TC Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen Aday Tanıtım Toplantısı'nda, partisinin seçim manifestosunu açıkladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri Aday Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Burada konuşma yapan Erdoğan, AK Parti’nin seçim manifestosunu açıkladı.

Manifestoya göre AK Partili belediyeler, "Şehir planları", "Alt yapı ve ulaşım", "Kentsel dönüşüm", "Benzersiz şehirler", "Akıllı şehirler", "Çevreye saygılı şehirler", "Sosyal belediyecilik", "Yatay şehirleşme", "Halkla birlikte yönetim", "Tasarruf ve şeffaflık" ve "Değer üreten Şehirler" ilkeleri çerçevesinde hizmet verecek.

İşte AK Parti’nin manifestosu:

1-Şehir planları konusunda, uzun vadeli ihtiyaçları gözeten ve hakkaniyete uygun yöntemler takip edeceğiz.

İstismara açık parsel bazlı plan değişikliklerine kesinlikle geçit vermeyeceğiz.

Şehir planlarını ve imar uygulamalarını şeffaf bir şekilde hazırlayacağız. Zorunlu hallerde yapılması gereken plan değişiklikleriyle ilgili süreçleri de aynı şekilde halkın gözetiminde yürüteceğiz. Muhtarlık binalarında ilan edilecek plan değişikliklerini, milletimizin görüşü ve onayı alındıktan sonra daha etkin bir şekilde uygulamaya geçireceğiz.

2- Altyapı ve ulaşım konusu çözülmeden şehirlerimizi gerçek anlamda şehir haline getirmiş olamayacağımıza inanıyoruz.

Altyapı ve ulaşım konusu çözülmeden şehirlerimizi gerçek bir şehir haline getirmiş olamayacağımıza inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde içme suyu, yağmur suyu, kanalizasyon, doğalgaz, enerji ve iletişim hatları gibi temel altyapı sorunları tamamen çözülmemiş hiçbir şehrimizi bırakmayacağız

Toplu taşıma projelerini hızlandırıp yaygınlaştırarak şehirlerde yaşayan insanlarımızı trafikte boğulmaktan kurtaracağız. Otopark meselesini, hem şehir planlarında hem de imar uygulamalarında asli öncelik haline getireceğiz. Böylece sokaklarımızdaki araç istilasına son verip kaldırımlarımızı sadece yayaların hizmetine sunacağız.

3- Kentsel dönüşüm projelerini, şehirlerimizi hem deprem riskinden, hem de çarpık yapılaşmadan kurtarmaya dönük olarak geliştireceğiz.

Bugüne kadar elde ettiğimiz tecrübelerin ışığında, bina bazlı kentsel dönüşümden ziyade alan bazlı kentsel dönüşümü teşvik edeceğiz. Tek tip kentsel dönüşüm uygulamaları yerine, bölgenin ve vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gözeten çözümler üreteceğiz. Fiziki dönüşümü kültürel, ekonomik ve sosyal dönüşümle birlikte tasarlayarak yepyeni bir şehircilik hamlesi başlatacağız.

4- Benzersiz şehirler hedefimiz doğrultusunda, her şehrin kendi coğrafyasına, iklimine, tabiatına, tarih ve insan dokusuna, büyüme alanlarına uygun gelişme modelleri hazırlayacağız.

Şehirlerimizi, asli karakterlerini güçlendirerek, koruyarak yaşatmayı esas alacağız.

5- Akıllı şehirler ile şehircilikte yeni ufuklar açacağız.

Belediye hizmetlerine erişimden ulaşımın, enerjinin, binaların ve cihazların yönetimine kadar insanlarımızın günlük hayatını kolaylaştıracak tüm akıllı şehir uygulamalarını destekleyeceğiz. Teknolojinin imkanlarını özellikle de yerli çözümleri teşvik ederek, şehirlerimizin emrine sunacağız. Mobil teknolojilerin böylesine geliştiği bir dönemde Türkiye’yi bu büyük yarışta geri bırakmayacağız.

6- Çevreye saygılı şehirler ile, canlı veya cansız tüm varlıklarla birlikte uyum içinde bir hayat sürdürebilmemizi sağlayacağız.

Şehirlerimizi yeşil alanlarıyla güzelleştirirken, kitlesel tüketimden kaynaklanan atıkların çevreyi kirletmesine engel olacağız. 

