Mimarlık tarihinin mihenk taşı Mimar Sinan, vefatının 431. yılında da dehası, eserlerindeki ustalık, mühendislik ve ince işçilikle hayranlık uyandırmaya devam ediyor.

Kayseri'nin Ağırnas köyünde doğan Sinan, Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul'a getirildi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde yeniçeri olan Sinan, Kara Buğdan seferinde Prut nehri üzerine 13 günde kurduğu köprü ile Kanuni Sultan Süleyman'ın takdirini kazandı ve daha sonra başmimarlığa yükseldi.

Dünyada 82 cami, 52 mescit, 55 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa, 6 su yolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 364 eserde imzası bulunan Mimar Sinan, 9 Nisan 1588'de 98 yaşında İstanbul'da vefat etti.

Yukarıdan bakıldığında pergel görünümünde olan Mimar Sinan'ın türbesi, "şaheseri" olarak nitelendirilen Süleymaniye Külliyesi'nde yer alıyor.

Mimar Sinan üzerine birçok eser ve makale kaleme alan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Yüksek Mimar Prof. Dr. Suphi Saatçi, Sinan'ın yaşadığı dönemde miras olarak devraldığı erken devir Osmanlı mimarlığının yapım teknolojisini ve mimarlık anlayışını geliştirerek çok büyük adımlar attığını söyledi.

Mimar Sinan'ın yaşadığı çağ ve kendisinden sonra gelenler üzerindeki etkilerine değinen Saatçi, "Özellikle hem tasarım alanında hem de yapısal kuruluş açısından taşıyıcı düzenini mühendislik birikimi sayesinde çok ileri düzeye götürdü. Hem sürekli hem noktasal taşıyıcı elemanları, yapı detaylarını yeni çözümlere götürerek Osmanlı mimarlık tarihinde büyük bir devrim yaptı. Bu yanı ile Sinan hem Osmanlı coğrafyasında hem de dünya mimarisinde Osmanlı mimarisinin özgünlüğünü ortaya koymuş oldu." diye konuştu.

Editör: TE Bilisim