Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye’nin dördüncü sondaj gemisi olan Abdülhamit Han gemisinin yola çıkmasından ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Mavi Vatan’da güçlü bir noktaya geldiğini görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek; “Bu, bir dönüm noktasıdır, büyük bir atılımdır, büyük bir gelişmedir” dedi.

TGRT Haber’e yaptığı değerlendirmede, Kıbrıs Türk mücadele tarihinde mihenk taşı olan ve Çanakkale Savaşları’na eş değer olan Erenköy Direnişi’nin dün 58. yıl dönümü olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar 8 Ağustos 1964’ün, hava pilotu Cengiz Topel’in şehit düştüğü gün olduğunu belirterek Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kez uçaklarını göndermesiyle Kıbrıs Türkü’nün Erenköy Direnişi ile hayat bulduğunu kaydetti. 

Cumhurbaşkanı Tatar, Erenköy Direnişi’nden 58 yıl sonra Doğu Akdeniz’de hidrokarbon ve doğal gaz araştırmaları dolayısıyla Abdülhamit Han gemisinin yola çıkması, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti’nin arasındaki birtakım antlaşmalar, hava sahası, deniz yetki alanları, kıta sahanlığı, ekonomik münhasır bölge gibi Mavi Vatan’ı oluşturan farklı boyutların birleşiminin bir güç kaynağı olduğunu belirterek Mavi Vatan’ın yükselen sesine gelinen noktadan ve yaşanan gelişmelerden KKTC olarak büyük memnuniyet duyduklarını kaydetti. 

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yapılan çalışmaların önemine değinerek Kıbrıs’ta iki ayrı devlet olduğunu belirtti ve Kıbrıs Türk halkının en az Rumlar kadar Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş antlaşmalarından gelen müktesep haklarımız dolayısıyla Kıbrıs Adası etrafındaki zenginliklerden hak ve pay sahibi olduğunu dile getirdi. 

Türkiye Cumhuriyeti’ne KKTC’nin verdiği yetkiye binaen, kaynak olan yerlerde araştırmaların yapılabileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, bölgenin en güçlü ve en büyük ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte siyasetin sürdürüldüğünü kaydetti. 

Cumhurbaşkanı Tatar; “Bölgede, Türkiye Cumhuriyeti’nin onayı ve bilgisi olmadan başkalarının iş yapması doğru değildir. Bizi tanırlar ya da tanımazlar. KKTC bir devlettir. Uluslararası hukuka göre bir devlettir çünkü biz ayrı bir halkız. Kendi geçmişimiz, demokratik düzenimiz, geleneklerimiz vardır. Kendi bölgemiz, kendi deniz yetki alanlarımız vardır. Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi ve adanın garantör ülkesi Türkiye Cumhuriyeti bizi tanıyor” dedi. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin yürüttüğü çalışmalara KKTC’nin ortak olduğunu ve bu iş birliğinin önemini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Abdülhamit Han sondaj gemisinin yola çıkmasının hayırlara vesile olmasını diledi.

Federal temelde bir antlaşmanın, Kıbrıs Türk halkını yok etmeyi hedeflediğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Rum-Yunan ikilisinin uzun vadeli siyasetinin Kıbrıs Türk halkını yok ederek Türkiye’yi adadan uzaklaştırma, büyük Yunanistan’ı yaratma ve Doğu Akdeniz’i Yunan Gölü’ne çevirme hayallerini içerdiğini söyledi. 

Kıbrıs Türklerinin tarih boyunca hep Anadolu’ya baktığını ve hiçbir gücün, Kıbrıs Türk halkını Anadolu’dan kopartmaya yetmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar; “Bu saatten sonra iki devletli siyasetten geriye dönüş olamaz” dedi. 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yeni siyaseti tüm dünyaya anlattıklarını ifade ederek Kıbrıs Türk tarafını haklı bulduklarını ancak bir çözüm olabilmesi ve Kıbrıs Türklerine uygulanan izolasyonların kaldırılabilmesi için iki tarafın antlaşması gerektiğini söylediklerini aktardı. 

Rum tarafının yaptığı federal düzene yönelik önerilerin, Türk askerinin adadan çekilmesini içerdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, yıllar sonra şehitler vererek kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle başardığımız devleti yıkmak için çeşitli güçlerin uğraş verdiğini söyledi. 

Kıbrıs Türk halkının, egemenliğinden asla taviz vermeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin de yüzde yüz destek verdiği Kıbrıs’ta ancak iki eşit egemen devletin iş birliği ile bir antlaşma olabileceğini yineledi. 

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti kapsamında, bu yıl Türkiye Cumhuriyeti’nin ev sahipliğinde İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından düzenlenen ve İslami Dayanışma Oyunları’nın açılışına katılacağını söyledi. 56 ülkeden oluşan İslam İşbirliği Teşkilatı’nda gözlemci statüsünde yer alan Rusya gibi diğer ülkelerin de oyunlara katılmadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin de gözlemci statüsünde olduğunu anımsattı. Cumhurbaşkanı Tatar, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin üyesi olmadığımızı da ifade ederek Türkiye Cumhuriyeti’nin bu oyunlara katılmamız konusunda mücadele verdiğini ancak 56 ülkeden oluşan teşkilatın bunu kabul etmediğini anlattı. 

“Biz mutlaka önümüzdeki süreçte de girişimlerimizi devam ettireceğiz” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, bu konuda yapılan eleştirilere yönelik şunları söyledi:

“Ben buraya Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın davetiyle bazı temaslarda ve görüşmelerde bulunmak üzere geldim. Bu konuda meseleyi başka yerlere çekip bize yakışmayan konuşmalar yapanları da kınamak en doğal hakkımdır. Sayın Çavuşoğlu, bu sabah 13. Büyükelçiler Konferansı’nda söylemiştir: ‘Kıbrıs’ta iki ayrı eşit halk vardır. İki ayrı devlet vardır. Kıbrıs Türk halkının haklı çıkarlarını korumak için Türkiye Cumhuriyeti elinden geleni yapacaktır.’ ”

Kıbrıs Türk gençliğine ve spora yönelik Türkiye Cumhuriyeti’nin gayretini sürdürdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, ambargolara rağmen farklı ülke takımlarının KKTC’de düzenlenen Dr. Fazıl Küçük Oyunları’na, Türkiye Cumhuriyeti’nin girişimleri sayesinde katıldığını anımsattı. 

Kıbrıs Türk halkına onurlu bir gelecek sunmak için kutsal mücadelemize devam edeceğimizi ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların otoritesini Kıbrıslı Türklere yaymayı içeren Rum önerilerini kabul etmenin mümkün olmadığını kaydetti. 

Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu hidrokarbon araştırmaları konusunda ortak bir komite kurma önerisi, Türkiye’den gelen suyun paylaşımı önerisi, güneş enerjisi iş birliği önerisi, mayınların temizlenmesi ve düzensiz göç önerilerine atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafından cevap almadıklarını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş açılımına değinerek Maraş’ın önemli bir bölge ve bir marka olarak KKTC adına önemli bir gelişme sağladığını kaydetti.

Editör: TE Bilisim