CTP Lefkoşa Milletvekili Fikri Toros, sosyal medya hesabından yayınladığı açıklama ile hükümetin aldığı ekonomik tedbirler paketini değerlendirdi.

Toros, şunları yazdı:

"Kovid-19 krizinin ekonomik etkileri yönetilirken, dar ve sabit gelirli çalışanları koruyarak ekonomik aktivitenin devamını sağlayacak önlemlere öncelik verilmeliydi. Bu da özetle, ekonomiye “taze kan” niteliğinde ek kaynak pompalamakla mümkün olabilirdi.
Diğer ülkelerden birkaç örnek vermek gerekirse, Amerika Merkez Bankası’nın ilk etapta sağladığı 2 trilyon Dolar, Avrupa Merkez Bankası’nın sağladığı 750 milyar Euro ve IMF’in sağladığı ek kaynaklar gibi.
Hükümetin açıkladığı “ekonomik tedbirler ve destek paketi”, krizden kaynaklanan arz ve talep şokunu ele alacak şekilde kurgulanmadığı için bir yıkıma yol açacaktır!
Şu an itibarıyla her kesimden gelen sert tepkiler, bunu teyit etmektedir.

Kamu çalışanları ve emekli maaşlarında %50’lere varan oranlarda bir kesinti yapılması;
Belediyelere sağlanan katkılarda 25% kesinti yapılması;
Özel sektör çalışanlarına sağlanacak olan aylık TL 1,500 desteğin sadece KKTC ve TC uyruklulara sınırlandırılması;
ekonomik çarkın dönebilmesi için gerekli olan tüketim gücünü ve haliyle talebi daraltacaktır! Ayrıca, özel sektör çalışanları arasında üçüncü ülke uyruklulara yapılan ayrımcılık insani değerlerle bağdaşmadığı gibi, adaletten yoksun ve kabul edilemezdir!

Bunların yanısıra, faaliyetlerinin durmasıyla iş mağduriyetine uğrayan işletmelerin fahiş finansman maliyetlerinde herhangi bir indirim;
vadesi gelen çeklerde yaşanması olası ödeme güçlüklerini hafifletecek bir düzenleme; ve vergi ödeme tarihlerinde bir erteleme olmaması, nakit akışlarını sekteye uğratacak, karşılıksız çek ve tahsili gecikmiş alacakların artmasına neden olacaktır. Tüm bunlar tedarik zincirine de engel teşkil edecektir. Türkiye’de, çalışanı işten çıkarmamak kaydıyla, sektör ayrımı yapmaksızın işletmelere 6 ay faizsiz, ve 36 aya varan %7.5 faizli finansman olanakları yaratılmıştır.

Bu kararlar çerçevesinde yaratılmaya çalışılan fonlar, maaş kesintileri yerine aşağıdaki enstrümanlarla yapılsaydı, alım gücü korunur, işletmeler azami üç ayda gelirlerini normalleştirir ve çalışanların da işlerini kaybetme riski ortadan kaldırılırdı :
Merkez bankası ticari bankalara ek likidite sağlayarak, borçlulara faiz desteği ve borç yapılandırma imkanları sağlanabilirdi.
İşletmelerin finansal sağlıkları için, devlet destekli bir program çerçevesinde Merkez Bankası reeskont kredisi, Kalkınma Bankası işletme kredisi, ve özel KOBİ destek finansmanı gibi imkanlar yaratılabilirdi.
Tasarruf Sigortası Mevduat Fonu katkı priminden karşılanmak üzere, bir faiz destek programı geliştirilebilir ve bu da borç faiz oranlarında bir indirim imkanı yaratabilirdi.
İç borç finansmanı kullanılabilirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde bulunan fonlar esas amacı olan istihdam desteğine yönlendirilebilirdi.
Dış kaynak desteği temin edilmesi yönünde etkili diplomatik girişimler yapılabilirdi.

Bu tür krizlerin sosyo-ekonomik etkilerine karşı mücadelede başarının sırrı, sabit ve dar gelirli hane halkı ile özel sektör işletmelerini güçlendirmekte yatar; fakirleştirmekte değil"