Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın İletişim Koordinatörlüğü görevini yapan Ali Bizden, Türkiye'ye giriş yapamadı.

Bizden konuyla ilgili sosyal medya hesabından şunları dile getirdi:

"PC1922 İstanbul Sabiha Gökçen'e geldim. 8 Eylül 2020'de 5 yıllık giriş yasağı konmuş. Milli güvenliğe aykırı diye bir ifade kullanıldı gerekçe olarak. G82 dendi. Telefon ve param alınıyor. Sabah 6.20'de KKTC'ye geri gönderileceğim söylendi."

Bizden, bu sabah KKTC'ye dönüş yaptıktan sonra ise şunları kaleme aldı:

"8 Eylül 2020'de verilen talimatla 'milli güvenliğe aykırı davranış' ithamı ile Tükiye'ye 5 yıl boyunca giriş yasaklı olduğumu 6 Temmuz 2021 gecesi İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı pasaport kontrol noktasında öğrendim. Yaklaşık 11 saat boyunca "Kabul Edilemez Yolcular Odası"nda kilit altında tutuldum, kimlik kartıma, telefonuma ve sırt çantama el kondu.

Sebep? 4.5 yıl boyunca Kıbrıs Türk Halkı'nın %65 destekle seçtiği Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı'nın iletişim danışmanı olarak, KKTC Cumhurbaşkanlığı'nda sözleşmeli kamu personeli statüsünde görev yaptım. Yetmiş! Eşitlik, özgürlük ve güvenlik her toplumun, her halkın, her milletin varoluşsal en doğal hakkıdır ha? Bu düşünceye sahip olmanın ve bu düşünceye sahip olanlara yakın bile olmanın cezasıyla bedeli olacağını açıkça söylemişlerdi; vadesi gelen kim varsa tahsilata devam ediyorlar mahir bir intizamla maşallah şıkır şıkır...

100 yaşına 2 kala Türkiye Cumhuriyeti Devletinin milli güvenlik tehdit algısının düştüğü bu acınası seviye ve Atatürk Türkiye'sinin sürüklendiği hâl için çok üzgünüm. Ancak bir yere kadar...

"Milli güvenlik tehdidi" olduğum iddiasıyla Türkiye'ye girişim engellenerek Kıbrıs'a gönderildiğim uçağın tekerleği bu sabah 9 sıralarında Türkiye topraklarıyla teması kesti.

İnsanın, şuursuz şaklabanlara çakma taç takılan, yarım yamalak da olsa şimdilik gidebilecek hala bir memleketi olması güzel.

Değinmeden geçmemem gereken küçük son bir nokta var: Rezaleti aklamak malsadıyla günah keçisi yaratmak için "eyi gelsin gendine, kim bilir bu işin arkasında ne var da bilmeyik, vatan haini, Türkiye düşmanı, Rumcu, algı operasyonu, beşinci kol, iç mihraklar, bize de hep yapılıyor böyle şeyler, ilk değil ya, abartmayın" gibi ahmakça şeyleri konuşması görev gereği lüzum edecek olan tüm Kıbrıslıtürkleri vallahi peşinen affediyorum. Çünkü onların günahlarını, kainat yaratıldığı günden bugüne gelip geçen tarihin tüm keçileri güç birliği yapıp ittifak kursa taşıyamaz; bir de ben yük yüklemek istemem ne bu dünyada ne ahirette kendilerine.

Arayan soran tüm dostlara kıymetli alakaları için samimiyetle müteşekkirim.

Türkiye'nin düşürüldüğü bu utanç verici duruma ilişkin dediğim ve diyeceğim sadece ve sadece bunlardır. Başkalarının utancı üzerine vaziyeti izah mecburiyeti fazlası konuşmak bana zul gelir.

Karaktere suikast teğet geçti. Sıradaki?"