Kıbrıs Türk Ticaret Odası, genel seçimler sonrasında Mecliste temsil edilme olanağı bulan bütün siyasi partilerden “tam bir iş birliği” yaparak toplumsal sorunların çözümüne katkı koymalarını beklediklerini açıkladı.
“Bu dönemde kısır siyasi çekişmelere asla tahammülümüz yoktur”  diyen Oda, yeni dönemde “nisap krizi” gibi yapay krizlerin yaşanmaması gerektiğini ve bu noktada Meclis’in en büyük iki partisi olarak seçimden çıkan Ulusal Birlik Partisi ile Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin gerekirse ortak hükümet kurmak da dahil olmak üzere her konuda iş birliği yapmalarının “toplumsal bir zorunluluk” olduğu görüşünü bildirdi.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası adına Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz, genel seçim sonuçları ile ilgili değerlendirmede bulundu. 
Deniz’in yaptığı açıklamada, Kıbrıs Türk halkının bir seçim sınavını daha “başarıyla geride” bıraktığı ifade edilerek, milletvekilliği erken genel seçimlerinin “büyük bir demokratik olgunlukla gerçekleştirilmesini ve sonuçların da aynı olgunlukla karşılanmasını memnuniyetle karşıladıklarını” söyledi.
Kıbrıs Türk halkının, Covid-19 salgını ve ekonomik kriz nedeniyle ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğuna işaret eden Deniz, “Covid-19 salgınının sonuna gelmekte olduğumuz gibi bir izlenim olmakla birlikte ekonomik sorunlar hem işletmelerimizi, hem de çalışanlarımızı bunaltmış durumdadır. Böyle bir ortamda KKTC Meclisi’nde temsil edilme olanağı bulan siyasi partilerimize Kıbrıs Türk halkının sorunlarını çözme konusunda büyük sorumluluklar düştüğüne inanıyor ve hepsine başarılar diliyoruz” ifadelerinde bulundu.
“Mecliste temsil edilme olanağı bulan siyasi partilerimizin ülke ve toplum sorunları konusunda tam bir iş birliği yapmaları en önemli beklentimizdir. Yeni bir reform sürecine girerek kendimizi Covid-19 salgını sonrasına hazırlamamız ve rekabet gücümüzü artırmamız kaçınılmazdır” diyen Deniz açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Bu dönemde kısır siyasi çekişmelere asla tahammülümüz yoktur. Bütün siyasi partilerimizden beklentimiz, meclis çatısı altında tam bir işbirliği yaparak toplumsal sorunların çözümüne katkı koymalarıdır. Yeni dönemde ‘nisap krizi’ gibi yapay krizleri veya benzerlerini yaşamak istemiyoruz. Bu noktada meclisin en büyük iki partisi olarak seçimden çıkan Ulusal Birlik Partisi ile Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin gerekirse ortak hükümet kurmak da dahil olmak üzere her konuda iş birliği yapmalarının toplumsal bir zorunluluk olduğunun da altını çizmek isteriz. Bu partilerimiz, ihtiyaç duyulan yasal düzenlemelerin yasama organında toplumsal çıkarlar temelinde tartışılması ve şekillenmesi için de öncü olmalıdırlar. Geçmişte yaşadığımız türden popülist yaklaşımlara ve bu yaklaşımdan kaynaklanan krizlere asla fırsat verilmemesi gerekir.”