Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, UBP-DP koalisyonunun hükümet programını görüşüyor. 

Genel Kurulda söz alan muhalefet partilerinin başkanları, hükümet programında yer alan hedeflerin 2,5 ayda hayata geçirilemeyeceğini belirterek, hükümeti “inandırıcı olmayan vaatler vermek”, “samimi ve ciddi olmamakla” suçladı. TDP, HP ve CTP genel başkanları hükümet programına ret oyu vereceğini belirtti.

Hükümet programı üzerindeki görüşmeye geçilmeden önce komite üyeleriyle ilgili değişiklik tezkereleri okundu ve oy birliğiyle kabul edildi.

KOMİTE BAŞKANLIKLARINDA DEĞİŞİKLİK

Buna göre, Faiz Sucuoğlu’nun başbakan olmasıyla boşalan İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi’ne başkan olarak UBP milletvekili Menteş Gündüz; Sunat Atun’un Ekonomi ve Enerji Bakanı olmasıyla boşalan Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi başkanlığına da UBP milletvekili Hasan Taçoy atandı.

AD-HOC KOMİTEDE BAŞKAN BEROVA

Öte yandan Seçim ve Halk Oylaması Yasası’ndaki karma oy sisteminin kaldırılması veya değiştirilmesi için oluşturulan Ad-Hoc Komitenin Başkanının UBP milletvekili Özdemir Berova, Başkan Yardımcısı’nın ise CTP milletvekili Fazilet Özdenefe olduğu genel kurulun bilgisine getirildi.

Bakanlar Kurulu listesinde yer alması gereken Başbakan Yardımcılığı, Turizm ve Çevre Bakanlığı ifadesinin sehven Turizm ve Çevre Bakanlığı olarak yazıldığı, ibarenin Başbakan Yardımcılığı, Turizm ve Çevre Bakanlığı düzeltildiği de Genel Kurul!un bilgisine getirildi.

ÖZYİĞİT: “HİÇBİR VAAT İNANDIRICI DEĞİL”

UBP-DP hükümet programı üzerine ilk sözü TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit aldı.

Özyiğit, “Maşallah UBP-DP hükümet programında türlü türlü vaatler var. Hayaller güzel… Hiçbir vaat inandırıcı değil…” dedi.

Ülkedeki ekonomik duruma işaret eden, insanların alım gücünün hızla eridiğini, asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu belirten Özyiğit, önceki hükümetin borçlanma limitini de doldurduğunu kaydetti, “Durum vahim… Maliye Bakanı, kaynak bulmak, maaş ödemek için çırpınıyor…” şeklinde konuştu.

Ülkedeki Covid-19 vakalarının gün geçtikçe arttığını, denetim yapılmadığını savunan Özyiğit, “Boş vaatlerle uğraşacağınıza koronavirüsle uğraşın” dedi, 8 yaşında Meryem Ceren Kırma’nın ölümüyle ilgili Sağlık Bakanlığı’ndan açıklama beklediklerini söyledi.

TDP Genel Başkanı Özyiğit, hükümet programından kesitler okuyarak mali disiplinin nasıl sağlanacağını sordu, hükümetlere öneri paketleri sunduklarını ama bu önerilerin dikkate bile alınmadığını kaydetti

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın anıt mezarıyla ilgili de konuşan, anıtın LTB ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde düzenlenmesi konusunun Ankara’da rahatsızlık yarattığını savunan Özyiğit, konunun bu nedenle Bakanlar Kurulu’na gelemediğini söyledi.

UBP kurultayına da değinen TDP Genel Başkanı Özyiğit, “Hükümet listesinin önce TC Büyükelçiliği’ne götürülmesinin anlamı nedir? Büyükelçi kendi öyle olmak istiyor, siz de onu genel vali konumuna getiriyorsunuz… Buradaki yönetimin bir alt yönetim olduğu olgusunu pekiştiriyorsunuz… Öte yandan da egemen eşitlik, iki ayrı devlet diyorsunuz… Devletten mi vilayetten mi bahsedersiniz… Galiba karıştırdınız” ifadelerini kullandı

ÖZERSAY: “SEÇİME GİDERKEN ÖNCELİĞİMİZ KAVŞAKLARIN YEŞİLLENMESİ Mİ?”

