Yugoslavya'nın parçalanmaya başlamasının ardından 29 Şubat-1 Mart 1992'de yapılan referandumla bağımsızlığına kavuşan Bosna Hersek, bağımsızlığının 27. yılını kutluyor.

Nüfusunun çoğunluğunu Müslüman Boşnakların oluşturduğu ülkede, 1992-1995 yıllarında yaşanan kanlı savaşın izleri hala tam olarak silinmezken, savaşı sonlandıran Dayton Barış Anlaşması'nın getirdiği karmaşık siyasi yapı da ülkenin tam bir istikrara kavuşmasına izin vermiyor.

Dış politikada öncelikli hedefi Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik olan Bosna Hersek, yıl içinde "aday ülke" statüsü almayı beklerken, bir diğer stratejik hedef olan NATO üyeliği ise ülkedeki Sırp temsilcilerin karşı çıkması nedeniyle çıkmaza girmiş durumda.

Öte yandan, kayıtlı işsizliğin yüzde 20 civarında olduğu ülkede, son yıllarda görülen ekonomik sebeplere bağlı göçler de en büyük problemler arasında gösteriliyor.

Gerek Avrupa'nın birçok ülkesine yakınlığı gerekse sahip olduğu doğal zenginlikler bakımından yatırımlar için büyük potansiyellere sahip Bosna Hersek, bu noktada da karmaşık siyasi yapısının kurbanı oluyor.

Bağımsızlık referandumu

Hırvatistan'ın 1991'de bağımsızlığını ilan etmesi ile Hırvat ve Yugoslav askerler arasında başlayan çatışmalar, Bosna Hersek'e de sıçradı. Sırpların kontrolündeki Yugoslav ordusu, nüfusunun büyük çoğunluğunu Hırvatların oluşturduğu Ravno köyüne saldırdı. Bu saldırı ile savaş gayriresmi olarak Bosna Hersek'e de taşındı.

Yugoslavya'nın parçalanmasını kendi lehine kullanmak isteyen Bosna Hersekli Hırvat ve Sırplar da ülke topraklarını kendi aralarında paylaşmak istedi. Hırvatlar 18 Kasım 1991'de Hersek-Bosna Hırvat Cumhuriyeti'ni, Sırplar ise 9 Ocak 1992'de Sırp Cumhuriyeti'ni ilan etti.

Slovenya ve Hırvatistan'ın bağımsızlıklarını kazanmalarının akabinde Bosna Hersek'te de bağımsızlık referandumu kararı alındı. Daha sonra savaş suçundan hüküm giyecek olan Bosnalı Sırpların o dönemdeki lideri Radovan Karadzic öncülüğündeki Sırplar, referanduma karşı çıktı.

Editör: TE Bilisim