Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Özen, "Meme kanseri, kadınlarda kanserden ölümlerde daha önce akciğer kanserinden sonra ikinci sıradaydı. Artık birinci sırada. Hem çok sık görülen hem de çok sık ölüme neden olan bir kanser." dedi.
Samsun Meme Derneğinin Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ve OMÜ iş birliğiyle kentteki bir otelde düzenlediği "5. Karadeniz Meme Kongresi" başladı.
Aynı zamanda kongrenin eş başkanı olan Prof. Dr. Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kongreye çeşitli üniversitelerden ve hastanelerden konunun uzmanı yaklaşık 200 cerrah, radyolog, radyasyon onkolog, patolog ve tıbbi onkologların katıldığını söyledi.
Kongrede hastalığın tedavisi ve tanısıyla ilgili güncel bilgilerin konuşulacağını aktaran Özen, obezite ile ilgili de görüş alışverişinde bulunulacağını belirtti.
Özen, menopoz çağına kadar obeziteyle meme kanseri arasında bir ilişkiye çok rastlanmadığını ancak menopoz sonrasında kilo almanın son derece tehlikeli olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Menopozdan sonraki obezite, meme kanserine yakalanma riskini artırıyor. Meme kanseri, dünyada kadınlar arasında en sık görülen kanser türü. Her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanma riski olduğunu biliyoruz. Meme kanseri, kadınlarda kanserden ölümlerde daha önce akciğer kanserinden sonra ikinci sıradaydı. Artık birinci sırada. Hem çok sık görülen hem de çok sık ölüme neden olan bir kanser. Günümüzde tarama mamografileri ve kadınları bilinçlendirerek meme kanserini erkenden yakalama şansımız var. Erken evrede yakalanır da tedavi edilirse 5 yıllık yaşam şansı yüzde 98. Tedavi edilen 100 hastadan 98'i 5 yılı sağlıklı şekilde kansere bağlı sıkıntı yaşamadan geçiriyor."
"EVLENİP ÇOCUK DOĞURMANIN VE EMZİRMENİN KORUYUCU ETKİSİ VAR"
Kanser tanısı konusunda da büyük yenilikler yaşandığına dikkati çeken Özen, hedefe yönelik tedaviler olduğunu dile getirdi.
Hormonal tedavilerin meme kanseriyle mücadelede işlerini kolaylaştırdığını anlatan Özen, "Evlenmenin, çocuk doğurmanın ve emzirmenin meme kanserine karşı koruyucu etkisi var. Daha önce deniyordu ki, 'Belirli bir yaşa kadar evlenip çocuk yaparsa bundan yararlanabilir'. Burada da yaş 18-22 gibiydi. Günümüzde bu tamamen reddedildi. Hangi yaş grubunda olursa olsun, kadın evlenip çocuk yapıp emzirdiği takdirde aynı şeyleri yaşamayan kadına göre meme kanseri açısından daha şanslı. Olacaksa da belki daha agresif yerine daha rahat tedavi edilen bir kansere yakalanıyor." diye konuştu.
Prof. Dr. Özen, kadınlara menopozdan sonra kilo almayı önlemek için spor yapmalarını önererek, "Meme kanserine yakalanma yaşında son yıllarda düşüş görülüyor. 30-35 yıl önce meme kanserinin 30'lu yaşların altında neredeyse hiç görülmediğini bilirdik. Öyle bir hasta geldiği zaman, 'Nasıl olsa meme kanseri olma şansın yok, rahat et' derdik. Oysa daha yeni, 24 yaşında meme kanseri hastası ameliyat ettik. Birçok şey eklenebilir, yaşam tarzı, hormonal denge, ailesel faktörler ama şu anda meme kanseri görülme yaşı 20'li yaşlara kadar düştü." ifadesini kullandı.
Özen, her 100 erkekten birinde de meme kanseri görülebileceğini kaydetti.