Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda "Fatih ve Yavuz'un ardından üçüncü sondaj gemimizi aldık” açıklamasında bulundu.

Erdoğan, geminin 11 bin 400 metre derinliğe inebilen altıncı nesil ultra deniz sondaj gemisi olduğunu kaydetti.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına Manisa'da dün akşam meydana gelen depremden dolayı vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı.

Geçen hafta, ülkenin birçok sıkıntıyla boğuşurken birilerinin ısrarla FETÖ'nün siyasi ayağı ve bununla bağlantılı bir şekilde yeni darbe teşebbüsü tartışması açmasının gerisindeki silsileye dikkat çektiğini anımsatan Erdoğan, "Maalesef aynı tartışmanın hala sürdürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu ülkede FETÖ meselesinin çok uzun ve derin sosyal, siyasi, kültürel kökleri olduğunu bilmeyen kimse yoktur. AK Parti'den önce olduğu gibi AK Parti döneminde de Türkiye bu süreci yaşamıştır." diye konuştu.

FETÖ'nün, diğer pek çok sivil toplum örgütü gibi toplumun ve hukukun meşru kabul ettiği sınırlar içinde faaliyet yürütürken tehdit ilan edilmediğine dikkati çeken Erdoğan, "Herhalde Sayın Ecevit'in CHP'nin veya DSP'nin Genel Başkanı olduğunu bilmeyen yoktur ve aradaki muhabbeti bilmeyen de yoktur. Ne zaman ki bu yapının eğitim, hayır, dayanışma sınırlarını aşıp devleti ele geçirmeye çalışan bir örgüt olduğu netleşmiştir, işte o zaman karşısında bizi, milletimizi ve hukuku bulmuştur. Türkiye'de FETÖ'nün serpilmesinde, büyümesinde güçlenmesinde herkesin payı olabilir ama bu ülkede FETÖ'yü terör örgütü olarak ilan edip ona savaş açan şahsım ve AK Parti'dir." değerlendirmesini yaptı.

"ERBAKAN HOCA'MIZDAN NEFRET EDERDİ"

"Bu süreçleri iyi bilen birisiyim. FETÖ'nün bu ülkede anlaşamadığı, görüşemediği tek lider var, o da merhum Erbakan Hoca'mızdır. Erbakan Hoca'mızdan nefret ederdi." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

" Hiçbir zaman bir araya da gelmemişlerdir ama şimdi Erbakan Hoca'mla beraber olduğunu iddia eden malum zat, ne yazık ki onun müritleriyle, onunla beraber dirsek temasında olanlarla beraber yürüyor. Onları herhalde ismen zikretmeme gerek var mı? İsraf olur.

Her gün birileri çıkıp FETÖ konusunda ahkam kesmeye çalışıyor. Halbuki bu ülkede vesayet güçleri yıllarca FETÖ'ye en küçük bir şekilde dokunmamıştır. Tam tersine 'Allah' diyen 'kitap' diyen, namaz kılan, eşi başörtülü kim varsa onları tasfiye etmenin yollarını aramışlardır. İrtica ile mücadele kisvesi altında din düşmanlığı yapılmasına elbette biz de milletimiz de rıza gösteremezdik. Başbakanlığım boyunca Yüksek Askeri şuralarda önüme tek bir FETÖ'cünün dosyası gelmedi. Gelen dosyalar hep mütedeyyin insanlarla ilgiliydi. Çünkü takiyeyi bir hayat biçimi haline getiren FETÖ'nün hiçbir mensubu dinle, diyanetle ilgili bir görüntü vermiyordu. Milletin değerleriyle uğraşmaktan kendi bünyelerini habis ur gibi saran FETÖ tehdidini görmeyenlerin bugün bizi suçlaması aslında kendi gafletlerini saklama çabasından başka bir şey değildir."

Yıllarca siyasi alanda insanları değerlendiren, ibadetlerinden, kıyafetlerinden dolayı onlara saldıranların durumlarının da aynı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunlar FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan ve mücadele başladıktan sonra birden karşımıza en büyük FETÖ savunucusu olarak çıkarak, aslında ne kadar omurgasız olduklarını göstermişlerdir. Demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet söylemlerini FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak, FETÖ tehdidini hafifletmek için kullananlar, bu millet için en az FETÖ zihniyeti kadar tehlikelidir. Bu kesimlerin, PKK için de ülkemize adeta savaş açmış her türlü iç ve dış odak için de aynı tutumu göstermeleri, zihniyet bozukluğunun konjonktürel değil yapısal olduğunun işaretidir. Bizim bu zırvalara cevap vermemizin tek sebebi ise milletimize olan saygımızdır. 

