Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs'ta, Rum tarafının ikircikli ve dayatmacı tavrının adada eşit, egemen, bağımsız iki devletli yöntem dışında bir çözüm yolu bırakmadığını ederek, "Papazlara ağır silah eğitimi vermekten terör örgütlerine ofis açmaya kadar Rumların yaptığı her tasarruf, bu kararın isabetini göstermektedir." diye konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ege Bölgesi'ndeki en büyük birleşik müşterek tatbikatı Efes-2022 Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Arazi Tatbikatı tamamlandı.

Tatbikatın "Seçkin Gözlemci Günü"ne katılan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon arama ve sondaj faaliyetlerinin de Birleşmiş Milletler uygulamaları ve diğer uluslararası teamüllere uygun şekilde sürdürüleceğini vurgulayarak, "Yetki alanlarımızda bize rağmen herhangi bir tasarruf veya işlem yapılmasına izin vermedik, vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

"Sınırlarımızı 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik hattıyla koruma altına alma kararlılığımızı adım adım hayata geçiriyoruz"

Erdoğan, "Savunma sanayisinde sahip olduğumuz her türlü imkan ve kabiliyeti, dostlarımızla ve müttefiklerimizle paylaşmaktan memnuniyet duyan bir ülkeyiz. Dünyanın siyasi, ekonomik, askeri, sosyal açıdan köklü bir yeniden yapılanma sürecinden geçtiği bir dönemde, bu tür iş birlikleri çok daha büyük bir önem kazanmaktadır. Türkiye, terör örgütleriyle ve düzensiz göçle mücadele gibi dünyanın en kritik sınamalarını başarıyla vermeyi sürdürüyor. Bunun yanında Kafkaslardan Afrika'ya, Karadeniz'den Akdeniz'e kadar her yerde barışın, istikrarın, güvenliğin tesisi konusunda kimsenin inkar edemeyeceği gayretler sarf ediyoruz” şeklinde konuştu.

- "Yunanistan'ı, gayriaskeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye davet ediyoruz"

Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın dünyada barışın ve istikrarın ne kadar kırılgan ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterdiğini vurguladı. Bölgede yaşanan çatışmalar ve potansiyel tehditler nedeniyle NATO ittifakının birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğuna işaret eden Erdoğan, "Böyle kritik bir dönemde Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta ülkemizin uluslararası anlaşmalara dayalı haklarına ve çıkarlarına yönelik tehditler içeren stratejilere tevessül edilmesinden üzüntü duyuyoruz" diye konuştu.

Bazı Yunan siyasetçilerin, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir pervasızlıkla gerçeklikten uzak, akla, mantığa, hukuka aykırı söz ve eylemlerle gündem olmaya çalıştıklarını dile getiren Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Halbuki bu tür konuların iç politikaya yönelik şımarıklıkları kaldırmayacak kadar hassas olduğunun ve ağır sonuçlar doğurabileceğinin sayısız örneği, önümüzde durmaktadır. Ülkelerinin kaynaklarını, enerjilerini ve vakitlerini asla güçlerinin yetmeyeceği hayallerle heba edenler, tarih önünde bunun hesabını mutlaka verecektir. Bu vesileyle bir kez daha Yunanistan'ı, gayriaskeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye, uluslararası anlaşmalara uygun davranmaya davet ediyoruz. Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum. Özellikle bu millet kararlıdır ve bu millet bir şey söylerse ardını da takip eder."

-“ Yunanistan’ı tekrar ikaz ediyoruz”

"Yunanistan'ı tıpkı bir asır önce olduğu gibi pişmanlıkla sonuçlanacak hayallerden, söylemlerden ve eylemlerden uzak durması, aklını başına alması konusunda tekrar ikaz ediyoruz. Kendine gel" şeklinde konuşan Erdoğan, Doğu Akdeniz'de, Türkiye ana karasına 2 kilometreden daha az, Yunanistan'a ise 600 kilometreden daha fazla mesafedeki Meis Adası için 40 bin kilometrelik deniz yetki alanı talep etmenin anlamını uluslararası camianın takdirine bıraktıklarını ifade etti.

Gayri askeri statüdeki adaların, çeşitli tatbikatlara dahil edilerek NATO ve üçüncü taraf ülkelerin de bu hukuksuzluğa alet edilmeye çalışılmasının, sonu felaketle bitecek bir çabanın ötesinde anlama sahip olmadığının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sayın Miçotakis, herhalde adalara turistik çıkarma yapıyor. Bununla bir yere varmak mümkün değil. Yunanistan, aynı zamanda Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen, birliğin değerlerini, evrensel insan haklarını, uluslararası antlaşmaları hiçe sayarak Batı Trakya, Rodos ve İstanköy'de yaşayan Türk azınlığa baskı uygulamayı hala sürdürüyor. Hukuksuz uygulamaları sebebiyle 1999 ve 2006 yıllarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından mahkum edilen Yunanistan'ın baskıcı tutumunu devam ettirmesine göz yumulması da çifte standart örneğidir. Konu Türkiye olduğunda şahin kesilenlerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini hiçe sayan, terör örgütlerini açıkça destekleyen, sığınmacılara her türlü insanlık dışı muameleyi yapan Yunanistan'a ses çıkarmamasını da ibretle takip ediyoruz."

Editör: TE Bilisim