Rum siyasi partilerin, 15 Temmuz 1974’te meydana gelen Yunan cuntası darbesinin yıldönümü nedeniyle mesaj yayınladıkları bildirildi.
Politis gazetesinin haberine göre DİSİ, Türkiye’nin sadece BM kararlarını görmezden gelerek uluslararası meşruiyeti sistematik olarak ihlal etmekle kalmadığını; aynı zamanda AB karşısındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, askeriyle birlikte “Kıbrıs’ın topraklarını işgal edip”, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi”ne girdiğini ve Maraş ile ilgili oldu-bittiler yaratmaya çalıştığını öne sürdü.
DİSİ, Ankara’nın bu “stratejik taktikleri” karşısında daha güçlü şekilde birlik olunması ve BM ile AB kurumlarıyla seslerini birleştirmeleri gerektiği mesajını verdi.
Gazeteye göre AKEL, cuntanın ideolojisi, mimarisi ve eylemcileriyle ilgili tarihi gerçeğin, sağ ve aşırı sağ savunucularının fikirleriyle uyuşmadığını; ancak sağ ve aşırı sağı savunanların, cuntacılarla aynı faşist sloganları ürettiğini belirtti.
AKEL, sağ ve aşırı sağın, 1974 ile ilgili gerçeği saptırarak, Makarios’u EOKA faşizmiyle eşitlediğini ve AKEL’in savunduğu antiemperyalizmi töhmet altında bıraktığını kaydetti.
Habere göre AKEL, faşist ideoloji devam ettiği sürece “Türk işgalinin” ve bölünmenin de sona ermeyeceğini ifade etti.
DİKO ise, Kıbrıs sorununa “işgali devirecek ve işgal altındaki toprakları özgürleştirecek” bir çözüm bulunması için mücadeleye devam etmekle yükümlü olduklarını belirtti ve ancak bu şekilde direnişçilerin ruhlarının dinlenebileceğini kaydetti.
Habere göre EDEK ve Ekologlar-Vatandaşlar İşbirliği de, gerek Annan Planı, gerekse Crans Montana’daki beşli konferans ve Türkiye’nin şu anda sözde “MEB” içerisindeki faaliyetlerinin herkesi uyandırması gerektiğini savunurken, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin normal bir devlet olabilmesi için barışın ve halkın birliğinin garanti altına alınması gerektiğini ifade ettiler.