Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, halkın alım gücünü koruyacak gerçekçi ekonomik adımların var  olduğunu ve bunları hayata geçireceklerini belirtti.

Özersay, yurt dışından ithal edilen temel gıda ürünlerinde döviz kurunun sabitlenmesi ve böylece fiyatların aşağıya çekilmesinin önemli olduğunu ayrıca fiyat kontrolünün sürekli yapılması gerektiğini ifade etti.

“Yaşadığımız bu ekonomik krizde insanımız, bizler çaresiz değiliz. Çare vardır. Bunu biliyoruz ve yapacağız” diye konuşan Özersay, “Ancak küçük adımlarla etki yaratacak çareler vardır. Bir kaç gündür basit, uygulanabilecek adımlardan söz ediyorum. Gerek hava ve kara kapılarındaki uygulamalar, gerekse de ithal malların üzerinden alınan vergiler konusunda partimizin görüşlerini ve önerilerini sıralıyorum. Bunlar rasyonel, hızlıca atılabilecek adımlardır”  ifadelerini kullandı.

HP’den yapılan açıklamaya göre Ada TV’de  Gündem Özel programına konuk olan HP Genel Başkanı Özersay gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

 Kudret Özersay, dar gelirli vatandaş ve herkesin alım gücü kaybı yaşadığını, fakirleştiğini söyleyerek, “Hayatımızın her alanı yangın yerine dönüştü” dedi. Özersay, hükümeti bu konuda hiçbir adım atmamakla suçladı.

“6 MADDELİK REÇETE HAZIR”

Özersay, hayat pahalılığının önüne geçmek için 6 maddelik bir reçete hazırladıklarını, bunların hızlıca uygulanabilir adımlar olduğunu belirtti.

Özersay, 6 maddeyi şu şekilde sıraladı:

“Yurt dışından ithal edilen temel gıda ürünleri, temizlik ve çocuk bezi gibi ürünlerde gümrükler döviz üzerinden hesaplanıyor. Maliye bu döviz kurunu belli bir seviyede sabitlemeli. Ayrıca yine yurt dışından ithal edilen ürünlerde maliye çıplak ürün üzerinden vergi almıyor. Üzerine navlun, taşıma gibi maliyetler eklendikten sonra ürünleri vergilendiriyor. Bu da rafa geldiğinde pahalılığa neden oluyor.

Memlekete giren tüm hammaddelerde vergi indirimine gidilmesi gerekiyor. Bu şekilde burada üretilen ürünlerin ucuzlamasını sağlayabiliriz.  Yapılması gereken bir önemli nokta da bu kararlar alındıktan sonra raf fiyatları kontrol edilmeli. Vergi indirimlerinin fiyatlara yansıyıp yansımadığı denetlenmeli.

Buna ilaveten, kamuda hayat pahalılığı güncellemeleri altı ayda bir değil, daha kısa zamanda yapılmalı. 6 ay şöyle dursun, fiyatlar 6 saatte artarken bu uygulama devam ettirilemez.  Son olarak, asgari ücretten vergi alınmamalı. Ama bu yeterli değil. Asgari ücret iyileştirilmeli. Yeni asgari ücret ocak ayını geçirmeden belirlenmeli. İşverene de gereken prim desteği verilmeli.”

 “MARİFET KRİZE KAFA YORMAKTIR”

 Özersay, “Marifet, krizi fırsata çevirmektir, buna kafa yormaktır” diyerek, ekonomide hemen alınabilecek önlemlerden bahsetti.

Özersay, yurt dışından ithal edilen temel gıda ürünlerinde döviz kurunun sabitlemesi, alım fiyatlarını aşağıya çektikten sonra da kontrolünün yapılması gerektiğini ifade etti.

Diğer yandan da gümrüklerde alınan vergiler konusunda yaptırım uygulanabileceğini söyleyen Özersay, dövizle Türk lirası arasındaki makasın açıldığını vurguladı.

