Basın Emekçileri Sendikası Başkanı Ali Kişmir, Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan Yerel İş gücü istihdamının Desteklenmesi (Değişiklik) Tüzüğü kapsamında basın sektörü çalışanlarının destek ödemesi alacak sektörler kapsamı dışında bırakmasını sosyalm medya hesabından sert bir dille eleştirdi.

İşte o açıklama;

SİZ ONUR NEDİR BİLİR MİSİNİZ?
İki gün önce telefonum çaldı…
Arayan bir basın kuruluşunun yönetici pozisyonundaki bir arkadaşımdı…
“Başkan, sendika olarak yaptığınız gıda yardımını takdirle karşılıyorum, çok teşekkür ederim. Senden bir isteğim var, bu gıda paketlerinden bir tane de bana ayırırsan ve yanına alırsan ben de gelir senden alırım” dedi…
İnanınız o an kahroldum!..
Bana, “Benim görevimdeki bir insanın bu duruma düştüğünü basın emekçisi kardeşlerim görürse daha da bir karamsarlığa düşeceklerdir. O nedenle senden ricam kimsenin bu yardımdan haberi olmasın” dediği anda gözlerimden yaşlar döküldü…
Gün 24 saat görevinin başında olan ve sırf yönetimi altında olan çalışanlar maaşlarının bir kısmını alabilsin diye kendi maaşını feda eden bir insandan bahsediyoruz!..
Bunun gibi kaç örnek var biliyor musunuz?
Sadece ilk gün basına 56 tane yardım paketi dağıttık…
Ki bunların yarısından fazlası kendileri gelip de bu paketleri almayı onurlarına yediremediler!..
Çünkü çalışıyorlar…
Hem de yüksek riskli ortamlarda!..
Keyfi gelen “Açıklama yapacağım” diyor, basın emekçileri oraya…
Bakanın birisi yurtlarda şov yapmaya karar veriyor, basın emekçileri oraya…
Bir yerde Covid-19 vakası çıkıyor, basın emekçileri oraya…
Kaza oluyor, insanlar ölüyor, basın emekçileri oraya…
Yurtdışından insanlar ülkeye getiriliyor, basın emekçileri oraya…
Kısacası, memlekette gelişen en ufak bir olayı “Evde kal” sloganıyla, evinde kalan insanlarımızın evlerine kadar en doğru şekilde ulaşmasını sağlamak için basın emekçileri gün 24 saat görevlerinin başında!..
Peki, sonuç?
Hükümet edenler tarafından, bir poşet içerisine hazırlanmış gıda paketine muhtaç bırakılıyorlar!..
Ki o yardımı da hükümet falan yapmıyor!..
Biz basın emekçileri dayanışarak bu paketleri hazırlıyor ve ekmeğimizi ortak bir şekilde paylaşıyoruz!..
En duygulandığım an ise telefonuma gelen, “Başkan, ben maaş alamadım ama annemlerde kalıyorum. Allah’a şükür onların durumu şimdilik kendi kendilerine yetecek güçte. O nedenle benim hakkımı başka ihtiyaçlı bir insana verebilir misin” mesajı okuduğum an yaşadım…
Böyle onurlu bir mesleğin hakkını onurlu bir şekilde veren yüzlerce insanın temsil edildiği bir sendikanın başkanı olmaktan gurur duydum…
Evet, bir tarafım yıkıldı…
Kahroldu…
İçim acıdı, hala daha da acımaya devam ediyor…
Ancak diğer taraftan dili, dini, ırkı ve rengi fark etmeksizin bu kadar onurlu ve ekmeğini bölüşmeye hazır insanlarla bu yolu yürümenin mutluluğu var yüreğimde…
Ve işte bu bana gelecek adına umut veriyor…
Sahi, sorması ayıp ama siz hükümet edenler, bu insanların taşıdığı ve hiçbir şartta ayaklar altına almadığı “Onur” kelimesinin ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
İnanınız, biz, sizlerin o koltukları kaybetme korkunuz kadar aç kalma korkusu yaşamıyoruz…
Çünkü biz, onurumuzu da saygımızı da koltuklarla kazanmış insanlar değiliz…
Düştükçe kalkmasını, kalktığımızda da saltanatları yıkmasını biliriz…

Editör: TE Bilisim