TKP Yeni Güçler Genel Sekreteri Mehmet Davulcu bazı adayların ve onları destekleyen partilerin 11 Ekim’de yapılması kararlaştırılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik dıştan destek bulma amacıyla yaptıkları çağrı ve girişimler sonucu ortaya çıkan gelişmelerin Kıbrıs Türk toplumuna zarar verdiğini belirtti.
Davulcu TKP-YG Merkez Yönetim Kurulu adına yaptığı yazılı açıklamada, “UBP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Ersin Tatar ile DP ve YDP Genel Başkanlarının önce Ankara’da TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile arkasından Başbakan Tatar’ın İstanbul’da TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile bir araya gelip KKTC cumhurbaşkanlığı seçim stratejisi belirlediklerinin basına yansıdığını” ifade etti.
Davulcu, TC Lefkoşa Büyükelçisi’nin “UBP’nin küskün milletvekilleriyle” yemekli buluşmasının da Ankara ve İstanbul buluşmalarında belirlenen seçim stratejisinin devamı olabileceğini savundu.
Kıbrıs’taki seçimlere müdahalenin yeni bir gelişme olmadığını öne süren Davulcu, Kıbrıslı Türklerin bir siyasi varlık olarak ortaya çıkış süreciyle birlikte başlayan “açık/gizli müdahalelerin” günümüzde artık “kabul görmediğini ve ciddi tepkiyle karşılandığını” kaydetti.
“TÜRKİYE İLE UYUMLU ÇALIŞACAĞIZ” SÖYLEMİ… 
Cumhurbaşkanlığı makamı için adaylığını açıklayanlardan dördünün propagandasını “Türkiye ile uyumlu çalışacağı” söylemi üzerine kurduğunu kaydeden Davulcu, UBP adayı Ersin Tatar, CTP adayı Tufan Erhürman, HP destekli aday Kudret Özersay ve YDP adayı Erhan Arıklı’nın farklı cümlelerle olsa da Bağımsız aday Mustafa Akıncı’yı uyumlu olmamakla suçladıklarını ifade etti.
Davulcu, bu tür propagandanın Türkiye hükümetine Kıbrıs Türk seçimlerine müdahale çağrısı yapmaktan başka bir şey olmadığını fakat “uyumlu” derken nasıl bir uyum istenildiği konusuna açıklık getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Davulcu şöyle devam etti:
“Kuklacının elindeki ipin ucunda oynayan kuklalar olmayı tarihinin hiçbir döneminde kabullenmemiş ve müdahale davetlerine de müdahalelere de karşı çıkmış bir siyasi parti olarak davetiye çıkaranları da müdahil olanları da kınarız. Bilinmesini isteriz ki, kısa günün kârı gördükleri bu müdahaleler, aslında uzun zaman içinde önemli oranda tepki biriktirmiş, birbirine kardeşlik bağı ile bağlı iki toplum arasında telafisi çok zor kırılmalara yol açmıştır. 
Seçim söylemini toplum yararına neler yapılacağını açıklama yerine, ‘Türkiye ile uyumlu olacağı’ üzerine odaklayan adaylara ve onları destekleyen partilere çağrımız, zaten sıkıntılı haldeki TC-KKTC ilişkilerini daha da içinden çıkılmaz hale getirebilecek bu stratejiyi terk etmeleri yönündedir. 
Buyuran ve uygulamak zorunda olan ilişki denkleminin yerine kardeşler arasında, karşılıklı saygıya dayalı çıkar ortaklığı ilişkisinin gelişip yerleşmesine katkı koymaları, mensubu olduğumuz toplumun daha yararına olacaktır.”

Editör: TE Bilisim