7- Sosyal belediyecilik anlayışımızı, tüm mağdur ve mazlumlarla birlikte ailelerimize, çocuklarımıza, gençlerimize, kadınlarımıza, yaşlılarımıza ve engellilerimize hizmet verecek şekilde genişleteceğiz. Aile Danışma ve Yaşam Merkezleri, Kadın ve Gençlik Merkezleri, Engelli ve Yaşlı Merkezleri gibi hizmetleri en küçük yerleşim birimlerine kadar götüreceğiz.

Kimsesizlerin kimsesi olacağız. Sessiz yığınların sesi olacağız.

8- Yatay şehirleşme yeni dönemdeki şehircilik vizyonumuzun merkezinde yer alacaktır.

Gönüllerimize hitap eden mekânlar bütünü olan şehirlerimizi, toprakla daha çok buluşan, mahalle kültürünü yaşatan, komşuluk ilişkilerini canlı tutan yatay mimari anlayışıyla geliştireceğiz.

Her şehrimizde pilot uygulamayla başlayıp zaman içinde genişleterek, yatay şehirleşme modelimizi ülkemizin her yerine yaygınlaştıracağız.

9- Halkla birlikte yönetim ilkesiyle, belediye faaliyetleriyle ilgili kararlara, şehir sakinlerinin en üst seviyede katılımını temin edeceğiz.

Bilhassa, insanların hayatlarını doğrudan ilgilendirecek büyük projelerde, bu istişare yöntemini kullanacağız.

10- Tasarruf ve şeffaflık yeni dönemde belediyelerimizde çok daha önemli bir yönetim ilkesi haline gelecektir.

Hangi kaynaktan gelirse gelsin belediye bütçesine giren her kuruşta herkesin hakkı olduğunu aklımızdan asla çıkarmayacağız.

11- Değer üreten şehirler ile AK Parti belediyeciliğini bir üst aşamaya taşıyoruz.

Şehirlerimizi gayrimenkul odaklı zenginleşme aracı olmaktan çıkartıp, insanın kültürel ve ekonomik üretkenliğinden kaynaklanan katma değerle güçlenen mekânlar haline getireceğiz.

Cumhubraşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

"AK Parti’yi sandıktan açık ara birinci parti olarak çıkaracağınıza inanıyorum"

Aziz milletim, AK Parti’nin 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinin ardından şehirlerimizi yönetme anlayışımızın özünü, milletimize verdiğimiz sözlerin çerçevesini oluşturan manifestomuzu sizlerle paylaşmak üzere huzurlarınızda bulunuyorum.

Bu seçimlerde illerine, ilçelerine, beldelerine hizmet etmek üzere belediye başkanlığına aday olan AK Partili ve Cumhur İttifakı mensubu arkadaşlarımızın her birine şimdiden başarılar diliyorum. Önümüzdeki seçimlerde milletimizin tercihini yine hizmet siyasetinden yana kullanarak AK Parti’yi sandıktan açık ara birinci parti olarak çıkaracağınıza inanıyorum. Milli iradenin üstünlüğüne yürekten bağlı bir parti olarak 31 Mart seçimlerinde ortaya çıkacak sonucun ülkemize ve milletimize şimdiden hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum.

"İnsan tüm mahlukata gönlünü açar, gönül şehirleri kurulur"

İnsan şehirler kurar, yollar, köprüler yapar. Kıtadan kıtaya uzanır, uzaya çıkar ama gönlü ancak bir gönülde sükuna erer. Bir gönlü misafir ettiğinde varlığını hisseder. Bir gönle girdiğinde kendini bulur. Bir genç kızın hayali, bir delikanlının umudu, bir yaşlının yalnızlığı, bir çocuğun kucak açışı, daha nicesiyle birlikte gönülde karşılık bulur. Kuşa, böceğe, ağaca, çiçeğe, tüm mahlukata gönlünü açıp rahmet nazarıyla bakıyorsa eşrefliğinin farkına varır. Göğsünde bir et parçası değil alemi taşır. Şehri emanet görmek, şehri emanet almak, şehremini olmak ancak gönül sahibiyse olur, gönüllere girerek olur. İşte o zaman gönülden gönle köprüler kurulur.

