Şehir Plancıları Odası, yerel yönetimlerin etkinlik ve verimliliklerinin arttırılması, sürdürülebilir bir yapıya kavuşmaları için belediyelere ilişkin düzenlemeler yapılmasının elzem olduğunu, ancak “kamu reformu” yapılmadan belediyelerin iyileştirilmesinin mümkün olmayacağı inancını bildirdi.

Oda, söz konusu düzenlemelerde dikkatle üzerinde durulması gereken iki konunun; “mali, idari ve denetim konularını içeren belediyelerin örgütsel yapısı, ikincisinin de, belediyelerin mekânsal örgütlenmesi” olduğuna işaret etti.

Şehir Plancıları Odası Başkanı Gizem Caner, “Belediyelerin Birleştirilmesine İlişkin” sunulan yasa tasarısı konusunda Şehir Plancıları Odası’nın Meclis Başkanlığı’na sunduğu görüşü kamuoyuyla da paylaştı.

“Belediyelerin Birleştirilmesine İlişkin (Özel) Yasa Tasarısı” hazırlanırken, 2015 yılında Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan Ülkesel Fizik Planın (ÜFP) incelenmesi ve dikkate alınmasının, daha sağlıklı kararların verilmesi için önem arz ettiğine işaret eden Caner, şöyle devam etti:

“ÜFP, ülkesel, bölgesel ve yerleşimler düzeyinde birçok alanda mekânsal strateji ve politikalar ve bunların uygulamasına yönelik düzenlemeleri, uygulama eylem planını ve öncelikli alanlara yönelik mali programı içermektedir. Tüm sektörlerin yeni politikalar oluşturma veya mevcutları geliştirmeleri için bir temel oluşturmaktadır. ÜFP’nin içerdiği bu kapsamlı bilgilerin dikkate alınması anlaşılacağı üzere önemlidir. Bu nedenle, önerilen değişiklik yasa tasarılarında, belediyelere ilişkin yapılacak düzenlemelerde ÜFP’nin önerdiği mekânsal stratejik kararlar temel oluşturmalıdır.

Planın Mekânsal Gelişme Stratejisi  kapsamında yerleşimler de detaylı olarak çalışılmış ve bir yerleşimler hiyerarşisi oluşturulmuştur. Tüm yerleşimler nüfus büyüklükleri, sosyal ve teknik altyapı hizmetleri, ekonomik ve idari yapıları, rolleri, işlevleri, gelişmişlik düzeyleri ve etki hizmet/pazar alanlarının (hinterlant) genişliğine göre 5 farklı kademede sınıflandırılmıştır (Harita1). Bu yerleşimler, nüfus büyüklükleri, gelecekte yüklenecekleri roller ve bu rollerine uygun işlevlerine ve hizmet alanlarına göre, ‘Ana Gelişme Merkezi Olan ve Yeni Roller Belirlenmiş Yerleşimler’ ve ‘bu yerleşimlerin dışında kalanlar’ olmak üzere farklı strateji ve politika izlenecek iki ana gruba ayrılmaktadır. ÜFP’nın öngördüğü İmar Planı alanları da yerleşim kademelenmesi, rolleri ve etki alanları dikkate alınarak belirlenmiştir.

Yerleşim kademelenmesi ve belirlenen hinterlantları/hizmet-etki alanları (Harita2) yerleşimlerin hizmetlere etkin erişimini sağlamak adına büyük önem taşımaktadır. Yerleşimlerin hinterlantları belirlenirken hizmetlerin sağlanmasının yanı sıra bu durumu etkin kılacak yerleşimler arası ulaşım/erişebilirlik de dikkate alınmıştır. Örneğin Tasarı Değişiklikte sunulan Tatlısu Belediyesi’nin kuzey çevre yolu ile güçlü bağlantısı göz ardı edilerek, sadece aynı bucak merkezi içerisinde olmalarından dolayı Serdarlı ve Geçitkale Belediyeleri ile birleştirilmesi ya da Dikmen Belediyesi’nin yine aynı sebeple Girne Belediyesi’ne dahil edilmesi hizmetlerin erişiminde yetersiz kalacak aynı zamanda maliyeti de oldukça yükseltecektir. Yine Belediye sayıları belirlenirken nüfus büyüklüklerinin yanında alansal büyüklüklerin de, sağlanacak hizmet kalitesi ve yaratacağı mali, idari ve denetim yükü açısından önemle dikkate alınmalıdır.” 

Caner, belediyeler belirlenirken ÜFP’nin incelenmesi, plan strateji ve politikalarının göz önünde bulundurulması, belediyelerin sürdürülebilir, yeterli ve kaliteli hizmet sağlamasında oldukça önem taşıdığına işaret etti.

Bu kapsamda, haritalar ve yerleşim kademelenmesinin dikkate alınarak, gerekli düzenlemelerin yapılmasını önerdiklerini ifade eden Caner, mali, idari ve denetim konuları kapsamında belediyeler reformunun gerçekleşmesinin yalnızca Belediyeler Yasasında yapılacak değişiklikler ile mümkün olmayacağını, örneğin Personel Yasası Sınav Tüzüğü’nün hâlâ yapılamaması veya belediyelere katkının yalnızca mevcut toplam nüfus üzerinden yapılması, “yaz kış nüfusu” veya “gece gündüz nüfusu” veya “diğer coğrafi kriterlerin düşünülmemesi” gibi sorunların devam edeceğini kaydetti.

Bu sebeple “Kamu Reformu” yapılmadan belediyelerin iyileştirilmesinin mümkün olmayacağı inancında olduklarını ifade eden Caner, gerek görülmesi halinde odanın komite çalışmalarına katkı koymaya hazır olduğunu kaydetti.