Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 18 Eylül'de New York'a gideceğini belirterek, bir hafta boyunca burada Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de dahil olmak üzere birtakım temaslarda bulunacağını açıkladı.

Guterres ile New York'ta istişareler yapacaklarını belirten Tatar, "Sonuç diyemeyeceğim çünkü Rum tarafının pozisyonu ve niyeti belli. Orada yan yana yaşayan iki ayrı egemen eşit devlet anlayışının kabul görmesi için olağanüstü bir gayretle çalışma içerisindeyiz." dedi.

Türkiye’deki temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Tatar, Akdeniz'deki Suriye kaynaklı petrol sızıntısının rüzgarın da ters yöne esmesiyle KKTC sahillerine gelmediğini bildirdi.

Tatar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.

Selden etkilenen Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) çalışmalarını yakından incelediğini kaydeden Tatar, selde hayatını kaybeden vatandaşlar için Kıbrıs Türk halkı ve şahsı adına rahmet diledi, yaralılara geçmiş olsun dileklerini iletti.

Tatar, Türkiye'nin tüm kurumlarıyla selden etkilenen bölgelerde olağanüstü bir çalışma yürüttüğünü belirterek, 23 günde çok büyük işler başarıldığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye'de böyle bir felaketin ardından bölgedeki vatandaşlarla birlikte olmanın kendisinin gönlünden geçen bir vazife olduğunu söyledi.

Akdeniz'deki Suriye kaynaklı petrol sızıntısına ilişkin, rüzgarın yönüne bağlı olarak sızıntının KKTC sahillerine zarar vermesi hususunda endişe yaşadıklarını belirten Tatar, "Rüzgarın da ters yöne esmesiyle bizim sahillerimize gelmedi." dedi.

Tatar, bu konuda olası tehlikeye karşı nasıl tedbirler alınacağına ilişkin Türkiye ile derhal temas kurduklarını ve çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, öte yandan KKTC'de Başbakanlık tarafından kurulan Koordinasyon Kriz Merkezi, bakanlıklar ve cumhurbaşkanlığınca oluşturulan Bilim Komitesi'nin yoğun çalışmalarıyla gelecekteki olası krizlerde nasıl tepki verileceğine ilişkin çalışmalar yaptıklarını belirtti.

KKTC'nin sahilleriyle ve doğal güzellikleriyle cennetten bir yer olduğunu belirten Tatar, ülkenin en iyi şekilde korunması gerektiğini söyledi.

"BİZ HERKESLE TEMASA GEÇERİZ. AMA İLK TEMASA GEÇECEĞİMİZ YER ANKARA'DIR"

Tatar, petrol sızıntısı konusunda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) veya Avrupa Birliği (AB) ile temasa geçmediklerine yönelik eleştiriler yapıldığına işaret ederek, "Biz herkesle temasa geçeriz. Ama ilk temasa geçeceğimiz yer Ankara'dır." diye konuştu.

Çevre meselelerinde Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa iki devletin iş birliğiyle bir anlaşma olması gerektiğini kaydeden Tatar, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti böyle konularda Güney Kıbrıs'la temasa geçmekten hiçbir çekince duymaz." dedi.

"AŞILARLA AĞIR HASTALARDA BİR AZALMA OLDUĞUNU GÖRDÜK"

Tatar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında KKTC'de de tedbirlerin gevşetilmesiyle birlikte vaka sayılarında artış olduğunu belirterek, Lefkoşa Acil Durum Hastanesinin salgında önemli hizmetler verdiğini gördüklerini söyledi.

Hastanede 70 hastanın tedavi gördüğünü, dün hastaneyi ziyaret ederek sağlık çalışanlarına teşekkür ettiğini kaydeden Tatar, "Aşılarla ağır hastalarda bir azalma olduğunu gördük. Bu bizi sevindirmektedir. Yapılan PCR ve Antijen testlerine bağlı olarak vakalarda artış olsa da aşılanmayla ağır entübe ve yoğun bakım ihtiyacı azalmıştır." ifadesini kullandı.

Tatar, özellikle 18-40 yaş arasındaki vatandaşların halen aşı olmadığını gözlemlediklerini aktararak, Türkiye ve KKTC'deki gençlere aşı olma çağrısı yaptı.

"ANASTASİADİS'İN SİYASETİNİN ARTIK İFLAS ETTİĞİNİ SÖYLEYEN DE VARDIR"

Cumhurbaşkanı Tatar, 18 Eylül'de New York'a gideceğini belirterek, bir hafta boyunca burada Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de dahil olmak üzere birtakım temaslarda bulunacağını kaydetti.

