Kıbrıs Türk Devlet Tiyatro Sanatçısı Cevahir Caşgir,sosyal medya hesabından Tiyatro sanatçısı Yaşar Ersoy’ın “Yangın Yeri Kabare” isimli oyunun, Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Müdürlüğü’nce reddedilmesi üzerine başlayan tartışma ile ilgili kendiside sert bir şekilde açıklamada bulundu.

Sanatçı Caşgir sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Soruyorlar ,
Biz tiyatrocular olarak herhangi bir tepki verecek miyiz? Yoksa salla başını al maaşını! Mı yapacağız!!!
Bak bak bak...
Söylüyorum,
Ben maaşımı her bir zerremden ter dökerek alıyorum. 
KIMSENIN AMA KIMSENIN benim aldığım maaşı hakedip etmediğimi sorgulamaya Hakkı YOKTUR!
Durumlara karşı ilk müdahalemi HERKES gibi facebooktan yapmak zihniyetinde değilim. 
Her zaman bir anne gibi düşünmek,
Bir insan gibi düşünmek ve yaşamak;
Acıtmak, kanatmak ve zaman kaybetmek yerine 
Yarayı onarmak, sakinleştirmek, yoluna sokmak ve İYİLEŞTİRMEK 'ten yanayım.
Tiyatronun güzelliği budur,
Tiyatronun hizmet ettiği bir çok şey var.
Ve en güzeli de şudur ki;
Tiyatro size KENDINIZ OLMAYI ve KENDINIZ KALMAYI da öğretir.
Ben tiyatronun IYILESTIREN dilini kullanmayı seçtim hep ve seciyorum da!
Bu yüzden benim şu ana kadar (benim veya herhangi bir oyuncu arkadaşımın adına da yazabilirim bunu -cunku bu yolda birlikte yürüdüğüm insanlara saygım ve sevgim sonsuz-) hadi sessiz kalışımı sorgulamaya bile hakkınız var ama aldığım maaşı hangi huzur ve vicdanla aldığımı sorgulamak kimsenin haddine degildir !
Olumlu ve çözümcü olmayı deneyin,
Insan kalabilmek icin,
Insanca yaşayabilmek için,
Sorunları dokeceğiniz yerde bildiğiniz gördüğünüz şahit olduğunuz tüm sorunlara ÇARE olmaya çalışın.
Ama tabi kolayı seçenler sadece ahkam keserler...

Bir de şu var,

Yanlış bir bilgi ve düzeltmek ihtiyacı duyuyorum,
Geçen Bakan, Bakanlık veya Müdür oyuna onay verdiğine dair bir söylemle gazetecilik! yapıyorsunuz. Yanılıyorsunuz. Öyle bir şey yok. Oyun değil Yaşar Ersoy abimizin bizimle Yönetmen olarak çalışmasına heyecan duyduğumuzu ve birlikte bir projeye imza atmamızın güzel olacağı düşüncesinin yani yine o 40 yıldan sonra yine tiyatronun “birleştirici, bütünleştirici” yanina dokunmak ve duvarları yıkmak, yıllardır oluşan algıyı yerle bir etmek adına duyduğumuz heyecanı resmileştirmek ve yönetmenlik yapması adına bir sözleşme imzalamak adımı atılmıştı. Oyunun adı vardı evet ama kendi henüz yoktu. Onay verilen şey oyunun kendi degildir. Bir onay mı gerektirir?! Şimdi sorunuz bu…
Biz neler oynamak zorunda kaldık siz biliyor musunuz?
Seyircinin seyirci koltuğundan kalkıp gittiğini görmek oyuncu icin ne demektir biliyor musunuz?
Peki bunlara karşı,
Kendi içimizde verdiğimiz mücadeleleri biliyor musunuz?
Oyunlara itiraz ederken kac kez müdür odasından kovuldugumuzu peki? (Hangi müdür ve bakanlık dönemi olduğunun da bir önemi yok sık sık değişiyor zaten değişmeyen tek şey her defasında yaşadığımız kaygılardır)
Sozleşmemizle kaç kez tehdit edildigimizi biliyor musunuz?
Ağlayarak kulise kaç kez kactığımızı?
Bakansız,
Müdürsüz,
Ve en içimize dokunanı da SEYIRCISIZ kaç kez sahne aldığımızı biliyor musunuz?
Hasta yatağında annemizi,
Evde ağlayan çocuğunuzu,
Yemeksiz sofrasız eşimizi,
Kendimizi serum alıp da sahnede bulduğumuz kaç gece geçirdiğimizi BILIYOR MUSUNUZ?
Gerçekler acitasyondur size.
Ama acı da bize acıdır ve siz içeride verdiğimiz mücadelelerden bihabersiniz. Neden ? Onu da söyleyeyim cunku biz ağlamayı bıraktık. Çocuğa emzik vermezsen susar. Bizim de sahnemiz yok diye ağladığımız onca zaman geride kaldı. Biz işimizi yapıyoruz .
Yine yapmaya devam edecegız.
Size istediğiniz cevabı yine vermeyeceğim ve
bu olayda haklı haksız arayıp da sizin gereksizce yaptığınız lafazanlıga ortak olmayacağım. Ben yine GEREKENI yapacağım ve sizin ruhunuz duymayacak.
Tiyatro oyle bir şey ki siz hissetmeden ders alırsınız,
Dogru yolu görürsünüz,
Emeği hissedersiniz
Kendinize pay çıkarırsınız.
Yaramaz çocuklar gibi ağlamamı bekliyorsanız lutfen meslektaşım olun, olabiliyorsanız. O zaman size yaralarımı gösterebilirim cunku ancak o zaman sizin de canınız benim kadar yanar. Bilirim.
Şuan kimsenin facebook üzerinden ağlamasını samimi ve gerçek bulmadığımı bilmenizi isterim.
Söz konusu ne oyundur ,
Ne de izindir.
Söz konusu tiyatroya “Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları” na gerçekten de değer verilmediğinin BENCILLIGIN kanıtıdır.
Hepiniz bencilsiniz ,üzgünüm.
Tiyatroyu düşünen,
Tiyatro için bir şey yapar.
Hepinize balyozu versem bir saatte yıkarsınız,
Zevkle!
Ama kimse terlemez tiyatro için,
Bir tuğla da ben koyayım demez.
Demeyecek de..
Her türlü sorunla iceriden büyük bir mücadele verdiğimizi ama bunu kimseye ispatlamak gibi bir gayle gütmedigimizi bilmenizi isterim.
Bilmeniz gereken de sadece bu kadarıdır.
Sahnede görüşmek dileğiyle!”