Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Başkanı Dr. Özlem Gürkut, COVID-19 salgınını ülke ve toplum olarak en az zarar ve kayıpla atlatmanın herkesin ortak amacı olduğunu vurgulayarak “Yaşamakta olduğumuz bu süreç, sosyoekonomik sonuçları olan bir sağlık sorunudur. Bu nedenle ekonomideki, eğitimdeki, sosyal yaşamdaki sorunları gidermek için atılacak adımların etkili olması, sağlıktaki sorunla baş etmemize bağlıdır” dedi.

Dr. Özlem Gürkut, toplumsal dayanışmayı artırmaya, iş birliğine, bilimin rehberliğinden ayrılmadan mücadelenin devamına inançlarını vurguladı.

Pandemi sürecinde açıklamaları ve uyarılarıyla hem halka hem hükümete ışık tutan Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin Başkanı Dr. Özlem Gürkut, TAK’ın sorularını yantıladı, Tabipler Birliği açısından Covid-19 salgınında KKTC’nin bir yılını değerlendirdi.

Gürkut, Çin’de Aralık 2019’da görülen ilk vakayla 2020 yılına tanımlanmamış bir hastalık haberiyle girildiğini ve Uzak Doğu’da yayılmaya başlayan virüs konusunda birliğin ocak ayında çalışmalara ve uyarılarına başladığını kaydetti.

Sağlık Bakanı ve ekibi ile yaptıkları görüşmede hastalıkla ilgili bilgileri, korunma yöntemlerini, ülkede yapılması gereken hazırlıkları ve alınması gereken önlemleri konuşup karantina servisi hazırlanması için uyarılarda bulunduklarını ifade eden Gürkut bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları aralıksız sürerken şubat ayında Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde çıkan yangınla sarsıldıklarını ardından da 10 Mart 2020’de ülkede ilk COVID-19 vakasının bir Alman turistte tespit edildiğini ve turist kafilesinin kaldığı otelin karantinaya alındığını belirtti.

KTTB SENARYOLARA GÖRE KAPSAMLI PLAN HAZIRLADI

Gürkut, Tabipler Birliği COVID-19 Bilimsel Kurulu’nun o günlerde ilk toplantısını yaparak hastalığın yaygınlığına uygun olarak gelişebilecek her senaryoya göre atılması gereken adımlar, uygulanması gereken önlemler konusunda kapsamlı bir planı Cumhurbaşkanı, Başbakan, Sağlık Bakanı ve tüm bakanlara ayrı ayrı ilettiklerini kaydetti.

Bakanlar Kurulu’nda ilk tedbirlerin 13 Mart’ta alındığını; 4 Mayıs’ta ise tedbirlerin gevşetilmesine yani açılmaya gidildiğini ifade eden Gürkut, KTTB’nin riskli ülkelerden gelecek yolculara sınırlarını karantinasız açma kararı alan Bakanlar Kurulu’nun bu kararının iptali için 29 Haziran’da Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava dosyaladığını hatırlattı.

Dr. Özlem Gürkut, 1 Temmuz’da bir yolcunun pozitif çıkmasıyla ülkede yeniden vakaların görülmeye başlandığını hatırlatarak Bakanlar Kurulu’nun 5 Temmuz’daki toplantısında ülkeye girişlerle ilgili kararlarının iptaline, Covid-19’un “tehlikeli bulaşıcı hastalık” olarak ilan edilmesine ve ülkeye giriş ve çıkışlarda alınacak kararların, uygulanacak önlem ve kriterlerin Bulaşıcı Hastalıklar Yasası doğrultusunda Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmesine karar verdiğini kaydetti.

Gürkut böylece YİM’de açtıkları davanın, davaya konu kararlar iptal edildiği için teknik olarak düştüğünü ve sürecin başından beri vurguladıkları gibi pandemi yönetiminde Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’na uygun şekilde Sağlık Bakanlığı’nın yetkili kılınmış olduğunu anlattı.

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin de 6 Temmuz’da ilk toplantısını yaptığını ifade eden Dr. Özlem Gürkut, ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) ilk kez bir Covid-19 aşısına 11 Aralık 2020’de onay verdiğini; KKTC’de de aşılamanın 15 Ocak’ta başladığını söyledi.

BİLİMSEL TEMELLİ UYGULAMALARA REHBERLİK

KTTB Başkanı Dr. Özlem Gürkut, birliğin, kurulduğu 1956’dan beri halkın sağlığının korunup geliştirilmesi mücadelesinde en önde yer aldığını, COVID-19 pandemisi sırasında da daha ülkede vaka görülmeden başlayan çalışmalarına hiç ara vermeden devam ettiklerini belirterek bu süreç boyunca amaçlarını şöyle açıkladı:

“Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının salgınla mücadelede ve hastalarımızın takip ve tedavilerinde bilimsel temelli uygulamalarına rehberlik etmek, katkıda bulunmak; halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi ile hastalıktan korunmasına katkı sağlamak; sağlık sisteminin salgınla mücadele için yeterli kapasite ve organizasyona ulaştırılmasına katkı sağlamak; salgınla mücadelede ülkemizde alınacak kararların ve yapılacak uygulamaların yasal çerçevede,  bilimsel temelde, kolektif anlayışta ve ülkemiz ve toplumumuzun ihtiyaçlarına uygun şekilde olmasına katkıda bulunmak; toplumsal ve örgütsel dayanışma ile salgınla mücadele için maddi ve manevi destek sağlamak;yöneticilerin zaman zaman popülizme kayan, bilimsellikten yoksun adımlar atmasına toplum adına muhalefet etmek; salgınla ilgili ülkemizdeki durumun doğru tespit edilmesi ve kendi durumumuza en uygun kararlar ve uygulamaların geliştirilmesi için bilimsel veri oluşturulmasına katkıda bulunmak.”

Dr. Özlem Gürkut, bir yılı aşkın süredir bu anlayış ve sorumlulukla çalışmalarına devam ettiklerini vurgulayarak “COVID-19 salgınını ülke ve toplum olarak en az zarar ve kayıpla atlatmak hepimizin ortak amacıdır” dedi.

Gürkut, süreç sağlık sorunu kaynaklı olmasına rağmen yaşamın tüm alanlarını etkilediğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Zaman zaman ekonomik ve sosyal sorunlar öylesine derinleşmektedir ki mücadelenin ekseni sağlıktan bu alanlara kaydırılmaya çalışılmaktadır. Oysa her alandaki sorunların kaynağı bir hastalık ve bu hastalıktan korunmak için atılan adımlar olduğuna göre çözüm ve sorunların giderilmesi de bu hastalıkla mücadelede sağlanacak başarılara bağlıdır. Yani yaşamakta olduğumuz bu süreç sosyoekonomik sonuçları olan bir sağlık sorunudur. Bu nedenle ekonomideki, eğitimdeki, sosyal yaşamdaki sorunları gidermek için atılacak adımların etkili olması sağlıktaki sorunla baş etmemize bağlıdır.”

KTTB Başkanı Dr. Özlem Gürkut, bir yılın sonunda toplumsal dayanışmayı artırmaya, iş birliğine, bilimin rehberliğinden ayrılmadan mücadelenin devamına olan inançlarını tekrarladıklarını vurguladı.

Gürkut, “Bu süreçte insan sağlığını ve yaşamın kutsallığını en önde tutarak çalışan başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm insanlarımıza, kurum ve kuruluşlarımıza, örgütlerimize, tüm dünyada aynı anlayışla dayanışma gösteren, bilime ve mücadeleye katkıda bulunan tüm kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz” dedi.