Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Haşmet Hanağası, dünyada her 3 saniyede bir hastaya demans (bunama) teşhisi konulduğunu belirterek, günümüzde 50 milyon civarında olan hasta sayısının 2050'de 152 milyona çıkmasının öngörüldüğünü bildirdi.
Dernekten yapılan açıklamaya göre, Abdi İbrahim'in desteği ile 21 Eylül Dünya Alzaymır Günü kapsamında düzenlenen basın toplantısında hastalığa dikkati çekildi. 
Toplantıda konuşan Hanağası, dünyada ve Türkiye'de alzaymır hastalığının hızla arttığını belirterek, Türkiye'de olduğu gibi hızla yaşlanan toplumlarda, alzaymır hastalığı ve diğer demans hastalıklarının, en sık görülen sağlık problemleri olduğunu anlattı.
Hanağası, alzaymırın, demans hastalıklarının yaklaşık üçte ikisinin sorumlusu olduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"Dünyada her 3 saniyede bir hastaya demans teşhisi konuluyor. Her 20 yılda demanslı hasta sayısı ikiye katlanıyor ve günümüzde 50 milyon civarında olan hasta sayısının 2050'de 152 milyona çıkması öngörülüyor. Ülkemiz gibi yaşlı nüfusun hızla arttığı bölgelerde, artış oranı 20 yıl içinde 5 katına kadar çıkabilir. Hastalığın artmasıyla birlikte maliyet de artıyor. Alzaymır hastalığı ve demans tüm dünyada 1 trilyon doların üzerinde maliyete neden oluyor.
Alzaymır hastalığı ve diğer pek çok demansa erken dönemde tanı konulamamaktadır. Erken tanı çok önemlidir. Unutkanlık ve diğer zihinsel yakınmalar ile gelen hastalar mutlaka detaylı bir şekilde muayene edilmeli ve gerekirse detaylı testler yapılmalıdır. Erken tanı, hasta ve hasta yakınlarına gerekli desteğin verilmesi, sosyal ve hukuksal düzenlemelerin yapılması, uygun tedavilere başlanması için büyük önem taşımaktadır."
KIŞ ALZAYMIR HASTALARINA İYİ GELMİYOR 
Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Işın Baral-Kulaksızoğlu da alzaymır hastalarının genel olarak yaz sonu ve sonbaharda hem zihinsel hem de davranışsal olarak daha iyi olduğuna dikkat çekti.
Kanada, ABD ve Fransa'da yapılan 3 bin 500 hastanın dahil edildiği çalışmaya değinen Kulaksızoğlu, çalışmanın yaz-sonbahar ile kış ayları arasında neredeyse 5 yıllık bir zihin kapasite farkı olduğunu belirtti. 
"HAVA KİRLİLİĞİ BUNAMA İÇİN RİSK YARATIYOR"
Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Başar Bilgiç ise hava kirliliğinin insan sağlığına olumsuz etkilerinin dışında bunamayı da beraberinde getirdiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Araştırmalar hava kirliliğinin olduğu yerlerde yaşayan kişilerde, bunama riskinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Hava kirliliği, alzaymır hastalığında beyinde biriken 'amiloid' isimli protein birikimini tetikliyor ve beyinde 'inflamasyon' denen iltihabi duruma yol açıyor. Hava kirliliği yaratan partiküller ne kadar küçükse beyin hücrelerinin ölümüne yol açan süreçleri de o kadar fazla tetikliyor. Hava kirliliği dışında bir diğer kirlilik türü olan gürültünün de insan beynine olumsuz etkileri var. Özellikle ulaşım araçlarının yarattığı çevresel gürültüyü azaltıcı düzenlemeler ve daha sessiz araçların yaygınlaşması konusundaki çalışmalar bu hastalıkla ilgili olumlu bir gelişme yaratabilir."
Doç. Dr. Başar Bilgiç, yüksek tansiyon tedavisi ile bunama riskinde azalma sağlanabildiğinin daha önceki çalışmalarda görüldüğünü aktararak, son dönemde yapılan çalışmaların tansiyon ilaçlarının birçoğunun bu olumlu etkiye sahip olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Alzaymır hastaları ve hasta yakınlarından oluşan koronun mini bir konser verdiği toplantıya, Türkiye Alzheimer Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Murat Emre, davetliler ve hasta yakınları katıldı.