Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının en iyilere layık olduğunu, sıkı bir çalışma, reformcu, vizyoner bir yaklaşımla sorunların aşılarak istenilen gelişmişlik düzeyine ulaşılabileceğini söyledi.

Ersin Tatar,  UBP’nin plan, proje, yatırım partisi olduğunu, ülkede bugüne kadar ne yapılmışsa altında UBP’nin mührü ve Türkiye’nin katkısı bulunduğunu kaydetti. 

UBP’den yapılan açıklamaya göre, UBP Genel Başkanı Tatar dün gece Geçitkale’yi ziyaret etti. 

UBP Genel Başkanı Ersin Tatar burada yaptığı konuşmada “bugünkü hükümetin artık bittiğini, iş yapamaz duruma geldiğini ancak bir takım partisel çıkarlar yüzünden ortaklığın devam ettirildiğini” iddia etti.

Tatar, hükümetin “al gülüm-ver gülüm hükümeti” olduğunu ve hükümet ortakları arasında uyumsuzluk olduğunu iddia ederek, Dome Otel, elektrik zamları, santral ihalesi, vicdani ret, kürtaj yasası, kamu reformu ve Türkiye ile çoktan imzalanması gereken Mali ve Ekonomik İşbirliği Protokolü’nde bunların görüldüğünü ifade etti.

Tatar, “Kıbrıs konusunda ise her biri bir tarafa çeker. Dışişleri Bakanı Kıbrıs konusunda, temas yapar, konuşur ama bu hükümetin diğer partileri  ‘Dışişleri Bakanı’nın söyledikleri hükümeti bağlamaz partisini bağlar’ diye açıklama yaparlar. Böyle hükümet olmaz. Halkın yararına iş yapamayan, halkın istemediği, halkın başarısız bulduğu hükümet bir dakika orada kalmamalıdır” dedi.

Tatar, 21 milletvekili olan UBP yerine 12 milletvekili olan Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin Başbakanlığı elinde tutmasının doğal olmadığını kaydetti. 

GEÇİTKALE OLAYLARI VE KIBRIS KONUSU

Tatar, “ EOKA terör örgütü lideri Grivas komutasındaki Rum-Yunan kuvvetlerinin 1967’de Geçitkale ve Boğaziçi köylerine saldırdıklarını, Geçitkale direnişinin Kıbrıs Türk halkının tarihinde önemli bir yeri olduğunu ifade ederek şöyle devam etti.

“AB ÇATISI ALTINDA İKİ AYRI DEVLET MASAYA GELMELİ”

“Türkiye, 24 şehit verdiğimiz, Geçitkale ve Boğaziçi saldırıları üzerine Kıbrıs’a müdahale kararı almıştı. Türkiye ancak ve ancak adadaki Grivas ve Yunan birliklerinin adadan çekilesi sonrasında müdahale etmekten vazgeçmiş ve neticesinde de Denktaş Bey’in adaya dönmesi ile 1968 yılında görüşmeler başlamıştı. Ama o görüşmeler 50 yıl devam etmesine rağmen değişmeyen Rum zihniyeti nedeniyle sonuç vermedi. Rum tüm adanın tek hakimi olmak istiyor. Bunu sadece biz değil Sayın Akıncı da söylüyor. O halde yapılması gereken, artık alternatif çözüm şekillerinin, Avrupa Birliği çatısı altında iki ayrı devlet gibi, masaya gelmesi lazımdır. Sayın Akıncı, Rumların zihniyetinin değişmediğini biliyor ama hala illa federasyon görüşmekte diretiyor. Biz buna karşıyız.”

Editör: TE Bilisim