Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, “Birleşmiş Milletler’in BM kararları, uluslararası hukuk ve Genel Sekreter’in yetkileri temelinde Kıbrıs müzakerelerine ortak zemin ve çerçeve belirlemek için ne yapmak niyetinde olduğunu” işitmeyi bekliyor.

Fileleftheros’un haberine göre Anastasiadis bunları, “17 Mart 1826 Ay. Napa Savaşı”nın yıldönümü nedeniyle eski Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos’un da katılımıyla dün Ay. Napa’da düzenlenen törende söyledi.  

Gazetecilerin, ay sonunda Ada’ya gelmesi beklenen Jane Holl Lute ile görüşmesinden beklentisini sormasına karşılık Anastasiadis, “BM’nin, Kıbrıs müzakerelerine ortak zemin ve çerçeve belirlemek için BM kararları, uluslararası hukuk ve Genel Sekreter’in yetkileri temelinde ne yapmak niyetinde olduğunu işitmeyi bekliyorum” dedi.

Türkiye ve KKTC’nin kapalı Maraş’la ilgili çalışmaları sürerken Kıbrıs sorununda yeni bir beşli konferans düzenlenmesinin mümkün olup olamayacağı sorusuna karşılık “Bu elbette Türk ve Kıbrıs Türk taraflarının tez ve eylemlerinden ortaya çıkacak” diyen Anastasiadis, Rum tarafının “uzlaşılanlar, BM kararları ve Genel Sekreter’in yetkileri çerçevesinde verimli bir diyalogdaki kararlılığını” belirtti.

Anastasiadis “Ay. Napa Savaşı” anıtının açılış töreninde yaptığı konuşmada ise “İsteğimiz, arzu ettiğimiz, hedeflediğimiz Kıbrıs’ı işgal askerlerinden, garantilerden ve üçüncü taraflara her türlü bağımlılıktan kurtarmaktır” dedi, özetle şunları ekledi:

“YETER Kİ BİZİ KENDİ BAŞIMIZA BIRAKSINLAR”

“Müzakerelere kararlılıkla ama daha çok da siyasi eşitliğin siyasi eşitsizlik haline dönüştürülemeyeceği hassasiyetiyle katıldık. Karşılıklı saygı olması gereğine katılıyor ve kabul ediyoruz ancak karşılıklı saygı tek taraflı olmaz, her iki tarafın da göstermesi gerekir. Kıbrıs halkı yüzyıllarca barış içinde yaşadı, yaşamaya devam edebilir yeter ki bizi bağımsız egemen ve kendi başımıza bıraksınlar. İstediğimiz devlet budur. Mücadelemiz budur. Türk ve Kıbrıs Türk tarafınca müzakere masasına konulan diğer seçenekleri kabul edilmez, bu tür önerilerle uluslararası hukuka, Avrupa müktesebatına uygun çözüm olamaz.”

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz Barış Harekâtı’nın yıl dönümünde yapacağı KKTC ziyareti sırasında çok önemli açıklamalar yapacak olmasından kaygı duyduğunu belirterek “Kıbrıs sorununda şekillenen durum çok zor ve tehlikeli “ dedi.

Kiprianu bir “kayba” ait kalıntılar için düzenlenen cenaze töreninde yaptığı konuşmada Kıbrıs sorununun, Türkiye’nin iki devlet gibi “uzlaşmaz” talepleri yüzünden çözülemediğini söyledi, özetle şunları ekledi:

“TAKSİM, TÜRKİYE İLE SINIRDAŞ OLMAK DEMEK”

“Soru şu: biz Türkiye’nin hedeflerini imkânsız hale getirebilir miyiz? Doğru çözüm zemininde iş birliği yapmaya zorlayabilir veya bedelini ödeyerek ifşa olmasını sağlayabilir miyiz? Fazlaca yöntem yok. Ancak çelişki, gerileme ve taktikçilik yapmadan, ırkçı zihniyet olmadan, iyi hazırlanmış olmak ve elimizdeki bütün argümanları değerlendirmek şartı ile uzlaşılmış çözüm zemininde ısrar edersek başarma olasılığımız olur. Zaman lüksümüz olmadığını anlamak zorundayız. Durumumuz zor, taksim kapımızı çalıyor. Taksim demek, ülkemizin Türkleşmesi demek. Taksim demek, Türkiye ile aynı vatan içerisinde sınırdaş olmamız demek. Cenevre’nin sonucu hayal kırıcıydı. Türk tarafı iki devlet çözümü tezini artık resmî olarak da sundu ki bu bizi çözümden ve yeniden birleşmeden uzaklaştırıyor.”