Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Başkanı Özlem Gürkut, covid-19 virüsü delta varyantının şimdiye dek saptanan en bulaşıcı varyant olduğunu ifade ederek,  “delta varyantı nedeniyle vaka sayılarında keskin artışlar gözlenebilir” dedi.
Gürkut, “Delta varyanta karşı etkinliği daha iyi olduğu açıklanan mRNA ve Viral Vektör aşılarının kullanımına ağırlık verilmesinin giderek etrafımızda yayılmakta ve bize doğru yaklaşmakta olan Delta varyanta bağlı yeni bir dalga yaşamamamız için elzem olduğunu düşünüyoruz” uyarısında da bulundu.
Bir buçuk yıla yakın zamandır dünyayı ve ülkeyi etkileyen covid-19 pandemisinin kontrolü amacı ile alınan toplumsal ve bireysel tedbirlerin ekonomik ve sosyal yaşamı olumsuz etkilediğini dile getiren Gürkut, insanlarımız yorulmuş ve sıkılmış durumdadır dedi, “Aşılar pandemi mücadelesinde elimizi güçlendiren en önemli araçlarımızdır” ifadelerini kullandı. 
Şu ana kadar dünyanın çeşitli ülkelerinde acil kullanım onayı almış 12 aşı bulunduğunu kaydeden Gürkut, bunların 3 farklı yöntemle üretildiğini anlattı. 
Bütün bu gelişmelere karşın pandeminin devam ettiğini dile getiren Gürkut, salgının yeterince kontrol edilemediği durumlarda virüsün mutasyona uğradığını kaydetti. 
Covid-19 enfeksiyonuna sebep olan SARS CoV-2’nin de mutasyona uğradığını anlatan Gürkut konuyla ilgili şunları anlattı:
“İlk önceleri saptandığı ülkelerin adıyla anılan (ör İngiliz, Brezilya, Güney Afrika, Hint varyantı gibi) bu varyantlara yeni isimlendirme yapılmıştır. Buna göre önceden Hint varyantı olarak isimlendirilen varyanta Delta varyantı denmektedir. Yapılan ilk değerlendirmelere göre Delta varyantının bugüne dek saptanan SARS CoV-2 tiplerine göre bulaşıcılığı yüzde 40-60 daha yüksektir ve daha yüksek hastaneye yatma riski ile ilişkili olduğu açıklanmıştır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde son günlerdeki vaka sayılarındaki artışın da Delta varyantı nedeni ile gözlendiği bildirilmektedir”
“ECDC UYARIYOR, TEDBİRLERİN GEVŞETİLMESİ VAKALARI ARTIRABİLİR”
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi ECDC’nin, Covid-19 modelleme senaryolarına göre, Avrupa’da uygulanan ilaç dışı önlemlerin katılığının yaz aylarında gevşetilmesinin, tüm yaş gruplarında günlük vakalarda hızlı ve önemli bir artışa yol açabileceğini gösterdiğini kaydeden Gürkut şöyle devam etti:
“ECDC'nin 10 Haziran'da yayınlanan en son risk değerlendirmesi ve Delta varyantının gelecekte beklenen baskınlığı göz önüne alındığında, tüm epidemiyolojik durumlardaki ülkeler için riskin arttığı bildirilmektedir.  Bireysel ve toplumsal önlemlerinin sürekli olarak uygulanması ve tam aşılamanın daha hızlı bir şekilde yaygınlaştırılması olmadan, yeni enfeksiyonlarda, hastaneye yatışlarda ve ölümlerde keskin artışlar gözlemlenebileceği uyarısı yapılmaktadır.”
“AĞUSTOS SONUNDA AVRUPA’DAKİ VAKALARIN YÜZDE 90’I DELTA’DAN KAYNAKLANACAK”
Epidemiyolojik senaryolara göre ağustos sonunda Avrupa’daki vakaların yüzde 90’nının Delta’tan kaynaklanacağını dile getiren Gürkut şöyle devam etti:
“ECDC’den yapılan epidemiyolojik tahmine göre Delta varyantının tahmini bulaşma avantajına ve modelleme tahminlerinin kullanılmasına dayanarak, Ağustos ayı başında AB’deki yeni SARS-CoV-2 enfeksiyonlarının yüzde 70'inin, Ağustos ayı sonunda ise enfeksiyonların yüzde 90'ının bu varyanttan kaynaklanacağı tahmin edilmektedir.  1 Eylül'e kadar farmasötik olmayan müdahale (maske, mesafe, el yıkama vb.) önlemlerinin yüzde 50 oranında kademeli olarak azaltıldığı bir senaryoda, SARS-CoV-2 görülme oranının tüm yaş gruplarında artması ve en yüksek oranın 50 yaş altındaki gruplarda olması beklenmektedir”
“DELTA BİR DOZ AŞILI BİREYLERİ DE ENFEKTE EDEBİLİR”
Ön verilerin, Delta varyantının mevcut aşılardan yalnızca bir doz almış bireyleri de enfekte edebileceğini gösterdiğini anlatan Gürkut, delta varyantının yaz aylarında, özellikle aşılama için hedeflenmemiş genç bireyler arasında yaygın olarak dolaşmasının çok muhtemel olduğunu dile getirdi.  
“Bu, tam olarak aşılanmamış olmaları durumunda, daha yaşlı veya risk oluşturan hastalığı olan bireylerin enfekte olma ve ciddi hastalık ve ölüm yaşama riskine neden olabilecektir” diyen Gürkut “COVID-19 aşılarının Delta varyanta karşı etkilerinin daha düşük olduğu ve tam doz aşılı kişilerin bile maske mesafe hijyen kuralları gibi ek koruma tedbirlerini uygulamaya devam etmesi gerektiği Dünya Sağlık Örgütü tarafından da açıklanmıştır” ifadelerini kullandı. 
“MRNA VE VİRAL VEKTÖR AŞILARININ KULLANIMINA AĞIRLIK VERİLMESİ ELZEM”
“Ülkemizde, Delta varyanta karşı etkinliği daha iyi olduğu açıklanan mRNA ve Viral Vektör aşılarının kullanımına ağırlık verilmesinin, giderek etrafımızda yayılmakta ve bize doğru yaklaşmakta olan Delta varyanta bağlı yeni bir dalga yaşamamamız için elzem olduğunu düşünüyoruz” diyen Gürkut, Delta varyantından korunmak için şu adımların atılması gerektiğini anlattı:
“Etkinliği gösterilmiş aşılarla toplumu hızla aşılamaya devam etmeliyiz. Özellikle hastaneye yatış ve ölüm riskini azaltmak için, yüksek ve şiddetli COVID-19 riski taşıyan başta sağlık çalışanları, kronik hastalığı olanlar ve 50 yaş üstü bireylerden başlamak üzere topluma delta varyanta etkili aşıları yapmak zorundayız.
Bireysel ve toplumsal kuralları uygulamaya devam etmeliyiz. Kuralların denetimdeki zafiyeti derhal gidermeliyiz. Sınırlarımızdan girişlerde Delta varyantın baskın olduğu ülkelerden gelen kişiler için ek tedbirler ve düzenlemeler getirmeye mecburuz.”
Tedbirleri uygulayarak, bu şekilde toplumsal yaşama devam edebilmek ve yeni bir kapanmadan korunabilmek için en başta devlete olmak üzere herkese görevler düştüğünü kaydeden Gürkut, “Bunlardan birisi maske- mesafe-hijyen kurallarına uymak diğeri ise bize uygun bir aşıyı en erken zamanda yaptırmaktır” ifadelerini kullandı.