Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, ani yüklenmeyle başlanan yarışma tarzı egzersizlerin tehlikeli olduğunu belirterek, "Isınma hareketleri yapılmadan akut yani ani başlanan spor yarar yerine zarar getirebilir. Kalp krizlerini tetikleyebilir. Örneğin akşam yemeği sorası dolu mide ile ısınmadan halı sahada maç yapmak son derece tehlikeli olabilir." dedi.

Prof. Dr. Erol, Dünya Sağlık İçin Hareket Et Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlıklı bireylerde kalp ve damar sağlığının korunması için günde 35-40 dakika yürüyüş yapmayı ya da 10 bin adım atmayı önerdiklerini dile getirdi.  

 "Postacı tarzı" denilen hafif tempolu yürüyüşün en iyi spor olduğunun altını çizen Erol, yürüyüşün haftada 5 gün tercihen de haftanın tüm günleri sürdürülmesi gerektiğini belirtti. 

Sağlığa uygun yapılan düzenli egzersizlerin son derece yararlı olduğunu vurgulayan Erol, "Kronik egzersiz kalp kasında hipertrofi dediğimiz kas kitlesi artışı yapabilir. Ancak bu adaptif bir değişiklik olup kalpte sorun yaratmaz. Spor bırakılınca gerileyen bir durumdur. Ani yüklenmeyle başlanan yarışma tarzı egzersizler tehlikelidir. Isınma hareketleri yapılmadan akut yani ani başlanan spor yarar yerine zarar getirebilir. Kalp krizlerini tetikleyebilir. Örneğin akşam yemeği sorası dolu mide ile ısınmadan halı sahada maç yapmak son derece tehlikeli olabilir. Yine zeminde kalp hastalığı olan kişilerin yarışma tarzı sporlara katılması risklidir. Hekim kontrolü ve izni olmadan yapılmamalıdır." diye konuştu.  

"DÜZENLİ FİZİKSEL AKTİVİTE KALP KRİZİ GEÇİRME RİSKİNİ AZALTIR"

Prof. Dr. Erol, düzenli hareket etme, yürüyüş ve egzersizin kalp damar sistemi üzerinde birçok olumlu etkisi olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kronik yapılan egzersiz, kalp hızını ve damar direncini azaltarak kan basıncını yani tansiyonu düşürür. Kalbin kasılma gücünü ve egzersiz sırasındaki kalp debisini artırır. Kalpteki kılcal damarların sayısını artırır. Buna bağlı olarak koroner kanlanma artar. Efor kapasitesinde artış olur. Düzenli egzersiz 'kötü kolesterol' dediğimiz LDL-kolesterolü azaltırken, 'iyi kolesterol' dediğimiz HDL-kolesterolü artırır. Yine düzenli egzersiz yapanlarda damar içini kaplayan endotel tabakasının fonksiyonları iyileşir. Bunların yanında iskelet kaslarında kılcal damarların sayısını dolayısıyla iskelet kası, kan akımında artışa yol açar. Ayak kılcal damarlarında genişleme, artış yapar. Dolayısıyla düzenli fiziksel aktivite kalp krizi geçirme riskini azaltır. Efor kapasitesini artırır. Kalp yetersizliği olan hastalarda egzersiz toleransını ve yaşam kalitesini artırır, tekrardan hastaneye yatışları azaltır." 

Erol, hareketsiz yaşamın ise obezite, kan basıncında yükselme, kolesterolde olumsuz yönde etkilenme ve kalp damar hastalığı gelişim riskini artırma gibi etkileri olduğunu vurguladı. 

"KALP HASTALARI DOKTOR KONTROLÜNDE EGZERSİZ YAPMALI"

Kalp hastalığının tipi ve ağırlık derecesine göre hastanın yapacağı egzersizin değişeceğini dile getiren Prof. Dr. Erol, "Kalp damar hastalığı olan bireylerin yapacağı egzersizler hastayı takip eden hekim tarafından belirlenmelidir. Örneğin kalp krizinin ilk günlerinde yatak istirahati gereklidir. Hasta akut krizi atlattıktan sonra önce yatak içi oturma, sandalyede oturtma, yavaş yavaş oda içinde gezinme gibi kademeli bir egzersiz ayarı yapılır. Yine kalp yetersizliği ve kalp kapak hastalığı olanlar da takip eden hekimin önerisine göre egzersiz planı yapmalıdır. Kalp çıkışındaki aort kapağında darlık olan bir kişiye ağır egzersizi ve yarışma tarzı sporları asla önermiyoruz. Yine ileri kalp yetersizliği olan hastalar zaten istese de spor yapamayacak, çünkü efor ile nefesi daralacaktır. Ancak bu hastanın hiç spor yapmayacağı anlamına gelmez, onların da doktor kontrolünde yürüme egzersizleri yapmaları gerekir." değerlendirmesini yaptı. 

Sağlıklı bir yaşam için düzenli olarak hareket etmenin önemini vurgulayan Erol, vatandaşlara, "Fit kalalım. Çocuklarımıza iyi örnek olalım. Kısa mesafede hemen arabaya binmeyelim, yürüyelim." tavsiyesinde bulundu.