Özersay, ülkeye en yakın pazarın Güney Kıbrıs olduğunu söyleyerek, Kuzey Kıbrıs’ın Türk lirasının değer kaybetmesiyle Güney için ucuzlamış ülke konumuna geldiğini, Güney’den gelecek turistin Türkiye’den gelecek turiste oranla ülkeye döviz getireceği için ekonomik anlamda daha fazla katkı koyabileceğini anlattı.

 “BIRAKIN KAYNAK AKIŞINI SAĞLIKLI BİR DİYALOG BİLE KURULAMIYOR”

 TC’deki ekonomik politikada, Türk lLirasının değer kaybetmesi sonucunda ihracat rakamlarının artırabileceğini, bunun turist sayısı girişini de artırabileceğini söyleyen Özersay, “Bizim bu imkanlarımız yok. TC’de bir zarar varsa, bizde daha fazla vardır” diyerek, bunu Türkiye ile masada oturup konuşmak gerektiğine işaret etti.

Mecliste de bu konuyu gündeme getirdiğini ifade eden Özersay, Türkiye’den kaynak akışının olmadığını anlattı.

Özersay, “Bir hükümet kuruldu Başbakan resmi olarak tebrik almadı. Tebrik önemli değil, ilk resmi ziyaret Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılır. Başbakan yapmadı” diyerek, TC ile sağlıklı bir diyalog kurulamadığını savundu.

 “Hayat pahalılığı konusuna da değinen Kudret Özersay, pahalılığı dizginleyecek bir düzenleme yapılmamakla birlikte, hayat pahalılığının altı ayda bir düzenlenmesini eleştirdi.

Bu konunun da gözden geçirilerek düzenlemelerin yapılması gerektiğine vurgu yapan Özersay, kamuda çalışan memurlarla binlerce kişinin hayat pahalılığı anlamında gelir kaybına uğradığını belirterek, aksi halde vatandaşın daha da fakirleşeceğini söyledi.

Bir diğer yandan kamu –özel ortaklığının da maliyenin kasasına katkı yapabileceğini ifade eden Özersay, bunun devletin elindekileri satmak, elinden çıkarmak anlamına gelmediğini, kamu –özel ortaklığı anlamında, telekomünikasyonda, limanlarda ve elektrikte atılması gereken adımlar olduğunu, bunun da orta vadede düzenli olarak gelir sağlayacak bir hamle olabileceğini ifade etti.

Özersay, bu adımın hem işsizliğe çare olurken hem de maliyenin kasasına katkı sağlayabileceğinin altını çizdi.

 “GERÇEKÇİ, HEMEN DEVREYE KONULABİLECEK ŞEYLERLE UĞRAŞIYORUZ”

 Sön dönemde konuşulan Euro’ya geçilmesi konusunda da soruları yanıtlayan Özersay, eğer Euro’ya geçilirse, bir yıllık deneme süresinden bahsedildiğini ifade ederek, “O kadar zamanımız var mı bir sene denemeden onu bilmem. Bir başka muhalefet partisinin ortaya koydukları üzerinden değil, gerçekçi, hemen devreye konulabilecek şeylerle uğraşıyoruz. Bizim duruşumuz budur. Çünkü şartlar sürekli değişiyor” şeklinde konuştu.

Geçmişte de  döviz krizi yaşandığını hatırlatan Özersay, hükümette oldukları bu süreçte de tedbirler ortaya koyduklarını söyledi. Hükümeti, bu zorlu günlerde yapması gerekeni yapmamakla eleştirdi.

 “HALK KENDİ VERECEĞİ KARARLA KAZANACAK”

Özersay, “Bizim kendi imkânlarımız çerçevesinde yapabileceklerimizi de bu hükümet yapmıyor. Bu ülke olarak daha kötü dönemlerden geçtik. Göç etmek zorunda kaldığımız, çadırlarda yaşadığımız dönemler oldu. Öyle zorluklardan çıktık bu zorluklardan da çıkacağız. Kimse umudunu yitirmesin. Bunların çaresi vardır. Yeter ki niyet olsun” dedi.

Bu seçimlere gidilirken düşünerek gidilmesi gerektiğini söyleyen Özersay, halkın kendi vereceği kararla kazanacağını, Halkın Partisine de sahip çıkacağına inancını belirtti.