Guterres ile New York'ta istişareler yapacaklarını belirten Tatar, "Sonuç diyemeyeceğim çünkü Rum tarafının pozisyonu ve niyeti belli. Orada yan yana yaşayan iki ayrı egemen eşit devlet anlayışının kabul görmesi için olağanüstü bir gayretle çalışma içerisindeyiz." dedi.

Tatar, Kıbrıs Rum tarafının halen BM parametreleri ile hareket ettiğini belirterek, Kıbrıs Türk halkının 60 yıla yakın süredir kendi devletiyle kendi kendini yönettiğini hatırlattı.

Öte yandan Maraş açılımı ve pasaport meselesinin gündeme geldiğini kaydeden Tatar, Kıbrıs Türk halkının bir kısmının Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluş anlaşmaları ile AB pasaportuna sahip olduğunu dile getirdi.

Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimine işaret ederek "(GKRY'nin) Onların bunu bir tehdit unsuru olarak 'şu politikayı sürdürürseniz pasaportları iptal ederiz' şeklindeki anlayışı bize göre yanlış. Tutumları da esas itibarıyla tepki görmüştür. Bu meseleyi gergin hale getirmek, tırmandırmak doğru olmamıştır. Bu Güney Kıbrıs'ta da çok tepkilere sebep olmuştur. (GKRY lideri Nikos) Anastasiadis'in siyasetinin artık iflas ettiğini söyleyen de vardır." diye konuştu.

“BİZİM ORADAKİ ESAS NİYETİMİZ ORADAKİ İNSAN HAKLARININ DAHA FAZLA MAĞDUR EDİLMEMESİ"

Maraş açılımının ne kadar doğru olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını aktaran Tatar, "Bizim oradaki esas niyetimiz ve amacımız, oradaki insan haklarının daha fazla mağdur edilmemesi. 47 yıldır kapalı olan Maraş'a eski hak sahipleri şu anda bizim açılımımızla geri dönme imkanına sahip olacak." dedi.

BM kararlarına ters düşmeden ve insan haklarına saygılı bir siyaset yaptıklarını belirten Tatar, "O sahiller, bütün o güzellikler Kıbrıs'ın malıdır. Kıbrıslı Türkler de orada hak sahibidir." ifadesini kullandı.

Tatar, Maraş açıldıktan sonra salgına rağmen burayı 200 binden fazla kişinin ziyaret ettiğini dile getirdi.

Menu

03.09.2021 22:42:00

TC CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI OKTAY: '(AKDENİZ'DEKİ PETROL SIZINTISI) ÇOK BÜYÜK ORANDA BİR KİRLİLİĞİN KALMADIĞINI GÖRÜYORUZ'

Ankara, 3 Eylül 21 (T.A.K.): Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC kıyılarına doğru ilerleyen Suriye kaynaklı petrol sızıntısına ilişkin herhangi bir riskin görünmediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ortak basın toplantısı düzenledi.

Oktay, sızıntının Suriye'nin Baniyas bölgesindeki bir rafinerinin yakınında bulunan elektrik santralindeki 15 bin metreküplük depolama tankından fuel-oil sızmasıyla başladığını belirtti. Meydana gelen sızıntı ve onun oluşturduğu kirliliğe anında müdahale edildiğini belirten Oktay, "Özellikle Dipkarpaz bölgesinde Kıbrıs'ta kıyılara vurma riskine karşı da anında tedbirleri aldık." dedi.

Oktay şöyle devam etti:

"Kıbrıs'ta 3 deniz aracı vardı zaten; 8 araç da yine buradan, römorkörler dahil bölgeye gitti. Türkiye'den Ulaştırma ve Altyapı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız çok ciddi tedbirler almış durumda. Şu an itibarıyla zaten Kıbrıs'ta herhangi bir risk görmüyoruz. Sonrasında yine rüzgarın da yön değiştirmesiyle birlikte İskenderun, Hatay ve Samandağ bölgesine doğru yönelmesiyle biz bu sefer o yönde ciddi tedbirler aldık. Bizim iki büyük gemimiz vardı. Hem Kıbrıs'a gönderdik diğer taraftan da iki gemi daha Hatay bölgesine gönderdik. Denizcilik Genel Müdürlüğümüz bu konuyu özellikle takip ediyor. Orada gördüğümüz manzara şu; kirlilik artık yüzeysel, çok büyük oranda bir kirliliğin kalmadığını görüyoruz, daha parça parça. Tabiri caizse bir bozuk para büyüklüğündeki parçacıklar nezdinde kirliliğin oluştuğu yaklaşık bir 800-1000 kilometrelik bir alandaki kirliliği temizliyoruz. Üstesinden gelinemeyecek bir risk görmüyoruz. Buradan hem Hatay'daki hem de KKTC'deki kardeşlerimize bir kez daha tüm tedbirlerin alındığıyla ilgili ciddi bir riskin bulunmadığıyla alakalı mesajı vermek isterim."

