Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, ekonomik sıkıntılar nedeniyle devlete ve Anavatan Türkiye’ye karşı cephe almanın doğru olmadığını, bunları birbirinden ayırmak gerektiğini söyledi.

Töre, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nı ziyaret etti.

Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre,  Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca ve Teşkilatın üst yöneticileri tarafından karşılanan Başkan Töre, anı özel defterini imzaladı.

Daha sonra Teşkilat Başkanı Karaca ile görüşme gerçekleştiren Töre, Sivil Savunma’nın çalışma ve faaliyetleri ile ilgili bilgiler aldı.

Töre, ardından Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı bünyesinde yayınlarını sürdüren Radyo Vatan’da Serkan Tetik’in sunduğu Serbest Kürsü programına katılarak gündeme dair soruları yanıtladı.

Göreve gelmelerinin ardından bir süre önce TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un davetiyle Cumhuriyet Meclisi heyeti ile Ankara’ya ziyaret gerçekleştirdiklerini ve bir dizi temaslarda bulunduklarını hatırlatan Töre, burada çok iyi ağırlandıklarını söyledi.

Töre, her yeni meclis başkanının ilk ziyaretini Türkiye’ye yaptığını belirterek, program kapsamında farklı temaslarda da bulunduklarını ifade etti.

Yeni dönem için Meclis’in çalışmalarına değinen Töre, “Nisap problemi çıkmayacak bir Meclis çalışması istiyorum. Komitelerin daha sağlıklı ortamda çalışabileceği bir ortam oluşmasını istiyoruz. Cumhuriyet Meclisi’nde tüzükte birçok eksiklik ve yanlışlıklar vardır, onlarda birtakım değişiklikler yapmayı hedefliyoruz. Cumhuriyet Meclisi, KKTC’nin en büyük, yüce kurumudur. O yüce kuruma yakışır davranışlar sergilenmesini arzu ediyorum. Bu yönde de hem milletvekillerine çağrı yapıyoruz hem de çalışanlarımıza örnek olmaya çalışıyorum. Yüce Meclis’i yüceltmek, hepimizin görevidir diye düşünüyorum. Seçim kazanan ve Meclis’e milletvekili olarak gelen 50 milletvekilinin de görevidir.” dedi.

“YÖNETİCİLERE BÜYÜK SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR”

Töre, salgın sürecinin ardından Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte daha zor bir sürecin başladığını kaydederek, burada yöneticilere büyük sorumluluk düştüğünü belirtti.

Meclis Başkanı Töre, “Yönetenler, daha dikkatli biçimde ülkenin sıkıntılarını incelemeleri ve cevap vermeleri gerekir. Halkı, alım gücünü ve sağlıklı bir yapıyı da düşünerek hareket etmemiz gerekir. Bazen hatalar yapıyoruz ama bunu aşırı derecede yapmamak lazım. Bunlara dikkat etmek lazım. Üretimi artırmamız lazım, alım gücünü artıracak, sosyal hayatı kolaylaştıracak birtakım çalışmalar yapmamız gerekmektedir. Kültürel faaliyetlerde de birtakım ciddi çalışmalar yapmamız gerekir. Milli ve manevi değerler bizim en büyük zırhımızdır, milli kimliğimizi koruma zırhıdır. ” dedi.

“CANI CANA, KANI KANA KATARAK BU GÜNLERE GELDİK”

1974 Barış Harekatı’ndan önceki süreçte yaşanan hadiseleri çok iyi hatırladığını anımsatan Töre, İngiliz sömürge yönetiminde Kıbrıs Türk halkının yaşam biçiminin ne durumlara düşürüldüğünü ve adadan göç ettirildiklerini söyledi.

Töre, “KKTC Devleti’ni kurduk, özgürlüğümüz var, güvenlik altında yaşıyoruz ve Türk ordusu buradadır. 20 Temmuz 1974’te şafak vakti Türk ordusu Kıbrıs’a ayak bastı, Mehmetçik Mücahitle buluştu. Canı cana, kanı kana katarak bu günlere geldik.” diye konuştu.

KKTC’de yaşanan bazı ekonomik sıkıntılar olduğunu ve salgın sürecinde bu sorunun küresel anlamda da kendisini hissettirdiğini vurgulayan Töre, ekonomik sıkıntılar nedeniyle devlete karşı ve ana vatan Türkiye’ye karşı cephe almanın doğru olmadığını, bunları birbirinden ayırmak gerektiğinin altını çizdi.

Töre, “Biz, Türk milletinin bir parçasıyız, başka bir millet değiliz.” dedi.

“EĞER ANA VATAN TÜRKİYE OLMAMIŞ OLSAYDI BİZ DE FİLİSTİNLİLERİN DURUMUNA DÜŞMÜŞ OLURDUK”

Kıbrıs konusuna da değinen Töre, küçük yaşlardan itibaren istiklali ve bağımsızlığı savunduğunu söyledi.

Meclis Başkanı Töre, yıllardır süren federasyon temelli bir anlaşmaya Rumların hiçbir zaman yanaşmadığını anımsatarak, Rumların Annan Planı ve Crans Montana’nın yanı sıra, BM’nin hazırladığı küçük ve büyük ölçekli anlaşma şekillerine de hayır dediklerini vurguladı.

Töre, şöyle konuştu:

“Geldiğimiz noktada artık biz bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yiz. Sayın Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle egemen eşitliğe dayalı iki devletli bir çözüm modeline varsanız varız diyoruz. Ancak Rumlar federasyonu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde iki toplumlu yönetimi, iki ayrı varlığı kabul etmediler. Bunu da Rumların kabul etmesinin mümkün olmadığını bizler biliyoruz ama dünyanın da bunu görmesi gerekir. Dolayısıyla bizim yapmamız gereken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkmaktır. Devlet yücedir, bu devleti daha da yüceltmek için mücadele etmemiz gerekir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni uluslararası arenada da daha ileri boyutlara taşımamız gerekir. Bizi tanıyan bir ana vatan Türkiye Cumhuriyeti vardır, iyi ki var. Eğer Türkiye olmamış olsaydı biz de Filistinlilerin durumuna düşmüş olurduk. Bugün 40 milyondan fazla nüfusu olan Ukrayna’yı bile Rusya gidip işgal ediyor, BM ve AB aciz durumda kalıyor. Dolayısıyla iyi ki ana vatan Türkiye, Kıbrıs Türk Mücahit ve Mehmetçik bu topraklarda vardır.”

Türkiye’nin öncülüğünde yakın gelecekte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin statüsünün daha ileriye taşınacağına inandığını Töre, kendilerinin de aktif bir dönem geçireceklerini söyledi.