Göç, Kimlik ve Halk Çalışmaları Merkezi (CMIRS), yabancı öğrenciler ile ilgili yaptığı çalışmanın sunumunu yaptı. 

KTÖS toplantı salonunda yer alan sunumu, Mine Yücel gerçekleştirdi. 

Yücel, bu çalışmanın, farklı ülkelerden öğrenci temsilcileri yanında sivil toplum ve polisten yetkililerle derinlikli mülakatlarla yapıldığını ifade etti. 

KKTC 2020 İstatistik Yıllığı rakamlarına göre, 2020-21 ders yılında KKTC’de toplam üniversite öğrenci sayısı 103 bin 108 iken, bunların 43 bin 118’inin 3. ülke vatandaşları olduğunu ifade eden Yücel, Yabancı öğrencilerin ülkeye gelmelerinin genellikle buraya daha önce gelen arkadaş/akraba/tanıdık aracılığıyla veya ülkelerinde bulunan veya burada daha önceden öğrencilik yapmış menejerler/aracılar yardımıyla olduğuna işaret etti. 

Ülkeye gelen yabancı öğrencilerin çoğunluğunu Afrikalı öğrencilerin oluşturduğunu ifade eden Yücel, Afrika’nın, genellikle Avrupa veya Amerika’ya gidemeyecek kadar fakir olan öğrenci adayları hedef alındığını belirtti.  

Bu öğrencilerin genellikle ailenin tüm birikimlerini harcayarak buraya geldiğini ve büyük bir çoğunluk da menejerlerin kendilerine vaad ettiği iş olanaklarına güvenerek burada hem okuyup hem de para kazanmayı hedeflediğini ifade eden Yücel, farklı bir gerçekle karşılaşan öğrencilerin birbölümünün büyük sıkıntılar yaşadığını vurguladı.

Öğrencilerin bu ülke için önemli olduğu ve onların da insan olduğunun idrak edilmesi gerektiğine vurgu yapan Yücel, yapılması gerekenleri dedeğindi.

Yücel, atılması gereken adımlardan bazıları şöyle sıraladı: 

“Öğrenciler sadece para getiren ama hiçbir hakka sahip olmasına gerek olmayan kişiler değildir.  Bu ülkede yaşaması ve para harcaması için buraya davet ettiğimiz bu kişilerin de hakları olduğu ve bu haklarla ilgili bilgiye anlayabilecekleri bir dilde ulaşabilmeleri gerektiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Eğer gerçekten bir ünivesite adası olduğumuzu düşünüyorsak bunun gereklerini yerine getirip de bu adaya üniversite için gelmiş kişilerin gerçek anlamda bir eğitim ve misafirperver bir ülke bulması için çalışmalıyız. Yabancı öğrencilerin yaşadıkları ile ilgili empati yapmak önceliğimiz olmalıdır. Yabancı öğrencilerin devlet kurumlarına güveninin artırılması için İngilizce bilen ve öğrencileri başından savmadan onların sorunlarına çare bulmaya çalışan personele ihtiyaç vardır. Bunun için de personel eğitimi önemlidir. Öğrencilerin bu ülkede yaşadıklarıyla ilgili herkesin bilgi sahibi olması ve bunun çözümü için birlikte çalışması gerekmektedir.  Eğer bu ülke ekonomisi öğrencilere çok şey borçluysa, öğrencilerin de buradan memnun ayrılması ekonomik aklın da bir gerekliliğidir. Ülkede üniversiteler tarafından kurulan bu düzen menejerler ve insan tacirleri tarafından sömürülmektedir. Bu düzenin değiştirilmesi de üniversiteler, YÖDAK ve devlet kurumlarının sorumluluğundadır. İnsan ticaretinin önlenmesi, gerçekten öğrenci olmayıp da suç işlemek için ülkeye gelenlere izin verilmemesiyle birlikte yabancıların suça karışmasının da önüne geçilecektir. Irkçılık ve ırk üzerinden yapılan nefret söylemi engellenmeli ve suç haline getirilmelidir. Öğrenciler ükeye girişte ülkenin yasaları, çalışma vs gibi konularda kendi anlayabilecekleri bir dilde bilgilendirilmeli ve özellikle yardım alabilecekleri irtibat numaraları kendilerine verilmelidir. Bu üniversitelerin sorumluluğunda olması gereken bir konu iken ülkeye girişte pasaport kontrolünde görevli kişiler tarafından da bilgi içeren broşür verilmesi şeklinde de gerçekleştirilebilir. Yabancıların çalışma koşullarının denetlenmesi ve sömürünün önlenmesi gereklidir.  Bu sadece yabancı öğrencilerin değil ülkemizde çalışan ve birçoğu insan ticareti mağduru olan yabancı çalışanların tümü için de geçerli olan bir önlemdir."