Genç TV’de Elif Evrensel’in hazırladığı ve sunduğu “Diğerleri” programının son bölümünde, bu kez doğrudan bir yabancı yatırımcının yaşadıkları ekrana taşındı. İran’dan, çocukları için daha özgür, daha seküler ve daha güvenli bir hayat arayışıyla ülkeye gelen Valinia, resmi “güvenli yatırım” söylemi ile pratikte yaşananlar arasındaki farkı anlattı.
İran’daki siyasi baskıdan uzaklaşmak isteyen Valinia, farklı ülkeleri değerlendirdikten sonra Kıbrıs’ı tercih etti. Adayı “her milletten insanın bir arada yaşadığı, bir bahçedeki farklı çiçekler gibi” sözleriyle tanımladı; ancak konut yatırımı ve ikamet süreci, bu renkli tablonun ardındaki yapısal sorunları da görünür kıldı.
Projeden Ev, Bitmeyen İnşaat ve Kâğıt Üzerindeki Mülkiyet
Valinia, 2023 yılında henüz tamamlanmamış bir projeden 139 bin sterline daire satın aldı. Kapora ve sözleşme ödemelerini yaptı, taksitleri hâlen ödüyor. Yaklaşık 2 yıl 9 ay geçmesine rağmen tapu devri yapılmadı; konut hâlâ teslim edilmedi.
Sözleşmeye göre firmanın evi 2,5 yıl içinde teslim etmesi gerekiyordu. İlk 4 aylık gecikme tazminatsız, sonrasında ise aylık yalnızca 250 sterlin gecikme bedeli öngörülüyor. Valinia bugün Lefkoşa’da 500 sterlin kira ödüyor. Bu durum, sözleşme standartlarının yatırımcıyı korumadığını, yükün tamamen alıcıya bırakıldığını ortaya koyuyor.
Programda, tapu devri gerçekleşmeden mülkiyet hakkının oluşmadığı, satış sözleşmesinin tek başına hiçbir güvence sağlamadığı vurgulandı.
Geriye Yürüyen Yasalar ve Öngörülemeyen Maliyetler
Valinia’nın sürecini ağırlaştıran en kritik unsur, vergi oranlarının değişimi oldu. Kapora gönderildikten sonra tapu harcının %6’dan %12’ye çıkarılması, önceden yapılan tüm mali planlamayı bozdu.
Valinia, bu değişikliğe dair kendisine ne emlak danışmanı ne de resmi kurumlar tarafından bilgi verilmediğini anlattı. Programda mevzuatın:
-
sık ve plansız değişmesi,
-
uzman görüşü alınmadan hazırlanması,
-
kısa sürede tekrar değiştirilmek zorunda kalınması
yoğun şekilde eleştirildi.
Ayrıca yabancılara tek konut hakkı getiren düzenlemenin geriye dönük uygulanması da ciddi tartışma yarattı. Birden fazla konut edinmiş yatırımcıların zorunlu satışa yönlendirildiği belirtildi.
İkamet İzni, “High Income” Şartı ve Blokeli Hesap
Valinia, ev sözleşmesinin ikamet izni için yeterli olacağını düşünürken ilk şoku burada yaşadı. “High income” kapsamında bankaya belirli bir tutarın yatırılması ve hiç dokunulmadan bekletilmesi gerektiğini bu aşamada öğrendi.
Sınırlı birikimini:
-
konut taksitleri,
-
blokeli hesap,
-
yaşam giderleri
arasında bölmek zorunda kaldığını söyledi. İkamet mevzuatının net, tutarlı ve erişilebilir olmaması programda özellikle vurgulandı.
Dövizle Gider, TL ile Gelir: Yatırımcının Daralan Ekonomik Alanı
Çalışma izniyle kayıtlı bir işte çalışan Valinia, maaşını Türk lirası ile aldığını; buna karşın kira, eğitim, araç ve temel tüketim giderlerinin sterlin olduğunu ifade etti.
TL’nin hızlı değer kaybı, yatırımcı ve çalışanların ortak sorunu olarak öne çıktı.
Sunucu Elif Evrensel, barınma ve ulaşım maliyetleri bu kadar yüksekken asgari ücret tartışmalarının tek taraflı yürütülmesini eleştirdi. Toplu taşımanın olmayışı, her haneyi iki araca mahkûm eden ve yakıt giderlerini artıran temel sorunlardan biri olarak gösterildi.
Eğitim ve Sağlıkta Yük Vatandaşa ve Yabancıya Devrediliyor
Valinia’nın çocukları devlet okuluna gidiyor. Öğretmenlerin ilgisinden memnun olsa da, okul müdürlerinin bakanlıktan gelen kaynağın yetersizliği nedeniyle sponsor ve bağış aramak zorunda kaldığını dile getirdi.
Yarım gün eğitim nedeniyle etüt ücretleri de eklenince, bazı ailelerde maliyetin özel okul seviyesine yaklaştığı belirtildi.
Sağlık sisteminde ise, “ikamet alırsan devlet hastanesi bedava” söyleminin gerçeği yansıtmadığı ifade edildi. Devlet hastanelerinin özel sektöre göre ucuz olduğu, ancak ücretsiz olmadığı, cihaz yetersizliği nedeniyle sık sık özel hastanelere yönlendirme yapıldığı aktarıldı.
“Üçüncü Ülke Vatandaşı” Etiketi ve Ayrımcılık Hissi
Valinia, “üçüncü ülke vatandaşı” ifadesinin kendisinde rahatsızlık yarattığını söyledi. Hem yatırım yapan hem çalışan hem vergi ödeyen biri olarak sistemde ikincil hatta üçüncül bir statüde hissettiğini belirtti.
Günlük hayatta insanların sıcak ve kapsayıcı olduğunu, asıl sorunun mevzuat ve idari uygulamalarda bulunduğunu vurguladı.
“Açık Gözle Gelin, Bitmiş Ev Alın, Sistemi Talep Edin”
Programın sonunda Valinia, yatırım yapmak isteyenlere ne teşvik ne de caydırma mesajı verdiğini belirterek şu çağrıyı yaptı:
“Gelin, görün, araştırın, açık gözle karar verin.”
Bitmemiş projelerden ev almanın özellikle tüm birikimini tek konuta bağlayanlar için yüksek risk taşıdığını, imkânı olanların bitmiş konutları tercih etmesi gerektiğini söyledi.
Evrensel ise, yabancı yatırımcı hedefleyen bir ülkenin şeffaf, öngörülebilir, veri temelli ve insan odaklı bir mevzuat kurmadan “güvenli yatırım” söylemini sürdürülemeyeceğini vurguladı.
Program, Valinia’nın “Burası çok güzel bir ülke, tek ihtiyacı daha iyi bir sistem.” sözleriyle kapandı.