Meydanı, demokrasinin kendilerine sunduğu zemini, yalanları ve iftiralarıyla milleti zehirlemek için kullananlara asla bırakmayacağız. Türkiye'nin terörle mücadeleden ekonomiye kadar her alanda tarihinin en büyük mücadelelerinden birini verdiği şu dönemde, ülkenin ve milletin dikkatini dağıtmak, enerjisini heba etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Bu meseleyi izah edecek, ithamları cevaplandıracak, iftiraları atanların yüzlerine çarpacak ve yaşananları tarihe havale edeceğiz."

"BAŞBAKANLIĞIM BOYUNCA YAŞ'LARDA ÖNÜME TEK BİR FETÖ'CÜNÜN DOSYASI GELMEDİ"

Erdoğan, "Başbakanlığım boyunca YAŞ'larda önüme tek bir FETÖ'cünün dosyası gelmedi. Gelen dosyalar hep mütedeyyin insanlarla ilgiliydi." ifadelerini kullandı.

"FETÖ'YE KARŞI TEDBİRLERİ 2010 YILI İTİBARİYLE ALMAYA BAŞLADIK"       

FETÖ'ye karşı tedbirleri 2010 yılı itibariyle almaya başladıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Meydanı; demokrasinin kendilerine sunduğu zemini, yalanları ve iftiralarıyla milleti zehirlemek için kullananlara asla bırakmayacağız. Demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet söylemlerini, FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak, FETÖ tehdidini hafifletmek için kullananlar, bu millet için en az FETÖ zihniyeti kadar tehlikelidir."

"15 TEMMUZ'DA TEK BİR KİŞİ FETÖ'NÜN ÖZEL KORUMASINA MAZHAR OLDU O DA KILIÇDAROĞLU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz gecesi bir tek kişi FETÖ'nün özel ilgisine, himayesine, korumasına mazhar olmuştur, o da Kemal Kılıçdaroğlu'dur." ifadelerini kullandı.

"KONTROL SİZDE AMA BAŞARAMADINIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "'Kontrollü darbe...', doğru kontrol sizde ama başaramadınız." dedi.

Erdoğan, "Yargının FETÖ'nün tasallutundan kurtarılabilmesi için verilen mücadeleyi değersiz hale getirmeye ve hatta tam tersi göstermeye çalışan herkes hükmen FETÖ'cüdür." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,"FETÖ'nün, 40 yıllık birikimini riske atarak başlattığı 15 Temmuz darbe girişiminin sebebi bizim kararlılığımız değil midir? Tespit ettiğimiz her yerde ve her durumda örgütün tepesine bine bine muvazenelerini bozduk." diye konuştu.

"GEZİ OLAYLARI DEVLETİ, MİLLETİ HEDEF ALAN ALÇAK BİR SALDIRI"

Gezi olaylarının, tıpkı askeri darbeler, muhtıralar, terör örgütlerinin saldırıları, FETÖ'nün 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri gibi devleti, milleti hedef alan alçak bir saldırı olduğunu dile getiren Erdoğan, "Gezi olaylarının Türkiye'ye doğrudan maliyeti 1,4 milyar dolar iken dolaylı maliyeti ise 100'lerce milyar doları bulmuştur." ifadelerini kullandı.

"GEZİ'NİN VE BU KALKIŞMANIN ÖNÜNDE YER ALANLARIN HÜKMÜ ASLA DEĞİŞMEYECEK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Her kim Gezi olaylarını masum bir çevre hareketi olarak tanımlıyorsa ya gafildir ya da taammüden bu ülkenin ve milletin düşmanıdır. Hukukun her kararına elbette saygımız vardır ama bizim ve milletimizin gözünde Gezi'nin ve bu kalkışmanın önünde yer alanların hükmü asla değişmeyecektir."

"AVRUPA BİRLİĞİ'NİN LİBYA İLE İLGİLİ KARAR ALMA YETKİSİ YOK"

Avrupa Birliği'nin Libya ile ilgili olarak herhangi bir karar alma yetkisinin olmadığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şayet uluslararası toplumun da dahil olduğu görüşmelerden adil bir anlaşma çıkmazsa ki şu anda Trablus'un meşru yönetimi masadan çekilmiştir ki olumlu bir karardır, haklı bir karardır, isabetli bir karardır. Çünkü tezgah farklı dolaşıyor. Farklı yöne doğru gidiyor. Meşru Trablus yönetimini ülkenin tamamında hakimiyet kurması için destekleyeceğiz."

"İDLİB'İ GÜVENLİ BİR YER HALİNE DÖNÜŞTÜRMEKTE KARARLIYIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne pahasına olursa olsun İdlib'i hem Türkiye hem de bölge halkı açısından güvenli bir yer haline dönüştürmekte kararlıyız." dedi.

"FATİH VE YAVUZ'UN ARDINDAN ÜÇÜNCÜ SONDAJ GEMİMİZİ ALDIK"

Erdoğan, "Fatih ve Yavuz'un ardından üçüncü sondaj gemimizi aldık. 11 bin 400 metre derinliğe inebilen altıncı nesil ultra deniz sondaj gemisidir." ifadelerini kullandı.