HP Genel Başkanı Kudret Özersay, “Eğreti şekilde kurulan koalisyon hükümetinin memleketi bir yıl içinde ne hale getirdiğini, siyasetin saygınlık açısından ne durumda olduğunu gördük ama ne yazık ki ders alınmadı, değişen bir şey yok…” dedi.

“Bu bir seçim hükümetidir. Bir cümlelik hükümet programı yazsaydınız sizi daha samimi bulacaktık” şeklinde konuşan Özersay, hükümet programının samimi ve gerçekçi olmadığını savundu.

Hükümet programında “devam edilecektir, hız verilecektir” şeklinde iki fiil kullanıldığını belirten Özersay, “Seçime giderken önceliğimiz kavşakların yeşillenmesi mi? Önümüzdeki 2,5 ayda taş ocaklarını rehabilite edeceğinizi söylüyorsunuz… Bunda samimi misiniz?” diye sordu.

Özersay, “Hükümet programında en çok dikkatimizi çeken, en çok hoşumuza giden cümle şudur; Vakıflar İdaresi’nde devam eden çalışmalarımız artarak devam edecektir” şeklinde konuştu.

ERHÜRMAN: “TOPLUMUN GAİLESİNİ ÇEKMEYEN SİYASİ YAPININ MEMLEKETİ NEREYE GETİRDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, hükümet edenlerin programa yazılanların farkında bile olmadığını savunarak, “Dünyadan ve memleketten böyle bihaber yaklaşım tarzı olamaz. İnsanların alım gücünü koruyacak, üreticiyi rahatlatacak birkaç tedbir yazsaydınız… Ne projeler ne projeler!.. 2.5 ay için kablo ile elektrik konusunu tartışıyoruz… İnanılır gibi değil” dedi.

Türk Lirası’nın Sterlin, Euro ve Dolar karşısındaki değer kaybına işaret eden Tufan Erhürman, “Akaryakıt, tüp gazın geldiği nokta arkadaşlarımızın dikkatini çekmiyor. Bütçeyi nasıl yöneteceğiz kaygıları yok. Biz hükümetteyken hepsi bolibif fiyatlarına takmıştı… Başımıza bolibifçi kesilen arkadaşlar tüp gaza, akaryakıta bakmıyor” şeklinde konuştu.

Hükümet programında kullanılan “Hız verilecek ifadesini” de eleştiren Erhürman, “Bir hızdır da gidecek…” dedi.

Türkiye ile imzalanan protokole işaret eden Erhürman, “Marifet protokol imzalamak değil, yapabileceğinizin altına imza atmak, imzaladığınızı yapmak, kaynağın ne zaman geleceğinin belli olması… Ersin Tatar, Ersan Saner bizim yapılamaz dediğimiz protokolün altına imzayı bastı.  Bastı da ne oldu?..” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs konusuna değinen, iki devletli çözüm tezinin kapsamlı çözüme ulaşmayı imkansız kıldığını belirten Erhürman, 2004’ten beri Kıbrıslı Türk halkının çözüm iradesi zeminine basıldığını, elde edilenlerin de bu sayede elde edildiğini belirtti.

2022’nin zor bir yıl olacağını belirten Erhürman, “Sanki 25 sene hükümette kalacakmışsınız gibi kablo ile elektrik getirmeyi, kalkınma planını programa yazdınız. Markette bir şey alamayan, hayvanına yem yedirmeyen hayvancıyla, bu halkla dalga mı geçiyorsunuz? Bu program hangi kafayla yazıldı anlamış değilim… ” ifadelerini kullandı.

Okullardaki sorunlara değinen CTP Genel Başkanı Erhürman, İskele’de bir ilkokulda 500 öğrenciden 120’sinin Türkçe bilmediğini söyleyerek, bunların masaya yatırılması gerektiğini ifade etti.

Erhürman, “Maalesef belli bir zihniyetin, toplumun gailesini çekmeyen siyasi yapının memlekete nereye getirdiğini görüyoruz” dedi.

Erhürman, Türkiye ile ilişkilerin kurulduğu zeminin de yanlış olduğunu ifade ederek, ‘Türkiye’den parayı en iyi ben koparırım’ zihniyetinde olanları eleştirdi.

