan koç anlamına geldiğini, dolayısıyla yavrusuna da hastalık geni taşımadığını anlattı.

İvesi ırkı ile çalışmaları bulunduğunu anlatan Abbasoğlu, damızlık İvesi kuzu satışına 2023’te başlayabileceklerini ancak koç satışının bulunduğunu, Sakız (melez) damızlık satışının da devam ettiğini belirtti.

Abbasoğlu, DÜÇ’ün döner sermaye ile 5 bin hayvanlık mandıra inşa ettiğini de belirtti.

-Kaya

DÜÇ’e veterinerlik alanında danışmanlık hizmeti veren Profesör Dr. Huriye Horoz Kaya, Asaf ırkının iki kiloya kadar süt verdiğini, İvesi’lerin ise bir kilo süt verdiğini, ancak yağ oranının (yüksek) yüzde 7.77 olduğunu, Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu’nun zaten süt bedellerini yağ oranına göre belirlediğini, dolayısıyla yağ oranının sütte önemli olduğunu, melezlerin (Sakızların) süt veriminin ise 4-5 kiloya kadar çıkabileceğini ancak yağ oranının düşük (yüzde 5.5) civarında olduğunu belirtti.

İvesilerin kendi yavrusuna bakabildiğini fakat çok yavru veren (beşiz) Sakızların yavrularının özel ilgi istediğini de anlatan Kaya, İvesilerin daha az yavru yaptığını, az süt verdiğini  ancak etinin yağlı olduğunu söyledi.

Kaya, kasaba çalışma düşüncesi olan ve bakımı için çok zaman ayırmayacak olanlara İvesi, daha çok verim arayışında olan ve bakım yapabileceklere de Asaf’a yönelmelerini tavsiye ettiklerini belirtti.

-Hayvan bakıcılarının uzman olması gerekiyor

Ülkede küçük baş hayvancılıkla ilgili sıkıntılara da değinen Kaya, en büyük sıkıntının “çok kısa zamanda çok para kazanmak”  düşüncesi olduğunu, Kuzey Kıbrıs’ta küçük başa “başka ülkelerden fazla” destek verildiğini, bir de genellikle sürüler için tutulan bakıcıların, hayvan sahipleri kadar ne bilgili ne de ilgili olduğunu, bu nedenle “ya aile işletmeleri ya da kurumsal” olmak, bakıcıların da “kalifiye ve uzman” olması gerektiğini, düzenledikleri eğitimlere de bakıcıların değil mandıra sahiplerinin katıldığını ifade etti.

Kaya ayrıca ülkede meralardan faydalanmanın da zor olduğunu, çünkü genellikle hayvancının sahip bulunduğu arazilerin küçük parçalar halinde olduğunu anlattı.