ABD'li ünlü yazar Dan Brown, D&R kitap fuarı kapsamında Instagram hesabından canlı yayınlanan "Okur Yazar Buluşmaları"na konuk oldu.

Ece Vahapoğlu'nun moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide ünlü yazar, Altın Kitaplar Yayınevinden yeni çıkan çocuk kitabı "Hayvanlar Senfonisi" eserini anlattı.

Brown, söyleşi sırasında daha önce basında yer almamış çalışma odasını, kitaplığını ve eserlerinde yer alan bazı figürleri muhafaza ettiği kapının arkasındaki gizli bir dolabı yayını takip eden izleyicilerine gösterdi.

Romanlarında genellikle daha karanlık ve karmaşık konuları işlediğini ifade eden Brown, çocuk kitabıyla biraz da o dünyadan uzaklaşıp daha saf ve basit bir dünya olan çocukluğunun mutlu hatıralarını yeniden yaşamak istediğini söyledi.

"Gün içerisinde yarım saat piyano çalarım"

Dan Brown, kitapta klasik müziğin önemli bir yeri olduğuna da değinerek, "Müziğe olan tutkum annemden geliyor. Annem profesyonel bir piyanistti ve kilisede her pazar piyano çalarken ben de onun sayfalarını değiştirirdim. Bu yüzden çok küçük yaşta piyano çalmaya ve bestelemeye başladım. Gün içerisinde de her gün yarım saat piyano çalarım." diye konuştu.

Kitabın hem çocuklar hem de yetişkinler için bir şeyler barındırdığını ifade eden ünlü yazar, "Ben 7 yaşında bir çocuk olsaydım nasıl bir kitap okumak isterdim diye düşünerek yazdım. Aynı zamanda biz yetişkinlerin bildiği ama unuttuğu bazı bilgileri kitabın içerisine yerleştirdim. Her hayvanın kendisine has bir özelliği vardır tıpkı insanlarda olduğu gibi şeklimiz, rengimiz ne olursa olsun hepimiz birlikte bir müzik oluşturuyoruz. Müziğin evrensel dili sayesinde dünyanın her yerinden kitabı okuyan çocuklar benzer duyguları hissedecektir." dedi.

Brown, kitaplarındaki şifreli anlatımın "Hayvanlar Senfonisi"nde de devam ettiğini belirterek, "Ben çocukken yılbaşında Noel hediyeme bile belli kodlar ve şifrelerin yardımıyla ulaşırdım. Bu bizim için çok eğlenceliydi ve bulmaca çözmenin insanoğlunun doğasında olduğunu düşündüğüm için her yaşta eğlenceli olacağını zannediyorum." ifadelerini kullandı.

"Dünyada en sevdiğim şehir İstanbul"

Romanları için ilhamı çok fazla gezmesinden ve kurgusal olmayan romanlardan aldığını söyleyen Brown, şöyle devam etti:

"Seyahati gerçekten çok seviyorum ve lokasyon benim için önemli bir karakterdir. Örneğin Ayasofya'yı gördüğümde onun bir roman için inanılmaz bir karakter binası olduğunu anladım. Kadim tarihi, barındırdığı sırları çok etkileyiciydi. İnsanlar bana çok fazla geziyorsun favori lokasyonun neresi dediğinde neredeyse her zaman İstanbul diyorum. Dünyada en sevdiğim şehir İstanbul. Doğu ve Batı'yı birleştiren bir köprü oluşu, üç imparatorluğa ev sahipliği yapmış olması ve Ayasofya'nın gizemleri gibi tarihi derinliği olan muazzam derecede muhteşem bir şehir. İnanılmaz güzellikte yemekleriyle beni her zaman büyüleyen bir şehir."