Seyit Nesimi’nin dediği gibi, ‘Gülden terazi tutarlar. Gülü gül ile tartarlar. Gül alırlar, gül satarlar. Çarşıda Pazar güldür gül. Gönüller birleştiğinde ancak böyle şehirler kurulur.’ Hacı Bayram Veli hazretlerinin nazarıyla ifade edersek, ‘İnsan şehri inşa ederken aslında taşın toprağın arasında kendisini inşa eder. Gönülde her ne var ise şehir olarak görünür. Gönlü taş olanın şehri taş, gönlü aşk ile olanın şehri gülistan olur. Böylece şehir insan olur, insan şehir olur. İnsan tüm mahlukata gönlünü açar, gönül şehirleri kurulur. Gönül tevazudur, kibir değil. Gönül azimdir, gayrettir hırs değil.

Gönül samimiyettir, hasbiliktir, hesabilik değil, özellikle gönül rahmanın evidir. İnsan tüm evrenin kalbidir, şehir de tüm bunların mekanıdır.’ İşte bu anlayışla AK Parti olarak şehirlerimize ve onlara hizmet için kurulan belediyelerimize büyük önem veriyoruz.

"BM verilerine göre nüfusun yüzde 55’i şehirlerde yaşıyor"

Bugün ülkemizde şehir olarak ifade edebileceğimiz il ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus oranı yüzde 80’i aştı. BM verilerine göre nüfusun yüzde 55’i şehirlerde yaşıyor. Bu oranın 2050’de 3’te 2’yi geçmesi bekleniyor. Şehirlerde yaşayan insan sayısı artarken, küresel ölçekteki gelir dağılımı da bozuluyor.

"Ekolojik tahribat dünyanın geleceğini her geçen gün daha çok tehdit ediyor"

Yapay zeka gibi yeni teknolojiler önemli fırsatlarla birlikte, kimi belirsizlikleri de beraberinde getiriyor. Ekolojik tahribat, ortak evimiz dünyanın geleceğini her geçen gün daha çok tehdit ediyor. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere pek yerde etnik, kültürel ve dini ayrımcılık gibi demokrasiye meydan okuyan eğilimler yükselişe geçmiş durumda. Son iki asırda çarpık kentleşmeden çevre kirliliğine, sosyal buhranlardan terör olaylarına ve savaşlara kadar pek çok sıkıntıyla boğuşan dünyamız artık tarihi bir yol ayrımına gidiyor.

"Şehirler, kurucularının ve içinde yaşayan insanların aynası gibidir"

Bu tablo bizi diğer meselelerin yanı sıra şehir ve medeniyet tasavvurumuz ile bunların ayrılmaz bir parçası olan belediye hizmetleri üzerinde daha çok düşünmeye sevk ediyor. Bizim gözümüzde şehirler, kurucularının ve içinde yaşayan insanların aynası gibidir. Dünyayı ve hayatımızı nasıl idrak ediyorsak yaşadığımız şehirlere de öyle şekil veririz. Ecdadımız, ‘bir şehri aziz kılan o şehrin sakinleridir’ diyerek işte bu gerçeğe işaret ediyorlar.

Peki nasıl oldu da böylesine ince fikirli ve zevkli bir medeniyet müktesebatından son asırda böylesine hoyrat bir şehircilik geçmişine savrulduk. Bize göre şehirlerimizin uzun süredir malul olduğu sıkıntıların temelinde insan fıtratının bir kenara bırakılıp, bireysel hırslar elinde şekillendirilmesi yatıyor.

"AK Parti kadroları olarak şehirlerimizin, ülkemizin hizmetine koştuk"

Milletin değerlerine sahip çıkmayanların şehircilik mirasına sahip çıkması zaten işin tabiatına aykırı olurdu. Mazisiyle barışık olamayan geleceğini de sağlıklı bir şekilde inşa edemez. Türkiye uzun süre yönetimine hakim olan vizyonsuz, öngörüsüz, kifayetsiz, plansız, istikrarsız, umursuz, hastalıklı zihniyetlerin elinde örselenmiş ve oyalanmıştır.

Açık yüreklilikle kabul etmek gerekir ki bırakınız sonradan kurulanları, kadim şehirlerimiz dahi bu hastalıktan kendini kurtaramamıştır. Bizler tüm siyasi hayatı işte bu çarpıklıklarla, mücadeleyle geçen AK Parti kadroları olarak şehirlerimizin, ülkemizin hizmetine koştuk.