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, iki aylık seçim hükümetinin sanki dört-beş yıl hükümette kalacak gibi bir hükümet programı hazırladığını belirterek, bunun kendisini şaşırttığını söyledi.

Yaptığı incelemede 117 tane “-cek”, “-cak” ekiyle bitmiş paragraf belirlediğine işaret eden Arıklı, bakanlıklara göre dağılımlar göz önünde bulundurulduğunda, söylenenlerin olmayacağının herkes tarafından gayet iyi bilindiğini belirtti. 

Arıklı, dış politikayla ilgili bölümün tutarlı olduğunu dile getirerek, iki devletli çözüm ve Maraş açılımının devam edeceği noktaların önemli olduğunu kaydetti. 

Erhan Arıklı, bir parçası olduğu hükümetin 10 ayda Türkiye ile imzaladığı protokolde koşullu olarak KKTC’ye 3 milyar TL üzerinde yardım yapılacağının belirtildiğini ancak hükümetin yapılması gerekenleri yapmadığını ve para akışını sağlanamadığını söyledi. 

Arıklı, Kamu Görevlileri Yasası, Üst Kademe Yöneticileri Yasası, Kamu Personel Yasası, Sendikalar Yasası, İş Yasası, Organize Sanayi Bölgeleri Yasası gibi yasalarda değişiklikler ve vergilerle ilgili düzenlemeler yapılması gerektiğini ancak bunların hiçbirinin yapılmadığını belirtti.

Etiket Tüzüğü’nü geçirmek istediklerini ancak ortaklarının kabul etmediğini söyleyen Arıklı, hayatı ucuzlatmaya yönelik diğer projelerin neden hayata geçemediğini anlattı. 

Arıklı, protokollerde yapılabileceklerin yer alması ve verilen sözlerin tutulması gerektiğini belirterek, yeni oluşacak hükümetin geçmişte yaşananlardan ders alınması temennisinde bulundu. 

DENKTAŞ 

DP Milletvekili Serdar Denktaş, bütçeyi geçirmenin önemine değinerek, bütçe geçmeden seçime girilmesinin vahim sonuçları olacağını dile getirdi. Denktaş, bir önceki yılın 12’de birini kullanarak, devam edilebileceği görüşünün uygulamada sorunlar yaratacağını söyledi. 

Hayat pahalılığı ödemeden çalışmanın piyasayı kötü etkileyeceğini ve devlet gelirlerini olumsuz etkileyeceğini kaydeden Denktaş, bütçenin kısa sürede geçirilmesi üzerinde mutabık kalınmasının önemli olduğunu belirterek, buna destek verenlere teşekkür etti. 

Seçim takvimine değinerek, 23 Ocak tarihinin eğitim devam ederken olumsuz sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Denktaş, iki haftadan hiçbir şey olmayacağını, dolayısıyla 30 Ocak ve 6 Şubat tarihlerinin seçim için daha uygun tarihler olduğunu belirtti. 

Denktaş, bu tarih değişikliği yapılması halinde seçim yasası konusunda yapılacak değişikliklerin daha rahat görüşülebileceğini ifade etti. 

Karma oyun kalkmasını yıllardır savunduğunu söyleyen Denktaş, sistemin bozulduğunu ve siyasi partilerin etkinliğini ortadan kaldırdığını ileri sürdü. Siyasal partilerin ideolojisini sıfırlayan bir yaklaşımın sözkonusu olduğuna işaret eden Denktaş, “Mesele özgürlükse, mührü kaldıralım ve herkes kişilere oy versin” dedi. Ülkede karma oy grupları ve pazar oluştuğunu savunan Denktaş, “Bu mu özgürlük?” diye sordu. 

Karma oyun kalkması konusunda samimi olunması halinde komiteden geçebileceğini belirten Denktaş, Türkiye ile protokolün bir sonraki hükümet tarafından imzalamasının daha doğru olacağını söyledi. 

ANGOLEMLİ 

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de konuşmasında, ekonomik sıkıntılara değinerek, halkın alım gücünün düştüğünü söyledi. 

TL’nin döviz karşısında durumundan dolayı halkın fakirleştiğini dile getiren Angolemli, eskiden de bunların yaşandığını ancak halkı korumak için iki ayda bir eşel mobil sistemi uygulandığından bu durumun olumsuz etkilerinin azaltıldığını belirtti. 

