Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında vatandaşların şehit edilmesine ve yaralanmasına sebep olan darbe sanıkları, müştekilerin teşhis ve beyanları ile ses ve görüntü kayıtlarına rağmen savunmalarında inkar stratejilerini sürdürmeye devam ediyor.

Bunların arasında, darbe girişiminden önce darbeye hazırlık toplantılarına örgütün sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi eski kurmay albay ve eski KKTC Sivil Savunma Başkanı Fırat Alakuş da bulunuyor. 

Alakuş, örgütün firari "TSK imamı" Adil Öksüz öncülüğünde 6, 7, 8 ve 9 Temmuz 2016 tarihlerinde Ankara Konutkent'teki bir villada yapılan darbe planı toplantılarına katıldı.

Örgütün mahrem imamları tarafından Genelkurmay karargahının ele geçirilmesi ve komuta kademesindeki paşaları derdest etmesi görevi verilen Alakuş, darbe saatinin erkene alınması üzerine daha önceden belirlediği 32 darbeci Özel Kuvvetler askeriyle Genelkurmay Karargahını işgal etti.

Alakuş, karargah içindeki FETÖ'cülerin de desteğiyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı derdest etti. Orgeneral Akar’ın derdest edilmesinden sonra Alakuş ve beraberindeki darbeciler, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın ellerini ve gözlerini bağlayıp darbenin merkez üssüne götürdü.

Darbeci Alakuş, üst düzey komutanları derdest edip Akıncı Üssü'ne götürülmesini sağladıktan sonra televizyondan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasını görüp Muğla'daki suikast timinin başındaki Şükrü Seğmen'i telefonla aradı. Darbe girişimi başarısız olunca Akıncı Üssü'nde gözaltına alındı.

Alakuş, yakalandığında verdiği ilk ifadede, "Ben ve birliğim tevdi edilen terör tehdidine karşı Genelkurmay Başkanlığının emniyeti için emir ve komuta içinde harekata iştirak ettik." diye konuştu. Alakuş, FETÖ'cü olmadığını, darbe teşebbüsüyle ilgili bir görevi bulunmadığını iddia etti.

"Ürkütücü bir yüz ifadesi ile karşıma çıkan asker"

Terör tehdidine karşı hareket ettiğini ileri süren Alakuş'u Genelkurmay Başkanlığının kamera kayıtları yalanladı. Görüntülerde, tam teçhizatlı ve uzun namlulu silahla darbeye karşı çıkan askerleri derdest ettiği ortaya çıktı.

Darbe girişiminden sonra Orgeneral Akar, müşteki sıfatıyla savcılıkta verdiği ifadede Alakuş'u tasvir ederek, "Bir müddet sonra gidiyoruz deyip beni aldılar. Kapıdan çıktığımda tam teçhizatlı, kafasında çelik miğfer ve silahlı bir şekilde, ürkütücü bir yüz ifadesi ile karşıma çıkan asker şahıs dikkatimi çekti. Sonradan bu kişinin kurmay albay Fırat Alakuş olduğunu öğrendim." ifadelerini kullandı.

Sözde "yurtta sulh konseyi" üyesi olan Alakuş, yargılandığı "Genelkurmay Çatı" davasında aleyhindeki tüm delillere rağmen iddiaların asılsız olduğunu öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, çapraz sorgusu sırasında Alakuş'a, Erdoğan'ın açıklamasının ardından suikast timinin başındaki Şükrü Seğmen'i telefonla arayıp aramadığını sordu. Alakuş, tüm telefon kayıtlarını reddederek, Seğmen ile görüşmediğini savundu. Avukat Aydın'ın, "Kendi üzerinize kayıtlı hattan arıyorsunuz." sözlerinin ardından Alakuş, Aydın'a dönerek, "Sen hangi numarayı söylüyorsun?" diyerek inkara devam etti.

Mahkemede, gizli tanık "Şapka" kod adlı eski Foça Jandarma Komando Eğitim Komutanlığı kurmay başkan vekili albay Hakan Bıyık, darbe toplantısının yapıldığı villada Alakuş'u gördüğünü belirterek, "Benim ayrıldığım gün eve kurmay albay Fırat Alakuş, yanında bir kişiyle gelmişti." şeklinde ifade verdi.

"Darbe123" bilgisayar şifresiymiş

Darbeyi engellemek için ellerinde Türk bayraklarıyla kışlaya giren vatandaşları terör tehdidi olarak algılayan FETÖ'cü Alakuş, mahkemede, darbe teşebbüsü olduğundan TRT'de darbe bildirisi okunduğu zaman haberdar olduğunu ileri sürdü.

Mahkeme Başkanının, "Anladın da niye sabaha kadar durdunuz orada, darbe suç değil mi, karışmasaydın, tuzağa düşmeseydin?" sorusunu yöneltmesi üzerine Alakuş, "Bana verilen bir görev var, ondan geriye dönüş var mı? Darbe teşebbüsünü anladım, göreve devam ettim. Darbenin kim tarafından yapıldığını tam netleştiremedim." iddiasında bulundu.

Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki odasında yapılan aramada "darbe123" yazılı not bulunduğu hatırlatılan Alakuş, bulunan not kağıtlarının bilgisayar şifreleri olduğunu ileri sürdü.

Alakuş, "1996'da bana ilk verilen telsiz kodu 'darbe' idi." ifadelerini kullanarak, "Akılda kalan hususları şifre yapın.' denmişti. Ben de 'darbe' kelimesini klavyede de kolay yazıldığı için bilgisayar şifresi olarak seçtim." şeklinde savunma yaparak yalanlarına devam etti.