Türkiye Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ankara Hakimevi'nde, "Çocuk Adalet Merkezi" kurulmasına ilişkin Erzurum Büyükşehir Belediyesi ile yapılan iş birliği protokolünün imza törenine katıldı.

Bakan Gül, burada yaptığı konuşmada, asıl olanın suça giden yolları ortadan kaldırmak olduğunu, bu konuda da toplumun her kesimine bir duyarlılık ve hassasiyet düştüğünü belirtti.

Üçüncü sayfa haberlerinde aile mefhumunu ve kadını tüm topluma deşifre edecek şekilde haberler yapıldığına dikkati çeken Gül, şöyle devam etti:

"Toplumun asla tasvip edemeyeceği değerleri, magazin uğruna, reyting uğruna aileyi ve kadını malzeme edenleri en ağır şekilde, şiddetle kınıyorum. Kadın, aile ve çocuk reyting uğruna, magazin uğruna feda edilebilecek bir konu değildir. Onlar, korunması gereken en kutsal değerlerdir. Medyadan da hukuktan da yargıdan da kolluktan da her alanda, toplumun bu konuda ödevleri vardır. Hep birlikte bu ödevleri yerine getirmek toplum olarak hepimizin ortak sorumluluğudur."

"Bir tek kadının şiddetle yüz yüze gelmediği vakte kadar çalışmaya devam edeceğiz"

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) ile kolluk ve adli destek müdürlükleri görevlilerine seslenen Gül, şunları kaydetti:

"Bir kadın, ŞÖNİM'e, karakola, adliyeye geldiğinde lütfen ama lütfen bu olayı sıradan bir olay olarak görmeyin. Öncesini, evveliyatını, mutlaka titiz bir şekilde araştırın, kanun, genelge, tüm mevzuat, teknik altyapı, personel, herkesin bu konuda büyük bir teyakkuz içerisinde olması lazım. O yakınmayla gelen kadının, yakınmasının feryada dönüşmemesi için her türlü gayreti göstermenizi sizlerden bekliyoruz. O yakınmanın feryada dönüşmemesi için hiçbir mazeretiniz yoktur. Bu konuda en büyük teyakkuzu göstermenizi sizlerden bekliyoruz. Şiddetin küçüğü büyüğü olmaz. O kapıya gelen kadın bir sonraki güne daha emin ve emniyet içerisinde başlamalıdır. Bunu sağlamak sizin elinizde. Bunun aması, fakatı da yoktur. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, bizim temel hareket noktamız bir tek vatandaşımızın, bir tek kadının dahi şiddetle yüz yüze gelmediği vakte kadar durmadan daha fazla çalışmaya devam edeceğiz."

Gül, bu konuda İnsan Hakları Eylem Planı'nda çok önemli adımlar ve hedefler olduğunu, 6284 sayılı Kanun ve ilgili tüm mevzuatlarla yaklaşımın da ortada olduğunu dile getirdi.

İnsan Hakları Eylem Planı'nda açıklandığı üzere, ısrarlı takip fiillerinin müstakil bir suç olarak düzenlenmesinin ve caydırıcı bir cezayla bu yasal düzenlemenin yapılmasının takip edilip en kısa sürede sonuçlandırılması gereken bir konu olduğunu aktaran Gül, "Hiçbir kadının ısrarlı takiple gerek teknolojik dijital SMS'lerle, sosyal medyadan ya da fiziki olarak evde, çarşıda, iş yerinde, pazarda bir başkasının tacizine, ısrarlı takibine maruz kalmasını kabul edemeyiz. Bu konuda caydırıcı cezaları, kanunlarımıza getirmeyi hedefliyoruz. Bu konuda en yakın zamanda netice alacağımıza yine inanıyoruz." diye konuştu.

"Sıfır tolerans ilkesini daha güçlü bir şekilde koruyarak sürdüreceğiz"

Boşanmış bir kadına şiddet fiili işleyen kişinin cezasının ağırlaştırılması ve buna benzer diğer tüm adımları da Eylem Planı'nda ortaya koyduklarını vurgulayan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlarla sınırlı değil. Bu konuda daha da fazlasını yapacağız. Bir kadının dahi şiddete maruz kalmaması için yaptıklarımızın, attığımız adımların ötesinde bu adımları da kanuni düzenlemeleri de en kısa zamanda yapma hususunda her türlü çabayı ortaya koyacağız ve hiçbir insanımızın, kadının şiddete maruz kalmadığı, çocukların suça sürüklenmediği bir toplumu hep beraber inşa edeceğiz.

Bu sadece hakimin, savcının, polisin, ailenin, öğretmenin, okulun da değil, hep birlikte, medyasıyla sivil toplumuyla, yerel yönetimiyle toplum olarak topyekun mücadele ve farkındalıkla bu tür insanlık dışı fillere karşı başarıyı hep beraber ulaştıracağız. Kadına yönelik şiddete asla ama asla tolerans tanıyamayız. Sıfır tolerans ilkesini daha güçlü bir şekilde koruyarak sürdüreceğiz. Bu konuda hangi adım, mevzuat, düzenleme gerekiyorsa bunların da yine hükümetimiz olarak takipçisi olacağız. Mücadelemizi bu konuda sürdüreceğiz."