Hükümet programında iki devletli çözüme atıfta bulunulduğunu söyleyen Angolemli, “Toplumun yarısından fazlasının federasyon tezini desteklediğini göz ardı edip, bu kararı nasıl aldınız” dedi. 

Önceki yıllarda bu konulara ilişkin kararın Meclis’te görüşülerek ve tartışılarak alındığına işaret eden Angolemli, “Peki biz binlerce insan toplanır ve federasyon talep edersek ne olacak? Birbirimize gireceğiz. Bu konular daha önce gizli oturumlarda Meclis’te görüşülür ve ortak bir noktada buluşulurdu. Bu sefer bu yapılmadı. Bu karar bizi bölmekten başka bir işe yaramadı” şeklinde devam etti.

Halkın iradesinin meclis olduğunu ve Kıbrıs konusunda birlikte hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Angolemli, “Bu işlerin altından çıkamazsınız, bu toplumun başına çok şeyler açacaksınız” dedi. 

Ayfodi tepesi konusuna da değinen Angolemli, eski eserler bulunan bölgeye taş ocağıyla zarar verildiğini ancak ilgili bakanın açıklama yapmadığını savundu. 

Vakıf mallarını kiralayan ve kiralarını ödemeyenlerin kim olduğuna yönelik bilgi talep eden Angolemli, tarımda ekim zamanı olduğunu ancak ülkede yapay gübre bulunmadığını söyledi. 

Torbalarla libazmanın ucuz fiyata satıldığını söyleyen Angolemli, yeni gelecek olanların pahalı satılacağını ve birilerine kıyak geçildiğini savundu. 

Üreticinin ekim döneminde mazot alamayacak durumda olduğunu dile getiren Angolemli, hükümetin çiftçiyi desteklemediğini ileri sürdü. 

Angolemli, “Çiftçi ve hayvancıyı desteklemeliyiz. Onların sayesinde ayakta durabiliyoruz” dedi. 

Ülkede tekelleşme yaşandığını ve kimsenin bunun önüne geçmediğini söyleyen Angolemli, “Rekabet Kurulu nerede? Pahalılıkla ilgili bugüne kadar kime ne ceza verdiniz” diye sordu. 

Ülkede tarım alanlarına binalar yapıldığını söyleyen Angolemli, özellikle İskele ve Gazimağusa bölgesinde tarım alanlarının büyük şirketler tarafından satın alınarak binalar yapıldığını dile getirerek, tarımın nerede yapılacağını sordu. 

ÇAVUŞOĞLU 

Tarım ve Doğal Kaynakları Nazım Çavuşoğlu, sürdürülebilir tarımın önemine işaret ederek, üretime destek verileceğini söyledi. Çavuşoğlu, kur ve emtia fiyatlarının kendilerini zora soktuğunu ve hesapları alt üst ettiğini belirtti. 

Tarıma ciddi anlamda destek verildiğini söyleyen Çavuşoğlu, arpa desteğini 1 TL’ye çektiklerini, gübrede torba başına 70 TL destek verileceğini belirtti. Küçükbaş hayvancıya da destek verileceğini ifade eden Çavuşoğlu, kuraklık çalışmalarının siyasetten ari şekilde yapıldığını kaydetti. 

Çavuşoğlu, süt fiyatında bugün bir ayarlama yapacaklarını dile getirdi. 

ÖZDENEFE 

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, hükümetin geçmişte taahhüt ettiklerini yapmadığını, hükümet programının da bu yapılmayan dileklerden oluştuğunu söyledi. 

Hükümetin, önceki hükümetin yaptığı öne sürülen “çarpıklıkları” yapmayı sürdürdüğünü savunan Özdenefe, topluma zarar verildiğini iddia etti. 

Özdenefe, bütçeyle ilgili konuları değerlendirmek gerekiyorsa hükümet sunulduktan sonra Maliye Bakanı ile bunun yapılabileceğini ancak bunun yerine TC Büyükelçiliğine gidildiğini söyledi. 

Hükümet programında da yer alan Kapalı Maraş’a ilişkin devlet politikasının ne olduğunu soran Özdenefe, Meclis’in, milletvekillerinin, sendika ve sivil toplum örgütlerinin bu devlet politikası konusunda bilgisi olmadığını, dolayısıyla bu politikanın ne olduğunun açıklanmasını talep etti. 