"AFETLERİN ÜSTESİNDEN GELMEYİ BİRLİK, BERABERLİK VE DAYANIŞMA İÇERİSİNDE BAŞARDIK"

Türkiye'de son dönemde meydana gelen afetler dolayısıyla KKTC hükümetinin verdiği destekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Oktay, "Türkiye olarak, gerek yangınlar gerek sel ve sonrasında son 1,5 - 2 aydır yoğun bir afet dönemi yaşadık. Hamdolsun hepsinin de üstesinden gelmeyi birlik beraberlik ve dayanışma içerisinde başardık." dedi.

Oktay şöyle devam etti:

"Bugün sayın Cumhurbaşkanı da sahada manzarayı gördü. Yangınlar döneminde de KKTC hükümeti ve kardeşlerimizin yine birlik ve beraberliğimizi gösterme adına bir köyün özellikle yeniden yapılanmasıyla ilgili katkısı vardı. Bir kez daha teşekkür ediyorum. Hem yangın hem sel afetinde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize de başsağlığı diliyorum. Yaralılarımız tedavilerini almış durumdalar. Kayıplarımızı tüm ciddiyetimizle arama seferberliğimiz devam ediyor. Artık yaralarımızı yoğun şekilde sarma dönemine girdik.

Cumhurbaşkanımız her adımı yakinen takip etti. Zaten bakanlarımız sahada oldular. En geç bir yıla kadar binalar da dahil tamamı yeniden yapılıp teslim edilecek inşallah. Orada hasar gören hastanemiz vardı belki hatırlarsınız. Havadan hastaların kurtarıldığı bölgeler hamdolsun şimdi hepsi tekrar tek tek hizmete başladı.

İklim değişikliğiyle birlikte bundan sonrasında daha da hazırlıklı olmalıyız. Özellikle dere yataklarına evlerin yapılmamasıyla alakalı. Bu vesileyle ben bir kez daha buradan vatandaşlarımıza özellikle de Karadeniz'deki vatandaşlarımıza bir kez daha hatırlatmış olmak istiyorum."

"MARAŞ KONUSU GÜNEY KIBRIS RUM KESİMİ TARAFINDAN FARKLI ALANLARA ÇEKİLİYOR"

Maraş konusundaki gelişmelerin özellikle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından farklı alanlara çekildiğini vurgulayan Oktay, "Biz orayı ısrarla söyledik. Ölü bir alanın, affedersiniz farelerin dolaştığı bir alanın insanların çocukların artık kullanımına açılması gerektiği bir şehre böyle bir kötülüğün yapılamayacağını ifade etmiştik." dedi.

Oktay, şu anda bölgenin cıvıl cıvıl olduğunu ve 100 binlerce insanın bölgeyi ziyaret ettiği bilgisini paylaşarak şunları kaydetti:

"Burası Güney tarafına da açık, dolayısıyla bu artarak devam edecek. Bunu farklı yönlere çekerek, gerek AB gerek farklı mahkemeler nezdinde farklı oyunlar içerisinde olan Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne de buradan tekrar bir mesaj daha vermek isterim. Topu sahanın dışına çıkarmanın bir anlamı yok. Maraş'ı biz insanlığın hizmetine açıyoruz. KKTC'nin böyle bir kararı vardır. Yine zatıalinizin, hükümetin ciddi çalışmaları oldu. Biz de Türkiye olarak sizin çalışmalarınızın arkasında durduk ve durmaya devam edeceğiz. Kıbrıs'taki petrol sahalarının oradaki 10 nolu sahada bir sondaj çalışmasının yapılabileceği veya yapılacağıyla ilgili gene Rum Kesimi'nin bir açıklaması var ve anlıyoruz ki tansiyonu yükseltme derdindeler.

Bunun karşılığında KKTC'nin de Türkiye'nin de elinin bağlı kalması düşünülemez ve biz bunu şimdiden çok net bir şekilde ifade ettik. Bunun anlamı bizim de sondaj çalışmalarına başlayacağımız şeklinde olur. Bunun cevabı bu olur. Başka türlü bir cevap da zaten düşünemeyiz. Özellikle uluslararası alanda iki egemen eşit devlet temelindeki öneri ve çalışmalarınızı gıptayla izliyoruz. Rum Kesimi'nin oyunu sahanın dışına taşıma çabalarını da ne yazık ki görüyoruz. 1960 çözümlerine götürecek şekilde. Olmayan, yürümeyen çalışmalar ve çözümlerle tekrar vakit kaybetmenin anlamı yok. Önerinizi Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne de sundunuz ve bütün dünyaya da açıkça ifade ettiniz. Önerinizi sonuna kadar desteklediğimizi bir kez daha ifade etmek isterim."

Editör: TE Bilisim