Türkiye’de Can Dündar, Erdem Gül ve Enis Berberoğlu'nun, MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin, "silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan yargılanmasına devam edildi. 
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kapalı yapılan yedinci duruşmada, tutuksuz sanık Erdem Gül hazır bulundu. Başka suçtan tutuklu CHP Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu ise SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Duruşmada söz alan Berberoğlu'nun avukatlarının, yeniden milletvekili seçildiğini için dokunulmazlığını tekrar elde ettiğinden, yargılamanın Berberoğlu yönünden durdurulup, dosyanın ayrılarak TBMM'ye gönderilmesi gerektiğini söylediği öğrenildi.
Mahkeme heyeti de bazı sanık avukatlarının esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verdi.
Berberoğlu'nun avukatlarının davanın müvekkilleri yönünden durdurulması talebinin de gelecek celse değerlendirilmesini kararlaştıran heyet, duruşmayı erteledi.
Bu arada, duruşma öncesinde İstanbul Adliyesi'nin karşısındaki alanda CHP milletvekilleri Tuncay Özkan ve Ali Şeker ile bir grup partili bir araya geldi.
Tuncay Özkan, grup adına yaptığı açıklamada, Berberoğlu'nun Atatürkçü bir kişi olduğunu belirterek, "Yaşamı Atatürkçü olarak devam etmiştir. Gençlik kollarımızdan itibaren partimizin bir üyesidir. Enis Berberoğlu'na kim Fetullahçı diyorsa o Fetullahçı'dır. Enis Berberoğlu Fetullahçı falan değildir. Biz onun Atatürkçülüğü'ne, CHP'liliğine kefiliz, kefaletimiz devam etmektedir." dedi.
Özkan, bu davaların yıldırma amaçlı olduğunu savunarak, CHP olarak demokrasi mücadelelerini parlamentodan başlayarak sürdüreceklerini ifade etti.
Bir basın mensubunun, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Twitter hesabından paylaştığı karikatür nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan soruşturma başlattığını hatırlatarak, bu konudaki görüşünü sorması üzerine Özkan, "Arkadaşlarımız başta olmak üzere hepimiz o karikatürü paylaşacağız. Hepimiz hakkında dava açabilirler. Ülkede gülmeye, ülkede mizaha, karikatüre, sanata, kültüre izin vermeyen her anlayış, karşısında Cumhuriyet Halk Partisi'nin çelik iradesini bulacak." diye konuştu.
DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak" ile ''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlarından tutuklanmıştı.

Başsavcılıkça hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonunda Dündar ve Gül hakkındaki kararını, 6 Mayıs 2016'da açıklamış, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçundan Dündar'ı 5 yıl 10 ay, Gül'ü ise 5 yıl hapisle cezalandırmıştı.
Dündar ve Gül hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan beraat hükmü kuran heyet, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan dosyayı ayırmıştı.
BERBEROĞLU'NA DA YARGILAMA
Yargılanma sürecinde Can Dündar'ın "Bana görüntüleri solcu bir milletvekili verdi" şeklindeki açıklaması ve cezaevinde tutukluyken yazdığı "Tutuklandık" adlı kitaptaki bilgileri değerlendiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında soruşturma açmıştı.
Soruşturma sonucunda Berberoğlu hakkında, Adana ve Hatay'da yasa dışı yollarla durdurulan MİT tırlarının görüntülerini Can Dündar'a verdiği gerekçesiyle, "devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme" ve "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından 30 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
Sanık Berberoğlu'na açılan davanın 21 Eylül 2016 tarihli ilk duruşmasında, dosyanın aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle Dündar ve Gül'ün yargılandığı dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmişti.
Mahkeme heyeti, 14 Haziran 2017'deki duruşmada sanık Berberoğlu'nun, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırılması, öngörülen hapis cezası gereği tutuklanmasını kararlaştırmıştı.
Berberoğlu'na, "örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan açılan dava dosyası ise aynı suçtan yargılanan Dündar ve Gül'ün dava dosyasıyla birleştirilmişti.
Davanın 20 Aralık 2017'deki duruşmasında sunulan savcılık mütalaasında, sanıklar Dündar, Gül ve Berberoğlu'nun, "amaç ve eylem birliği ve bütünlüğü içinde, terör örgütünün hiyerarşisine dahil olmaksızın terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçunu işledikleri belirtilerek, her birinin 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.