Özdenefe, yüz yüze eğitime ilişkin ne yapıldığını sordu. Özel okullarla devlet okulları arasında farkın giderek açıldığını söyleyen Özdenefe, çocukların A ve B grubu olarak ayrıldığını, bazı günler okula gittiği bazı günler gitmediğini, dolayısıyla okullarda kopma yaşandığını belirtti. 

Fazilet Özdenefe, Covid 19’dan kaynaklanan eğitim açıklarının nasıl kapanacağını sordu. 

Gazimağusa İskele Yeniboğaziçi İmar Planı’na değinen Özdenefe, geçme aşamasında olan planın kabul edilebilir olmadığını söyledi. 

TOROS 

CTP Milletvekili Fikri Toros, UBP hükümetleri ve politikalarının halkı fakirleştirdiğini, işletmeleri iflasın eşiğine getirdiğini, işsizlik rakamlarını artırdığını ve turizmde doluluk oranlarını düşürdüğünü savundu. 

Federal çözüm iradesine sırt çevirmenin Kıbrıslı Türkleri yalnızlaştırdığını ileri süren Toros, hükümet programının “içi boş ve ciddi çelişkiler içeren bir program” olduğunu savunarak, “Bu bir hükümet programı değil, UBP’nin tükenmişliğinin bir itirafnamesidir” iddiasında bulundu. 

Toros, hükümet programında, ülkeyi terk eden turizm emekçilerinin geri getirilmesi, turizmin nasıl korunacağı, turizm sektörünü olumsuz etkileyen aşı sertifikası sorununun çözümüne dair hiçbir şey bulunmadığını ileri sürdü. 

Pandemi haritalarında KKTC’nin bilinmeyen bir bölge olarak yer aldığını söyleyen Toros, bu sorun çözülmediğinden turizmde ilerleme sağlanamadığını, buna yönelik çözüm için adım atılmadığını savundu. 

“Federasyondan bu kadar korkmanıza anlam veremiyorum” diyen Toros, dünyanın yüzde 40’ının federasyonlarla yönetildiğini söyledi. 

Seçimin kırılma noktası olduğunu kaydeden Toros, pandeminin halka gerçekleri hatırlattığını belirtti.

Yolların karanlık olduğunu ve trafik kazaları yaşandığını söyleyen Toros, bu gibi konularda çareler üretilebileceğini ve asgari ücreti artıracak adımlar atılabileceğini ve birleşik faiz külfetine çare bulunabileceğini ancak bu gibi adımların hükümet programlarında yer almadığını kaydetti. 

Toros, yükseköğretime yönelik müsteşarlık kurulması gerektiğin dile getirdi. 

DERYA 

CTP Milletvekili Doğuş Derya, Faiz Sucuoğlu’na “UBP Genel Başkanı olmasını istemeyenin” kim olduğunu sordu. 

Derya, yalan üzerinden algı yaratıldığını savunarak, UBP hükümetinin bu anlayışla hareket ettiğini söyledi.

Hükümet programında yer alan “federasyona geçmişin kalıntısı” sözüne değinen Derya, federal çözüme karşı duruş ile doğalgaz konusundaki iddiaların hangi zemine oturtulduğunun açıklanmasını istedi. Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olduğunu söyleyen Derya, “İki devletlilik 
Savunuyorsanız, Türkiye’nin garantörlüğünden ve AB yurttaşlığından vaz mı geçiyorsunuz?” diye sordu. 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devletlilik çözüm modeliyle KKTC’nin cazibe merkezi olduğu yönündeki açıklamasına değinen Derya, kredi kartı ve genel borçlarda artış yaşandığına, zamların üretim maliyetlerini yükselttiğine, asgari ücret ve emekli maaşlarının eridiğine işaret etti.

Derya, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yurt dışı ziyaretlerine de değinerek, eleştirdi. 

UBP tabanı içinde demokrasi ve adalet özlemi duyan insanlar olduğunu söyleyen Derya, UBP’de yaşandığını iddia ettiği skandallarla ilgili örnekler verdi. 

Derya, suç oranlarının arttığını, mafya konusunun irdelenmediğini, Kutlu Adalı cinayeti konusunda komite kurulmasının engellendiğini savundu. 

Editör: TE Bilisim