Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Güney Kıbrıs yönetiminin ister ekonomik çıkarlarına halel gelmemesi gerekse Kıbrıs Türk ekonomisine zarar verme düşüncesiyle sergilediği davranışların, Kıbrıs’ta güven tesis edilmesi ihtiyacının tam tersi adımlar olduğunu ve iki taraf arasındaki ilişkilere zarar verdiğini vurguladı.

Özersay, bu gibi adımların, Kıbrıs Türk tarafını da bu veya başka konularda tedbir almaya mecbur bıraktığını kaydetti.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Güney Kıbrıs’ın akaryakıt konusunda sınır kapılarında başlattığı uygulamayı sosyal medya hesabından değerlendirdi.

Özersay, Rum tarafında son dönemin modasının Kıbrıs Türk ekonomisine zarar verecek bir şey yapacaklarında ya da yarayabilecek bir şeye engel olacaklarında “standartlardan dem vurmak” olduğuna işaret ederek buna çeşitli örnekler verdi.

“Bu bahanenin arkasına saklanmak! Şimdilerde bizde satılan akaryakıtın kendi standartlarının altında olduğunu “keşfederek” sınırda akaryakıt avcılığına başlamışlar” diyen Özersay, “Kıbrıslı Türklerin kendi arabalarıyla depoyu doldurup güneye geçip orada dolaştıklarında kullandıkları akaryakıt standartların üzerinde mi oluyor? Bizdeki akaryakıt, güneydeki standartların altına, fiyatı ucuzlayınca mı düşüyor?” diye sordu.

Kudret Özersay, Rumların diğer “standart” bahanelerini de şöyle sıraladı:

“1-Kuzeyden mozaikler güneye satılıp bir okulda kullanılmaya kalkıldığında önce ‘Türk mozaiklerini okula döşeyemezsiniz’ tepkisi gelmiş, ardındansa ‘mozaikler standartların altında olduğu için olmaz, yoksa Türk tarafından geldiği için değil’ denilmişti.

2-Güneyden kuzeye turistler Kıbrıslı Rumların otobüsleri tarafından taşınırken, Kıbrıslı Türklerin otobüsleriyle yolcuları güneye götürmelerine izin vermediklerinde de bizim taraftaki otobüslerin ‘standartların altında’ olduğunu ileri sürerek ‘yoksa derdimiz size ekonomik getirisini önlemek değil’ denilmişti ve hala da deniliyor.

3-Kuzeye bizim otellerimize turist olarak Larnaka’dan gelmek isteyen bazı üçüncü ülke vatandaşlarına izin vermeyerek, hatta havalimanından geri göndererek yapmaya çalıştıkları yıldırmayı ve vermeye çalıştıkları ekonomik zararı yabancı diplomatlar ve BM nezdinde gündeme taşıdığımızda ‘gelen kişilerden bazılarını aslında turist olmadıklarını tespit ettik de o nedenle geri gönderdik’ diyorlar. Ülkemize Larnaka havalimanı üzerinden gelecek turistlerin de adeta ‘standartların altında’ olduğu gibi bir bahanenin arkasına saklanıyorlar.”

“GÜVEN TESİS EDİLMESİ İHTİYACININ TAM TERSİ ADIMLAR İLİŞKİYE ZARAR VERİYOR”

Kudret Özersay, ister güneydeki inşaat, taşıma, turizm sektörü gibi bazı kesimlerin ekonomik çıkarlarına halel gelmesin düşüncesiyle olsun isterse doğrudan Kıbrıs Türk ekonomisine zarar verme düşüncesiyle olsun, verdiği örneklerin ve benzeri davranışların, Kıbrıs’ta asıl olması gerekenin, yani ekonomik ilişkilerin gelişmesi ve karşılıklı bağımlılıkla güvenin tesis edilmesi ihtiyacının tam tersi adımlar olduğunu vurguladı.

Bunların iki taraf arasındaki ilişkiye zarar verdiğine işaret eden Özersay, bu tavrın Kıbrıs Türk tarafı olarak kendilerini de bu veya başka konularda tedbir almaya ittiğini, buna mecbur bıraktığını kaydetti.