Tarımsal Araştırma Enstitüsü (TAE), yıllık yüz binin üzerinde fidan ürettiklerini, verimli türler belirlemek için adaptasyon ve ıslah çalışmaları yürüttüklerini ancak personel yetersizliğinin büyük sıkıntı yarattığını söyledi.

Karaca, Enstitünün çalışmaları hakkında yaptığı değerlendirmede, hiçbir zaman ülkenin fidan ihtiyacını karşılayamadıklarını, 2019’da Bakanlık bünyesindeki tüm fidanlıkları devraldıklarını, ancak en büyük sıkıntılarının, yetişmiş personel yetersizliği olduğunu, sadece 2022’de Güzelyurt’ta 8 tane personelinin emekliye ayrıldığını kaydetti.

Karaca, ”Bu bizim dairemizin geleceği için de sıkıntılı bir durumdur, çünkü yarın veya daha sonraki günlerde elimizdeki iş bilen personeller eksildikçe büyük sıkıntı yaşayacağız” dedi.

Üç yılda üretimi iki katına çıkardıklarını kaydeden Karaca, “Geçen yıl ortalama fide ve fidanla birlikte 140 bine yakın üretim yaptık. Çeşit olarak da 100 civarındayız. Talep çok ama her sene farklı farklı bitki gurupları popüler oluyor. Mesela son 2 - 3 yıldır zeytine, harnuba ve avokadoya inanılmaz talep var. Biz bu talebi karşılayamadığımız zaman maalesef bir şekilde gerek ithalat yoluyla gerekse kaçak yollardan (güneyden) ülkeye getiriyorlar. Böyle de olunca döviz kaybı oluyor, paramız gereksiz yere yurt dışına gitmiş oluyor. O yüzden elimizden geldiğince hem sayıyı hem de çeşidi artırmaya çalışıyoruz” dedi.

-Buğday ve yer fıstığı çalışması var

Pek çok ıslah ve adaptasyon çalışmaları yaptıklarını, 2022’de Beşparmak ve Reşat Bey arpa tescili gerçekleştirdiklerini, projelerin finansmanının Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği tarafından karşılandığını da belirten Karaca, ellerinde buğday ıslahı ve yer fıstığı çeşit adaptasyon projelerinin bulunduğunu kaydetti.

Kurumun döner sermaye şeklinde çalıştığını kaydeden Karaca, “Elde ettiğimiz gelir ile bir sonraki yılın fidan üretimi için gerekli olan ham madde alımlarını yapıyoruz. Bu yıl itibari ile 3.5 milyon bir gelirimiz oldu, bir önceki yıla göre gelirimizi 2.5 katı artırdık” dedi.

-Doku kültürü ile fidan üretimi

Bitkinin büyüme ucu sürgününden alınan bir parça ile çok sayıda fidan üretilen (doku kültürü) Bio Teknoloji Laboratuvarı ile ilgili ise Karaca, TC Büyükelçiliğinin katkısı ile inşa edilen, bugünkü değeri 20 milyon TL’yi geçen Laboratuvarın en az 10 -15 teknik personeli olması, bir arıza durumunda hemen müdahalede bulunması bakımından her zaman birinin bulunması gerektiğini, ancak Laboratuvarı 1-2 personel ile yürütmek zorunda kaldıklarını kaydetti.

Karaca, “Yurtdışında pahalı olan, döviz kaybına neden olacak çeşitleri üretebilmeyi hedefliyoruz. Böylelikle orasının kendi kendini çevirmesini hedefliyoruz. Çünkü bu laboratuvarımız gerçekten büyük maliyetli bir yerdir. Sadece aylık elektrik tüketimi 14 - 15 bin TL’dir. Kendi kendini bile çevirmeye yeterli aşamaya gelmesi bizi mutlu edecektir. Hedefimiz de budur.”

-Verim ve kalitesi yüksek meyve ağaçlarını belirleme

Verimi yüksek zeytin, harnup, badem, alıç, babutsa, asma ve incir ağaçları belirlemek için parseller kurmaya başladıklarını ifade eden Karaca, “Zeytin, üzüm ve incirde Türkiye’de tescile başvurduk. Kendi ülkemiz adına tescil alabilmek için başvurduk. Diğer üzüm çeşitlerimizi de tescilleyeceğiz. Coğrafi tescil olarak patatesi de başlattık. Ülkenin ikliminin ve toprak yapısının verdiği özel bir lezzet, tat ve ünü vardır” dedi.

-Esas amacımız adaptasyon

Bir fidanın veya bir ağacın ülkeye adapte olduğunu görmek için ise en az 7 veya 8 yıl gerektiğini,

Enstitünün amacının da zaten bu olduğunu söyleyen Karaca, “Üretici bunu diktiği zaman 7 – 8 sene masraf edecek ve sonrasında başarısız olacaksa, boşa zaman ve boşa masraf demektir. Ürettiğimiz fidan çeşitlerine gelecek olursak, kendimiz deneyip, kalitesini verimini ülke koşullarına adapte sürecinde ispatlanmış fidanların üretimini yapıyoruz. En önemli farkımız da budur.”

Adaptasyon çalışmaları hakkında Karaca, “Türkmenköy’de incir konusunda iyi bir yere geldik. Harubda da aynı şekilde. Üzümde de koleksiyon parselimiz var, şeftali, nektarin, erik, elma ve armut gibi bu çeşitler dünyada ve Türkiye’de ön plana çıkan çeşitleri biz bir şekilde buraya getirip, burada adaptasyonunu deniyoruz. İyi olanları da koleksiyon parseline aktarıp, damızlık olarak üretimde kullanıyoruz” dedi.

Editör: TE Bilisim