Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), üreticilere ve yerli ürünlere yöneltilecek her tür saldırının karşısında olduğunu kaydederek, “Ürünlerimizi ‘pahalı, kalitesiz’ göstermeye çalışanlara, üretimi durdurup bizi dışa tam bağımlı hale getirmek isteyenlere, üreticimizin hakkına hukukuna halel getirmeye çalışanlara karşı mücadelemiz sürecek” açıklamasında bulundu.
Odadan yapılan yazılı açıklamada, bir grup ithalatçı iş insanının yerli üretimi, hor gören, itibarsızlaştıran ve aşağılayan ifadeler kullanarak bir bildiri yayımladığı savunuldu, “Yerli ürününü kötüleyen, kendi ülkesini de kötüler” denildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Suyumuza, zeytinimize, patatesimize, bulgur, et ve süt ürünlerimize yapılan bu itibarsızlaştırma girişimlerini aynı zamanda bizi biz yapan değerlere yöneltilmiş sistematik bir saldırı olarak görmekteyiz. Bu saldırgan tutum, zeytincilik sektöründe, patates ekimi, buğday üretimi,  içme suyu üretimi sektörlerinde çalışan binlerce emekçi ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren on binlerce insanımızın yanında, hepimize karşı ortaya konmuş bir tutumdur. Yerli üretime bakış, sektörlerin rekabet edebilirliği, istihdam ve ülkede yarattığı katma değer perspektifinden olmalıdır. 
Sektörlerin gelişmesine, yatırımlarını artırarak ülkedeki üretimi artırmasına imkân vermektense, bu yatırımların kötülenerek gelişmesinin önünü kesmek, bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir. 
Bu yakışık olmayan tutum, bugün kendi ülkesinin üretimini kötüleyenin, yarın ülkesini de kötüleyeceği düşüncesini akıllara getirmektedir.
Sanayi Odası olarak, çiftçimizin, hayvancımızın, sanayicimizin, zeytin, buğday, patates, et ve süt ürünlerini işleyerek, ülkemizde daha fazla katma değer yaratılmasını sağlayan tüm üreticilerle gurur duymaktadır.
Güneye karşı rekabet gücümüzü azaltan unsurun sanki yerel üretimmiş gibi gösterilmesi son derece yanlış bir argümandır ve maksatlıdır. Yapılan araştırmalar, kasaplık et dışında, özellikle ülkemizde üretimi olmayan ürünlerde kuzeyin daha pahalı olduğunu, üretimi olmayan ürünlerde fiyatların tedarikçinin insafına bırakıldığını ortaya koymaktadır. Bu da yerli üretimin aslında iç piyasayı ne kadar dengelediğinin açık bir göstergesidir. 
Diğer yandan ülkemizde üretimi olan süt ürünlerinden, tarım ürünlerine, temizlik ürünlerinden, gıda ürünlerine pek çok ürünün fiyatının, üzerinde fon olsalar dahi, güneye göre daha ucuz olduğu da ortadadır.
Ülkemizde özellikle bazı kesimler, ekonominin turizme dayalı olduğu gerekçesini öne çıkararak,  üretim sektörlerin korunmasına karşıdır. Bu yıkıcı ve gerçeklerle bağdaşmayan “turizm adalarında üretim olmaz” anlayışı neticesinde Kıbrıs Türkü üretimden koparılmış dışa bağımlı hale getirilmiştir.
Şöyle ki; ihracatın ithalatı karşılama oranı ülkemizde yüzde 6,7 iken, Güney Kıbrıs’ta bu rakam yüzde 28,8, Malta’da yüzde 48,7’dir.”

Ülke olarak zor dönemlerden geçildiğinin anımsatıldığı açıklamada, şunlar da ifade edildi:
“Tüm kesimlerle diyalog içerisinde iş birliği yapılmasını hep savunduk. Kimseleri suçlayarak, kötüleyerek bir yere varılamayacağı anlayışını benimsedik.  Mal ve hizmet üretimine dayalı bir ekonomik yapı için birlikte mücadele etmemizin gerekliliğine inandık.
Ancak Kıbrıs Türk Sanayi Odası olarak, on binlerce insanın sorumluluğunu taşıdığımızı kimse unutmasın. Bu bilinçle üreticilerimize ve yerli ürünlerimize karşı yöneltilecek her tür saldırının karşısında dimdik duracağımızın da bilinmesi gerekmektedir. Ürünlerimizi pahalı, kalitesiz göstermeye çalışanlara, ülkede üretimi durdurup bizi dışa tam bağımlı hale getirmek isteyenlere, üreticimizin hakkına hukukuna halel getirmeye çalışanlara karşı mücadelemizi sürdürmekten asla çekinmeyeceğimizi de ortaya koyuyoruz.”