Eksiklerimiz, kimi zaman hatalarımız elbette olmuştur. Ama milletimiz ve tarih şahittir ki tüm samimiyetimizle ve gücümüzle ülkemizi maddi ve manevi medeniyet değerleriyle yeniden buluşturmak için çalıştık. Azmettik, gayrettik, çalıştık ve çalışacağız.

"Bizimkisi bir aşk hikayesidir"

AK Parti kurucu kadroları gençlik yıllarından beri takipçisi oldukları medeniyet davalarını belediye yönetimlerinde adımlarını attıkları hizmet mücadelelerini zamanla tüm ülkeye taşımışlardır ve taşımaya da devam edeceklerdir. Şuna inanıyorum; bizimkisi bir aşk hikayesidir. Aşk ise kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Laf ile aşk olmaz, ancak sevdiğinizde yok olursanız aşk olur.

"Cumhuriyet tarihinde yapılanların kat ve kat üzerinde eserler ortaya koyduk"

Belediyelerde başlayan bu büyük yürüyüşümüz TBMM, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığında sürekli gelişerek, genişleyerek sürmüştür. Bu süreçte şehirlerimizi mazisiyle barışık ve geleceği kucaklayacak hizmetlerle kavuşturmak amacıyla hem belediyelerde hem merkezi idare kurumlarında gece gündüz ter döktük. Her alanda olduğu gibi belediyecilikte de Cumhuriyet tarihinde yapılanların kat ve kat üzerinde eserler ortaya koyduk.

AK Parti belediyecilikte çığır açmış, milletimizin gönlünde bu hizmetleriyle yer edinmiş kadrolar tarafından kurulmuş bir partidir. AK Parti kadrolarının belediyelerdeki başarılarının gerisinde halka hizmeti hakka hizmet bilen bir paradigma değişikliği vardır.

Bu yaklaşımla emaneti korumayı ve ehline teslim etmeyi esas alan hizmeti memur, işçi, mesai süresiyle kısıtlamayıp, 24 saate, 7 güne yayan, vatandaşın her derdine derman olmak için çırpınan bir yönetim pratiği sergilenmiştir. Öyle ki bu kadro, belediye çalışanlarının yetişemediği temizlik gibi kimi hizmetlerin aksamadan yürümesini, parti teşkilatlarından gönüllüler vasıtasıyla gerçekleştirecek kadar kendini işine adamıştır.

"CHP çöptür, CHP çukurdur, CHP çamurdur"

Belediyecilikteki tecrübemizi ve birikimimizi sürekli zenginleştirerek, geliştirerek, büyüterek tüm Türkiye’nin hizmetine sunduk. Milletimizin karşısına 1994 Mahalli İdareler Seçimlerinde bu ülkenin CHP’den tevarüs ettiği çöp, çukur ve çamurla mücadele diyerek yola çıktık. Çünkü CHP çöptür, CHP çukurdur, CHP çamurdur. Öyle devraldık İstanbul’u ve onlardan tamamen arındırdık ve 2004’te yerel kalkınma başlıyor sloganını kullandık, o günden bu güne belediye başkanlarımızın önüne çok büyük hedefler koyduk.

Eğer çöp dağlarından İstanbul temizlendiyse, eğer Ümraniye’deki vahşi çöp depolama alanı patlamak suretiyle 39 vatandaşımız orada öldüyse herhalde bunu bir hesabının sorulması gerekirdi. Kimdi belediye başkanı? İlçede de CHP, Büyükşehirde de CHP… Bunların hesabını ne soran oldu ne hesabı sorulan oldu.

"Teslim alınamayan yerlerde hala susuzluk devam ediyor"

Bunları özellikle bilmemizin gereğine, önemine özellikle vurgu yapmak istiyorum. Her yer böyleydi. Ankara farklı mıydı? Hayır, Ankara da böyleydi. Ama buraları teslim aldık, aldıktan sonra İstanbul değişti, Ankara değişti. Ama teslim alınamayan yerlerde hala susuzluk devam ediyor. Ama ne Ankara’da ne İstanbul’da susuzluk denen bir şey kalmadı. Bütün mesele aşk meselesi, dertli olmak meselesi, inanç meselesi. Bunlarla bugünlere geldik. Altyapı, yol, kaldırım, su, çöp, hava kirliliği, temiz çevre bütün bunlar temel hizmet alanlarındaki sorunları çözmeden şehirlerimizi kalkındıramayız dedik.

Kaynak: TRT Haber